Başbakan’dan Adrese Teslim Mesaj

ASKON Başkanı Ünal yaşanan son olaylarla ilgili canlı yayında konuştu..

“BAZI GÜÇLER TÜRKİYE’Yİ TEST ETTİ”

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Gaziantep Şube Başkanı Hayri Ünal, Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan olaylarda, Türkiye’nin büyük bir değişim ve dönüşümünün önünü kesmek isteyen güçlerin parmağı olduğunu belirterek “Bazı güçler bu olaylarla aslında Türkiye’yi bir teste tabi tuttular, Türkiye’nin gücünü test ettiler. Başbakan da kendisine mesaj vermek isteyen güçlere, mesajı getirenler üzerinden sahibine geri iade etti” dedi.

Hayri Ünal, Gezi Parkı’nda iyi niyetle yeşili korumak amacıyla eylem yapan gruplara destek verenlerin bazılarının tehlikeyi gördüğü için evine çekildiğini, sadece sokakta marjinal grupların kaldığına dikkat çekerek “Olayların ilk başladığında polisin sert müdahalesi normal bir müdahale değil. Bu çok iyi araştırılmalı” dedi.

BU TESPİTE DİKKAT

Gezi Parkı olaylarının başladığı tarihe de dikkat çeken Ünal, “Olaylar başladığından 28 Şubat soruşturmasının iddianamesini inceleyen mahkeme karar aşamasındaydı. Ancak bu kararı mahkeme, 15 günlük inceleme süresinin son gününde (dün) verebildi. Ve iddianame kabul edildi, mahkeme süreci başladı. Acaba bu süreçte etkin rol alan iş dünyası, medya ve yabancı ülkeler, iddianamenin kabulünü engellemek için mi kaosu tırmandırdı? Birileri 28 Şubat soruşturmasının sivil ayağa doğru yol aldığını fısıldadı da panikle Gezi Parkına mı sarıldılar?” diye sordu.

“HALEN MESELEYİ ANLAYAMAYANLAR VAR”

Kanal 5’te Canlı yayın Son Nokta’nın konuğu olan Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Başkanı Hayri Ünal, masumane başlayan Gezi Parkı eyleminin daha sonra provokasyonla ülke geneline yayıldığını söyledi. Ünal “Büyük kitlelerle çok büyük problem yok. Ancak küçük gruplar ve provokatörlerin araya girmesiyle olay başka yönlere çekildi. Tabi güvenlik güçlerinin de bu olayı iyi okuyamadığını belirtmeliyim. Bununla ilgili de soruşturma yapılacak ve ihmali olanlar ile orantısız güç kullananlar hakkında gerekli işlem yapılacaktır. Bütün bunlara rağmen meselenin bu şekilde devam etmesi kabul edilemez bir durumdur. Türkiye’nin 21. Yüzyılda yürümeye başladığı yeni yoluna takoz koyma girişimidir. Bunlar bizim vatandaşlarımız neticede. Bana göre bugün sokaklarda çıkıp yürüyen insanlar halen bu meselenin farkında değiller” dedi.

SÖZDE ÇEVRECİLERİN DERİN ÇELİŞKİSİ

Hükümetin getirdiği “alkolle ilgili yeni düzenleme”nin de son günlerde bahane edilerek halkın sokağa çıktığı yönündeki iddialara da cevap veren Hayri Ünal, “Bu eylemlere içki düzenlemesini eklediler. İnsanların özgürlüğü, bir diğer insanların özgürlüğüne geldiğinde sınır biter. Hiç kimse sınırsız özgür olamaz. Sizin özgürlüğünüz benim hakkıma müdahale edecek noktaya geldiğinde sınır biter. Toplum içinde yaşarken de bir diğerini rahatsız edecek özgürlüğün orada durması gerekiyor. İçki yasağı diye bir şey söz konusu değil.İçki içip, sarhoş olup bir başka insanın ölümüne neden oluyor. Keyif için sarhoş olacaksınız başka hayatı karartacaksınız. Sonra da savunma yaparak; ‘kendimde değildim’ diyeceksiniz. Yada bağırıp çağırarak gürültü kirliliği meydana getirecek, çevreyi rahatsız edeceksiniz. Bir de eylemlerde biz çevreciyiz diyeceksiniz. Sonra Avrupa ülkelerinin bir çoğunda bizdeki düzenlemenin çok daha ilerisi söz konusu. Ama bizde her konu ideolojik tartışmalara çekiliyor” diye konuştu.

