Diyarbakır Dicle Üniversitesi Kongre Merkezinde 30-31 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen Boşanma Çalıştay’ında Türkiye’deki boşanma artışlarının sebepleri ve çözüm önerileri tartışıldı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in açılış konuşması yaptığı Çalıştay da konusunda uzman 50 davetli 2 gün süren toplantıda sonunda boşanmaların dini, hukuki, sosyal ve psikolojik açısında 14 başlıkta değerlendirdi.
Boşanma çalıştayının nihai sonuç raporunda; izdivaç programları ve bazı dizilerin yayından kaldırılması istenilirken, aile bütünlüğünü tehlikeye sokan bu tür programlar yerine; ailede sabır, sadakat, fedakarlık hislerini ön plana çıkaran TV dizileri, filmler, tiyatro, küçük cep kitapları gibi farklı yayın türleri tavsiye edildi.
Ekonomik sebeplerden ötürü boşanma aşamasında olan çiftlerden birisinin işe yerleştirilmesi istendiği raporda boşanma aşamasında olan çiftlerin mahkemeden önce arabulucuya başvurması tavsiye edildi.
Konu ile ilgili bilgi veren Dicle Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aytekin Sır, “Medyada şuan yayında olan; halkımızın örf, adet, gelenek ve inançlarıyla uyuşmayan, aile birliğini tehdit eden, evlilik programları, bazı diziler ve programlar denetim altına alınmalı, gerekirse yayından kaldırılmalıdır.
Sağlıklı evlilikler kurulabilmesi için evlenecek kişilerin evlenmeden önce konuyla ilgili bir eğitim programına katılmış olmaları mutlaka aranmalıdır evlilik okulu gibi ve bu konuda yapılacak eğitimlere herkesin ücretsiz ulaşabilmesi sağlanmalıdır. Üniversitelerde Aile öğretmenliği bölümleri kurulmalı ve ayrıca konuyla ilgili bölümler için seçmeli olarak “Aile eğitimi” dersleri koyulmalıdır.
Erken yaşta 18 yaş altı çocuk yaşta evliliklere karşı zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılması faydalı olacaktır ve bu konu titizlikle takip edilmelidir. Boşanma davasının aile içi özel meseleleri ortaya dökmesi ve tekrar toparlamanın zor olması nedeniyle davadan sonra evlilik ya hiç sürmemekte ve boşanma ile sonuçlanmakta veya sağlıksız aile olarak zoraki sürmektedir.
Bu sebeple, boşanma davasından önce arabulucuya başvurmak ve problemin arabulucu eliyle çözülmesi ve mümkünse evliliğin devamını sağlamaya çalışmak dava şartı haline getirilmelidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Evlilik ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde “Evlilik Dairesi Başkanlığı” kurulmalıdır. Ekonomik sorunlar nedeni ile boşanması söz konusu olan aileler tespit edilerek ve aile bireylerinden en az bir kişinin sosyal güvencesi olan düzenli bir işte çalışmasını sağlayacak koşullar oluşturulmalıdır” dedi.
Prof. Dr. Aytekin Sır, evlilik programlarına katılanların bazılarının psikiyatrik rahatsızlığı olduğunu iddia ederek “İzdivaç programlarında insanlar çok özel bazı şeyleri televizyonda söylüyorlar. Daha sonra belki pişman ola bilecekleri şeyleri söylüyorlar, bir psikiyastrist olarak burada konuşan kimi insanların psikiyatrik sorunların olduğunu tahmin ediyorum. Gerçi muayene etmeden kesinlikle böyle bir şey söyleyemem ama rahatsızlığı olmasa çıkıp insanlar önünde bukadar rahat konuşamazlar diye düşünüyorum” dedi.
Aile öğretmenliği ile ilgili YÖK’e başvuru yapacaklarını belirten Sır, bu sayede Üniversite’de bulunan bütün öğrencilere eğitim vermeyi hedeflediklerini belirtti. Boşanma için mahkemeye başvuranların yüzde 97’si şiddetli geçimsizlik olarak başvurduğunu belirten Sır “Bazıları yanında kuması olmasına rağmen mahkemeye başvurduğunda sadece şiddetli geçimsizlik diyiyor. Çünkü direk olarak bunların konuşulması söylenmesi bazen onur meselesi yapılıyor ve kadın cinayetleri işlene biliyor.
İş sahibi olmayan bayanların boşandıktan sonra iş bulma yönünde bir destek verilmesi yönünde bir çalışma yapılması yönünde karar çıktı. Nüfus artmasına görev evlilikler azalıyor, boşanma sayısı artıyor. Türkiye’deki boşanma oranları Diyarbakır’dakinin 3 katı. Bunun en önemli sebeplerinden biri yoğun bir baskı uygulanıyor ve kişinin boşana bilme şansı yok. Boşanmak istemesi, evunu terk etmesi öldürülmesi için sebep olabiliyor, biz insanlar hiç boşanmasından ziyade nasıl boşanma oranlarını düşüre bilirizin üstünde durduk.
Çocuğun arkasına saklanarak devam eden evlilikler söz konusu, kimi evliliklerde öyle çatışmalar oluyor ki çocuk boşanmadan sonra daha iyi koruna biliyor, daha sağlıklı yetiştirile biliyor. Bu tür örnekler göre biliyoruz. Ama buna rağmen 2000 yılında boşanma sayısı Diyarbakır’da 300 iken 2010’da 700’e kadar çıkmıştır yani iki katı” diye konuştu.
İHA