Taha Dağlı’nın yazısı…
Suriye’de Rakka ve Münbiç, DAEŞ terör örgütünün işgalindeydi. ABD, PYD terör örgütünü bölgeye yönlendirdi. Önce Rakka’ya 2 ay evvel de Münbiç’e yönelik operasyonlar PYD üzerinden yapıldı.
ABD, Türkiye’nin tüm hassasiyetlerine rağmen PYD’nin DAEŞ’le mücadele ettiğini öne sürerek, PKK uzantısı bu terör örgütünü meşru gösterdi.
Şimdi benzer plan Irak’ta hayata geçirilmek üzere. Irak’ta Musul kenti 2 yılı aşkın süredir DAEŞ terör örgütünün işgalinde bulunuyor. Bir haftadır ise ABD destekli Irak Ordusu ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimine bağlı peşmergeler, Musul’u DAEŞ’ten temizlemek için operasyona başladı.
Musul operasyonu devam ederken Kerkük’te konuşlu 2 bin PKK teröristinin de DAEŞ ile mücadele operasyonuna katılacakları açıklandı.
Kuzey Irak Bölgesel yönetiminin Moskova temsilcisi Aso Şeyh Cengi, Kerkük’ün güneyindeki PKK teröristlerinin Musul operasyonuna dahil edildiğini söyledi.
ABD, PKK’yı Musul’daki DAEŞ operasyonuna Irak hükümeti aracılığıyla davet etti. Böylece Amerika, Suriye’de DAEŞ bahanesiyle PYD terör örgütünü temize çıkarırken, bu kez Irak’ta PKK’yı da DAEŞ’le savaşıyor süsüyle meşru bir örgüt olarak aklamaya çalışacak.
PYD-PKK SURİYE VE IRAK’TAKİ KÜRT DENGELERİNİ ALT ÜST EDİYOR
Amerika’nın PYD-PKK planı, DAEŞ terör örgütü sayesinde tıkır tıkır işliyor. Ancak ters giden bazı durumlar var. O da hem Suriye’deki hem de Kuzey Irak’taki Kürtleri yakından ilgilendiriyor.
Suriye’de Ulusal Kürt Konseyi ile PYD terör örgütü arasında çok ciddi ihtilaflar var. Bu durum 2011’den beri böyleydi ancak son süreçte PYD’nin kuzeyde Rakka ve Münbiç gibi şehirleri de işgal etmesiyle iyice ayyuka çıktı.
Suriye Ulusal Kürt Konseyi başından bu yana Esed rejimine muhalif, Suriyeli muhaliflerin safına yani Suriye Ulusal Konseyine resmi olarak katılmasalar da, PKK-PYD çizgisinin çok net şekilde uzağındalar.
PYD teröristleri geçtiğimiz günlerde Kürt konseyinin 14 üyesini kaçırdı. Başkanları İbrahim Bıro’yu da 2 günlüğüne alıkoydu.
Sonrasında Kamışlı’da sokağa dökülen Suriye Ulusal Kürt Konseyi üyeleri bölgedeki PYD işgalini ve PYD’nin sürgün politikasını protesto etti.
PYD sadece Türkmenlerle Araplara işkence çektirmiyor, bu agresif politikayı kendileri gibi düşünmeyen tüm Kürt gruplara da uyguluyor.
PYD’nin yaptıklarını savaş ilanı olarak tanımlayan ve “Suriye’deki Kürt halkı PYD’yi de Öcalan’ı da benimsemiyor” diyen Suriye Ulusal Kürt Konseyinin Başkanı İbrahim Bıro, Kuzey Irak’taki PKK yapılanmasına da dikkat çekiyor.
Zira Suriyeli muhalif Kürtler, Kuzey Irak Bölgesel yönetimine yani Barzani’ye daha yakınlar. Türkiye’nin Suriye politikasına da çok mesafeli değiller.
ABD’nin sınırsız yetkilerle sahaya sürdüğü PYD teröristlerinin giderek güçlenmesi, Suriyeli Kürt muhalif gruplar açısından büyük bir tehlike arz ediyor.
TÜRKİYE BU TEHLİKEYİ 2 YIL ÖNCE FARKEDİP, ÖNLEM ALMIŞTI
Türkiye 2014’teki Kobani olaylarından bu yana bugünkü tehlikenin farkındaydı. Kobani’de “PYD mi DAEŞ mi” dayatmasına Peşmerge üzerinden yanıt verilmişti. O dönemde PYD tüm şımarıklığıyla “biz DAEŞ teröristleriyle savaşıyoruz, Türkiye bize yardım etsin” diyor, Amerika da bu konuda Ankara’ya baskı uyguluyordu.
Türkiye, Kuzey Irak’tan Peşmergelerin Suriye’ye geçişine izin vererek, Kobani’de DAEŞ ile çatışan PYD’ye yardıma göndermişti.
Ve böylece Suriye’deki Kürt yapılanmasına Kuzey Irak Kürtlerini de ortak etmişti.
Bugün o Peşmergeler hala Suriye’deler ve Suriye Ulusal Kürt Konseyi ile birlikte hareket ediyorlar.
Hatta PYD terör örgütü Suriye’deki peşmergeleri “MİT’in adamları” olarak lanse ediyor.
ABD, Suriye’de PYD’ye geniş yetkiler verdi. Bu sayede Suriye’deki Kürtler üzerindeki Barzani etkisini kırmayı amaçlıyor.
Kuzey Irak’ta da PKK’ya aynı olanakları tanıması halinde Barzani’ye iki seçenek sunulacak. Ya Suriye’deki Kürtlerle birlikte tasfiye edilecek ya da PKK-PYD terörüne angaje olacak.