İSTANBUL
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İslam dünyasının, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar bölündüğünü belirterek, “Daha da vahimi düşmanlarından medet umar hale gelmiştir. Böyle bir dönemde Türkiye’nin kozmetik tedbirlere değil, köklü değişikliklere ihtiyacı vardır. Karşı karşıya bulunduğumuz tehlike ve tehditleri idrak ederek, bunları savuşturacak yeni bir bir program ve vizyona ihtiyaç olduğu açıktır.” dedi.
Karamollaoğlu, partisinin İstanbul İl Başkanlığında düzenlediği haftalık basın toplantısında, Türkiye ve dünya gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Akif Emre’nin vefatının kendilerini çok üzdüğünü aktaran Karamollaoğlu, İngiltere’de meydana gelen patlamaya da değinerek, “Hepimizi çok üzdü, endişeleniyoruz. Son yıllarda meydana gelen bütün terör olayları Müslümanlarla ilişkilendirilmeye çalışılıyor. Bu hadiseleri meydana getirenler kim olursa olsun, biz terörü lanetliyoruz.” diye konuştu.
Son zamanlarda Türkiye’nin ve bölgenin çok ciddi değişikliklere sahne olduğunu aktaran Karamollaoğlu, 21 Mayıs’ta gerçekleştirilen AK Parti kongresi ile Türkiye’nin de yeni bir döneme girdiğini dile getirdi.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kongrede AK Parti Genel Başkanı seçildiğini ifade eden Karamollaoğlu, artık hükümetin, devletin ve partinin başkanının aynı kişi olduğunu belirtti.
Karamollaoğlu, Türkiye’nin tarihi bir dönemeçte olduğunu, toplumun kutuplaştığını ve gerildiğini, bu nedenle sağduyu için Türkiye’nin yeni bir vizyona ihtiyacı olduğunu savundu.
“İslam dünyası bölünmüştür.”
Ortadoğu’daki gelişmeler ve Türkiye’nin izlediği dış politikaya ilişkin görüşlerini de aktaran Karamollaoğlu, şöyle devam etti:
“İslam dünyası tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar bölünmüş, daha da vahimi düşmanlarından medet umar hale gelmiştir. Böyle bir dönemde Türkiye’nin kozmetik tedbirlere değil, köklü değişikliklere ihtiyacı vardır. Karşı karşıya bulunduğumuz tehlike ve tehditleri idrak ederek, bunları savuşturacak yeni bir bir program ve vizyona ihtiyaç olduğu açıktır. Ülkemizin en önemli meselesi dış politikada savaş değil, barış dili kullanılması gerekiyor. Çatışma ve gerilim değil, sağduyu ve diyalog esas alınmalıdır. Unutmamalıyız ki çevremiz ateş çemberi içindedir. Muhtemel tehdit ve tehlikelerin bertaraf edilebilmesi için ivedilikle harekete geçilmelidir. Yerli ve bağımsız bir savunma sanayii için bütün imkanların seferber edilmesi gerekir. Aynı zamanda iç politikada öfkeyle değil, merhametle, adaletle hareket edilmelidir.”
ABD Başkanı Trump’ın, Suudi Arabistan ziyareti
ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan ziyaretine de değinen Karamollaoğlu, şunları anlattı:
“Bu ziyarette İslam NATO’su gündeme gelmiştir. Aynı zamanda ABD ile Suudi Arabistan arasında ilk aşamada 100 milyar dolarlık, geniş çerçevede bakıldığında 550 milyar dolarlık bir anlaşma imzalandığına şahit oluyoruz. Bu ziyaret ve bu ziyarete bağlı olarak yapılan anlaşma bizi biraz endişeye sevk ediyor. Bu kurulacak olan İslam NATO’su, milli görüş tarihi boyunca bizim dile getirdiğimiz İslam NATO’su mu olacaktır? Yoksa başka bir görev mi üstlenecek? Şunu unutmamamız lazım, biz İslam NATO’sunu gündeme getirirken, İslam ülkelerini dışarıdan gelecek tehlikelere karşı korumayı esas almıştık. Ama öyle bir adım, Müslümanları silahlı çatışmaya sevk etmek için atılıyorsa, bu bizi endişelendiriyor. Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra geçen 30 yılda dünyanın neresinde kan ve gözyaşı varsa, oranın bir İslam toprağı olduğunu görüyoruz. İran devriminin hemen arkasından Irak ile İran’ın çarpıştırılması, aslında bu yolda atılan en tehlikeli adımlardan biridir. Yaklaşık 8 yıl devam eden bu savaşın kimseye fayda getirmediği ortaya çıkınca, çatışma bitti. Maalesef bundan sonra Batı, yeni arayışların içine girdi ve Irak, Suriye, Mısır, Libya, Yemen, dünyanın neresine bakarsanız bakın, İslam topraklarında üzücü çatışmalar meydana geldi.”
Muhabir: Arif Yakıcı