“TÜRKİYE DÜNYANIN GIPTA İLE BAKTIĞI ÜLKE”

Türkiye’nin dünyanın gıpta ile baktığı, bir çok ülkede büyük krizler yaşanırken sürekli gelişme ve büyüme gösteren bir ülke konumunda olduğunu söyleyen ASKON Şube Başkanı Ünal, “Belki o kadar çok zengin değiliz ama istikrarlı bir ülkeyiz. Dünyanın çok sıkıntı yaşadığı dönemde ekonomisini başarılı bir noktaya getiren ülkeyiz. Bir çok konuşulmaya cesaret edilmeyen meselesini çok açık bir şekilde konuşabilir bir Türkiye haline dönüştü. Türkiye’nin demokrasi geriye değil ileriye doğru gidiyor. 10 yıl öncesine göre çok iyi bir noktaya ulaşmış durumdayız. Sokağa çıkan arkadaşlara diyorum ki; daha çok özgürlük istiyorsanız anayasanın değişmesini sağlayın, oy verdiğiniz partileri sıkıştırın, taleplerinizi onlara iletin. Anayasada o haklarını yazdırmayı becerebilmeli. Çünkü en sağlam elde edebileceğiniz özgürlük anayasal özürlüktür. Biz açık bir toplumuz ve açık toplum olmaya devam etmeliyiz. ” diye konuştu.

İŞİN İÇİNDE YABANCI GÜÇLER VAR MI?

Bu olaylarda gözaltına alınanlardan 7-8 yabancı uyruklu vatandaşların da olduğuna dikkat çeken Hayri Ünal şunları dile getirdi: “Gözaltında bir ABD’li var mı derseniz inanırım, Rusya vatandaşı var mı derseniz inanırım, İran var mı derseniz evet yoğun olduğuna inanırım. Ama tabi bunun Amerika hükümetinin organize ettiği bir olay olduğunu zannetmiyorum. Dünya öyle bir hale geldi ki Türkiye’deki iktidar Amerika’daki iktidarı da etkileyecek durumda. Türkiye’yi karıştırmanızla Amerika’daki hükümeti sıkıştırabilirsiniz onun üzerinden. Amerika’yı sıkıştırdığınızda Türkiye’yi sıkıştırırsınız, Almanya’yı sıkıştırdığınızda Türkiye’yi sıkıştırırsınız. Artık dünya iç içe yaşıyor. Dolayısıyla bu ülkeler içinde mevcut gidişata ya da mevcut yapıya muhalefet eden herkes, gücü olan için söylüyorum, dünyada bir kargaşa çıktığı zaman karşı muhalif gruba destek verir. Suriye’de yaşananlarda olduğu gibi. Yani burada Amerika’da mevcut iktidar bunu yapıyor demek doğru değil, ben buna inanmıyorum. Çünkü Amerika’da mevcut iktidar Türkiye’nin karışması memnun olmaz, o zaman kendi koltukları da sallanır. Avrupa biraz daha karışık. Kendi ekonomik sıkıntı ve problemlerinden dolayı kargaşaları sürüyor. Bu meselede buraya el atmış olabilirler mi? Olabilir. Çünkü Türkiye büyük dönüşüm ve değişim yaşıyor. Bir çözüm süreci var, 30 yıldır çözülemeyen sorun. Şimdi böyle bir değişim yaşandı. İhracat rakamları ortada.Bu elbette birilerini rahatsız etmiş olabilir.”

