ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü’nce (FETÖ) 2012 Polis Akademisi Giriş Sınavı sorularının, sınav öncesi elde edilerek, aynı yapılanmaya mensup kişilere verildiği iddiasıyla ilgili 80 kişinin yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Yerleşkesi’ndeki salonda görülen duruşmada, tutuksuz sanıklar A.Y. ile A.Ö, Polis Akademisi sınavından bir kaç gün önce “cemaat abi”lerinin yemin karşılığında sınav soru ve cevaplarını kendilerine gösterdiklerini söyledi.
Tutuksuz sanık A.Y, liseye geçiş döneminde, tanımadığı şahısların evlerine gelerek, FETÖ’ye ait olduğunu sonradan öğrendiği Özel Kılıçaslan Lisesine kayıt yaptırması halinde bütün masraflarının okul yönetimi tarafından karşılanacağını söylediklerini aktardı.
Subaylık sınavında başarılı olamayınca okulun teklifini kabul ettiğini, lise üçüncü sınıfa kadar her şeyin normal seyrinde ilerlediğini anlatan A.Y, bu aşamadan sonra “cemaatle” tanıştığını belirtti.
Gittiği cemaat evinde okul derslerinin yapıldığı, Kur’an-ı Kerim’in okunduğu bir ortamla karşılaştığını savunan A.Y, evlere gittiği süreçte tuhaf bir durumla karşılaşmadığını kaydetti.
“Sorular verildi, suçluyum, vicdan azabı çekiyorum”
Lise son sınıfta üniversite sınavı için derslerine yoğunlaştığını ifade eden A.Y, cemaatin yönlendirmesiyle Polis Akademisi sınavına da girdiğini belirtti.
Sınava hazırlandığı sırada daha önce görmediği bir cemaat abisinin kaldıkları örgüt evine gelerek kendilerine sınav sorularını verdiğini söyleyen sanık A.Y, o gün yaşananları şöyle anlattı:
“Büyük bir utanç içinde bunu söylemek durumundayım. Soruların verileceğiden haberim yoktu. Abdest almamızı söylediler. Daha önce görmediğim biri geldi. Kur’an-ı Kerim’e el basmalar, yemin etmeler… Onun bulunduğu odaya ikili gruplar halinde geçtik. Kim olduğu aklımda değil ama fiziğini hatırlıyorum. ‘Bunlara (sorulara) bakın göz gezdirin, önemli şeyler’ dedi. Melikgazi ilçesindeki Fatih Apartmanı’ndaki daire oldu bütün bunlar.”
Ankara’ya geldiklerinde de davanın tutuklu sanıklarından Salih kod adlı Selman Şahin’in kendileriyle ilgilenmeye başladığını, bir hafta önceden kendisini arayarak buluşacakları yeri tarif ettiğini belirten A.Y, ev ortamında dini içerikli sohbetler yaptıklarını iddia etti.
Küçük yaşlarda cemaatin kendisini mercek altına aldığını, o dönemdeki yaşadıkları olayların iradesi dışında geliştiğini savunan A.Y, şunları kaydetti:
“Bunların içinde kaldıkça bir çevreniz oluyor. Farklı şeylere yönelemiyorsunuz. Sorular verildi, suçluyum, vicdan azabı çekiyorum, bir halt yedim. Bugün işleyen denetim mekanizmaları o zaman işlemiyordu ve bizler onlara mahkum olurken bu devlet neredeydi? Zamanında neden bunlara karşı önlem alınmadı? 23 yaşında ilk kez çıktığım mahkeme ağır ceza mahkemesi oldu. Soruların alınmasıyla ilgili gerekli şeyleri söyledim. Teröristlik ile anayasaya karşı gelmek gibi bir suç işlemedim.”
“Sorular aynı formattaydı”
Tutuksuz sanık A.Ö. de üniversite sınavında derece yaparak, tek tercihle İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandığını, Polis Akademisi sınavında ise başarı sıralamasında 9’uncu olduğunu söyledi.
Lise yıllarında FETÖ’ye ait Hafız Ali Yurdunun okuluna yakın olması nedeniyle ders çalışmak için buraya sık sık gittiğini belirten A.Ö, burada “Tarık” kod adlı Aykut Coşar’ın kendisiyle ilgilenmeye başladığını söyledi.
Üniversiteyi kazandıktan sonra Polis Akademisi sınavına hazırlık için gittiği bu yurtta, tanımadığı bir şahsın daha önce akademi sınavlarında çıkan soruları kendisiyle paylaşabileceğini söylediğini aktaran A.Ö, “Ben de piyasada olan kitaplardan zannettim. O sorulara baktım, üniversite sınavı sorularına benziyordu. Bu sorular ile akademi sınavında çıkan sorular format olarak birbirine benziyordu ama birebir aynı sorular değildi.” iddiasında bulundu.
Akademiye kayıt yaptırdıktan sonra cemaatle ilişkisini devam ettirdiğini belirten A.Ö, Kızılay’da buluştuğu “Ömer” kod adlı Aykut Coşar’ın yanında Fatih isimli bir kişiyi beraberinde getirdiğini ifade etti.
Fatih ile tanıştıktan sonra sohbet için onun evine gitmeye başladığını anlatan A.Ö, “Fatih ile genelde Kızılay, Ulus ve Sıhhiye’de buluşurduk. Akademiden Erkin ve İlyas da olurdu. Bu ikisi Fatih ile ben tanıştırdım.” dedi.
Haftasonları gittikleri örgüt evinde kimi zamanlar Bekir isimli bir şahsın kendilerinden Polis Akademisinin yöneticileri ve diğer personeli hakkında bilgi istediğini aktaran A.Ö, şöyle devam etti:
“Bekir, ayda bir geliyordu. Müdürlerimizi, amirlerimizi sormaya başladı. İyi niyetli olmadığını gördüm. Kendisine kızdım, birkaç kez de tartıştık. Sorularına cevap vermedim. Bundan rahatsızlık duyuyordum. Bu birlikteliğin suistimal edildiğini, sürecin kötüye gittiğini fark ettim. Bunun üzerine onlardan kopmak istedim. Benden uzak kalmalarını söyledim ama tuttuklarını bırakmıyorlar, bunu bilen biliyor.”
Davanın bugünkü duruşmasında tutuklu sanıklar Semih Tosun, Serdar Cesur, Seyit Şahin, Şeref Çelik ve Özcan Şeker de savunma yaptı.
Duruşma yarın sanık savunmalarıyla devam edecek.
Muhabir: Tanju Özkaya