İSTANBUL – Emin İleri
İran‘da, tutuklu bulunduğu Tebriz Hapishanesi‘nde 56 gündür açlık grevinde olan insan hakları savunucusu ve çevre aktivisti Mortaza Moradpour‘un durumunun ağır olduğu ve hayati tehlikesinin devam ettiği bildirildi.
İran’daki Türklere yönelik insan hakları ihlallerine karşı Türkiye, Avrupa ve ABD’de çalışmalar yürüten AHRAZ (Assosciation of Human Rights od Azerbaijani People in İran) üyeleri açlık grevindeki Mortaza Moradpour ve onun özelinde, İran’daki Güney Azerbaycan Türklerinin durumuyla ilgili AA muhabirine değerlendirmede bulundu. Norveç’te yaşayan AHRAZ üyesi insan hakları aktivisti Shahin Helali Khyavi, İran’da 90 senedir Türklere karşı bir asimilasyon politikası uygulandığını savunarak, rejimin, bu kesimden gelen talepleri sert yaptırımlarla bastırdığını öne sürdü.
Uluslararası Dünya Anadil Günü’ne katılanların bile rejim tarafından tutuklandığına işaret eden Khyavi, “En son Mortaza Moradpour, Urmiye Gölü’nün kurumasıyla ilgili itiraz etmiş ve rejim tarafından tutuklanmış. Şu an kendisi 56 gündür açlık grevindedir. Durumu çok ağır ve ölüm tehlikesi söz konusu. Sağlık durumu çok kötü.” dedi.
“Güney Azerbaycan Türklerine karşı büyük bir baskı ve ayrımcılık var”
ABD’de yaşayan ve AHRAZ adına çalışamalar yürüten Turkmen Gemiçi ise, “Türklere karşı büyük bir baskı ve ayrımcılık var. İran rejiminin Türklere yönelik yaptığı baskı mezhepsel değil, ırksal bir baskı. Türkler temel insan haklarını talep ettikleri ve kimliklerini korumak istedikleri için baskı altına alınıyor. Onlardan biri de Mortaza Moradpour.” şeklinde konuştu.
Gemiçi, temel haklarını ve Mortaza Moradpour’un özgür bırakılmasını istediklerini söyleyerek, “İran’a şunu diyoruz, Mortaza Moradpour’u serbest bırakın çünkü onun isteği hukuki bir istek, kendi kanununuzu uygulayın. Moradpour istemese bile o kanuna göre onu özgür bırakmalılar. Şu an onun can tehlikesi söz konusu. 50 günü aşkın bir açlık grevi devam ediyor. İran’da sadece Farslar ve Şiiler yaşamıyor. Ama biz biliyoruz ki Sünnilere karşı çok büyük bir baskı var. İran’daki tüm farklı gruplar eşit haklara sahip olmadılar. Biz bunu talep ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Sağlık durumu çok kritik durumda”
Türkiye’de yaşayan serbest gazeteci Taha Kirmani de, Moradpour’un hukuksuz bir şekilde hapis yattığını belirterek, şunları kaydetti:
“İran genelde, ‘Bizim hiç siyasi suçlu mahkumumuz yok, hepsi güvenlik nedeniyle cezaevindeler’ der. Ancak buradan şunu sormak istiyorum, bir çevre aktivisti nasıl milli güvenliği tehlikeye sokabilir ki? Sağlık durumu çok kritik durumda. Kara ciğerinin yarısı iflas etmiştir ve böbrekleri de riskli durumda. Annesi ve kardeşi de Tebriz adliyesi önünde destek eylemine başvurdular. İran yetkilileri de Mortaza Moradpour açlık grevine son vermeden yasanın uygulanmayacağını söylüyor ve bu insan haklarına aykırı.”
“Rejim Türk toplumuna gözdağı vermek istiyor”
İran üzerine yaptığı akademik çalışmalarla bilinen Dr. Arif Keskin de, 29 yaşındaki Mortaza Moradpour’un Güney Azerbaycanlı bir insan hakları savunucusu ve çevre aktivisti olduğunu, İran’ın Türklere yönelik politikalarını sivil eylemlerle protesto ettiği için birkaç defa mahkum edildiğini ve en son 22 Mayıs 2009’da sivil bir eylemde gözaltına alındığını söyledi.
Bu eylemin İran rejiminin yanlış politika uygulayarak Urmiye Gölü’nün kurutmaya çalıştığı gerekçesiyle yapıldığını ifade eden Keskin, “Bu eylemden dolayı 3 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Bu 3 senenin 1’i sisteme karşı propaganda suçuyla, 2 sene ise milli güvenliğe karşı toplanma ve hile yapma suçuyla mahkum ediliyor. Moradpour, 134. ceza yasasına dayanarak serbest bırakılmak isteniyor ama bu talebi karşılanmıyor. Buna itiraz olarak da açlık grevine başladı ve açlık grevi eylemi 56. gününe girdi.” dedi.
“Rejimin amacı Türk toplumuna gözdağı vermek”
Keskin, İran rejiminin Moradpour’un yasal hakkını vermediğini ileri sürerek, şöyle konuştu:
“Rejimin amacı net olarak Mortaza Moradpour gibi aktivistleri ezmek, korkutmak, yıldırmak ve bir şekilde de başarabilirlerse orada ki Türk toplumuna gözdağı vermek. Ve onları kendi kimliksel haklarını isteme konusunda vazgeçirmeyi amaçlıyorlar. İran’ın şöyle bir tezi var, zafer korkudadır, zafer korkutmaktadır. 1979’dan günümüze kadar muhaliflere yönelik siyaseti bu strateji üzerinedir. Toplumun geneline korku yayarak onları caydırmak ve bu süreci de böyle okumak gerekiyor.”
“İran rejimi değişmezse büyük halk gösterileriyle karşılaşabilir”
İran’ın bölgedeki milletleri kendine düşman yapmaya başladığını ve böyle devam ederse kendi içinde ciddi gösterilerle karşılaşacağını vurgulayan Keskin, “İran tarihi olarak en kritik, en zor dönemi yaşıyor. İran bölgede çok zafer kazandığını söylüyor ama bence İran çok tehlikeli, riskli bir sürece girmiş. Bölgedeki bütün milletleri yavaş yavaş kendisine düşman yapıyor. Önümüzdeki süreçte eğer İran rejimi değişmezse, dönüşmezse var olan talepleri karşılamazsa çok büyük halk gösterileriyle karşılaşabilir.” ifadesini kullandı.