“TÜRKİYE’NİN GÜCÜ TEST EDİLMEK İSTENDİ”

Türkiye’nin bir anlamda gücünün test edildiğini vurgulayan ASKON Şube Başkanı Ünal “Türkiye’de demokrasi tıkır tıkır işliyor. Ancak bazı güçler Türkiye’nin artık fazla gelişmemesini ve artık bir noktada durmasını istiyor” dedi.Ünal, Başbakan Erdoğan’ın yaşanan son olaylar karşısındaki tutumunu da desteklediğini açıkladı. Bazılarına göre Başbakan Erdoğan’ın bazı kesimlerle restleştiğini söyleyen ASKON Başkanı Ünal şunları söyledi: “Ben Başbakan’ın bu konuda restleşti kanaatinde değilim. Orada belki restleşme var, ama restleşmenin o sokakta yürüyenlerle alakası yok. Türkiye’nin geldiği bir gelişim noktasını istemeyen bir çok güçler, etrafında bazı ülkeler var. Bunu ilk kez söylüyorum, bazı güçler Türkiye’nin gücünü test ettiler, aslında Türkiye’yi teste tabi tuttular. Hükümet iyi gidiyor, önümüzde de 3 tane seçim var. Ve anayasa ile Başkanlık sistemi gündemde. Büyük Cumhuriyet tarihinin dönüşümünü sağlayacak altyapısını oluşturacak 3 yıllık bir süreç var önümüzde. Bütün Ortadoğu’daki problemler ortada. Bana göre birileri Türkiye’yi teste tabi tuttular. Başbakan da bunu gördü ve rest çekti. Ve bana göre testleri de tutmadı. Bir Başbakan’ın kendi vatandaşıyla restleşeceğine inanmıyorum. Olmaz öyle şey. Vatandaşıyla Başbakan restleşmez. Ama bu vatandaş bir başkasının sözcüsü olarak farkına vararak veya varmayarak konuşuyorsa siz de o kişi üzerinde o sözü sahibine iletirsiniz. Başka bir şeydir bu. O işi organize edenlere Başbakan mesajını verdi. Türkiye’nin dönüşüm ve değişimine engel olmak isteyen dış güçler ile içerideki bağlantılı güçler başarılı olamadı. Bunlar üzerine bana bir mesaj iletiliyorsa da ben de yetkili biri olsam o mesaja getirenlerin üzerinden sahibine iade ederim. Başbakan da bana göre bu testi doğru okudu ve vermesi gereken mesajı verdi. Bu mesaj sokaktaki vatandaşa değil. Bu testi yapanlar eğer gerçekten başarılı olabilselerdi arkasından çok kötü şeyler olabilirdi, ama olaylar devam ediyor ancak bana göre mesele bitmiştir. Aklı selim devreye girecektir, daha da marjinalleşecektir mesele, biraz daha küçülecektir. Küçülen o gruplar da amacına ulaşamayacaktır.”

“BU SÜREÇTE HÜKÜMET CİDDİ HATALAR YAPMADI”

Bu süreçte oy hesabı yapanların da olabileceğini söyleyen Ünal “Bu olaylardan sonra şimdi bir anket yapılacak. Mesela bu AK Parti’ye mi, CHP’ye mi yaradı bunu göreceğiz. Bir siyasi parti oyunu 3-5 puan arttıracak, bu doğru bir yöntem değil. Bu ortaya çıktığı an o siyasi parti biter. 9 gündür sokaklarda gerilim var, camlar kırıldı, arabalar yakıldı. Böyle bir şeyi, olay devşirmeyi istemek, arzu etmek ancak hainlik olur. Burada şimdi AK Parti oy mu kazanacak, oy mu kaybedecek. Bunu çok önemsemiyorum. Ama benim okuyabildiğim kadarıyla, süreç içerisinde hükümet çok ciddi hatalar yapmadı. Ancak emniyet güçlerinin de sert müdahalesi vardı, ilk olayın başladığında. Onu araştırmaları lazım, niye orada o mesele oldu. Bir incelenmesi gerekiyor. Bana göre orada da bir sıkıntı var. Çok doğal değildi o. Yani o müdahaleyi normal bir müdahale olarak kabul etmiyorum. Orada da yanlış yönlendirmeler olabilir. Mutlaka incelenmesi gerekir diye düşünüyorum” dedi.

28 ŞUBATÇILAR PANİKLEDİ Mİ?

ORTADOĞU’DA OYNANAN TEHLİKELİ OYUN

Ortadoğu’da ve Suriye’de yaşanan gelişmelere ilişkin görüşlerini de açıklayan ASKON Başkanı Ünal, Suriye’de mezhepler arası çatışmanın körüklendiğini, bunun da bölgeyi ateş topuna çevirebileceğini söyledi.

Irak’ta Şii Başbakan Maliki, İran’da Şiilerin ve Lübnan’da da Hizbullah’ın Suriye’de şu anda mevcut rejime destek verdiğine dikkat çeken Hayri Ünal şunları dile getirdi: “Amerika geldi baskıcı Baas rejiminin başındaki Saddam’ı astı, ancak baskıcı rejimi devirip onun yerine gelip oturan Maliki şimdi Suriye’deki Baas rejimine destek veriyor. Var mı bunun izahı.. Neye göre veriyorsun? O zaman başka şeyler var işin içinde. Bunları görmek lazım. Bu coğrafyada özellikle birilerini kaşımaya çalıştığı alevi-sunni meselesi bölgenin en büyük baş belasıdır. Ama baktığınızda bunu bölge halkları mı talep ediyor, hayır bölge halkları talep etmiyor. Ama belli merkezlerin organizasyonu ya da orada oturan iktidarların, o argümanı kullanmaları bölgeye bu noktaya getirdi. Bakın düne kadar İran’ın Batı dünyasında en büyük savunucusu Türkiye idi. Ve İranlılar bu noktada Türkiye’ye teşekkür ediyorlardı. İkinci bir savunucuları yoktu. Peki ne oldu? Aynı İran yönetimi, aynı rejim bugün Türkiye’nin başına iş gelsin diye bir sürü iş çeviren noktasına geldi. Sebep nedir? Mezhepçilik. Türkiye’nin mezhep problemi olsa, İran’ı düne kadar savunmazdı. Demek Türkiye’nin mezhep meselesi yok. Suriye’ye gelince, Türkiye’nin böyle bir meselesi olsaydı Esad’ın sistemle entegre olması için bir çok risk aldı. Irak’a yapılan operasyonun aynısı Suriye’ye yapılacaktı, Türkiye karşı çıktı. Batı sistemine karşı Türkiye onları muhafaza etti. Eğer bizim mezhepçilik anlayışımız olsa bunu yapmazdık.? Bugün Suriye’de yaşanan mesele tamamen sunni-şii meselesine dönderilmeye çalışılıyor ve bir kısmı da döndü maalesef. İran olaya ciddi destek veriyor, Lübnan Hizbullah’ı veriyor, geldi açıkça savaşıyor orada. Ama Türkiye’nin organize ettiği bir yapı yok orada. İşte Suudi Arabistan’ın organize ettiği bir yapı yok orada, sadece gıda yardımı yapıyor. Ama savaşma anlamında İran devleti organizeli yapılar var. Şimdi bölgesel sunni-şii çatışmasının nerelere gidebileceğini hayal bile edemeyiz. Bu bütün coğrafyayı alev topuna çevirir. Böyle bir şey bütün dünyayı da rahatsız eder, hiç kimse bundan karlı çıkmaz. Ne adına yapılacak bu, Esad yerine otursun diye. Yok böyle bir şey. Böyle bir şey olamaz. Koltukların muhafaza edilmesi adına böyle bir şey yapılmış. Koltuğumu koruma adına bunu yapıyorum dese Esad’ın ömrü 3 gündür. Ama bir korkuyu insanların önüne koyduğu için 2,5 yıldır gönderilemiyor. Bu böyle devam ederse bunun faturasını tüm bölge çok ağır öder. En başta da bu işe ciddi destek verenler ağır öder. Onun için aklı selim davranmak gerekiyor.”