İSTANBUL
Yeniden yargılama kapsamında sanıkların tümünün beraatiyle sonuçlanan “Balyoz Planı” davasında, gerçeğe aykırı bilirkişi raporu hazırladığı iddia edilen eski TÜBİTAK çalışanı 3 kişinin yargılandığı dava dosyası, söz konusu eylemin Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) faaliyetleri çerçevesinde yapılıp yapılmadığıyla ilgili delillerin değerlendirilmesi için görevsizlik kararıyla ağır ceza mahkemesine gönderildi.
İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, yurt dışında oldukları için haklarında yakalama emri çıkarılan sanıklar Hayrettin Bahşi, Tahsin Türköz ve Erdem Alparslan katılmadı. Sanıkların avukatlarının da katılmadığı duruşmada, müdahil emekli Albay Suat Aytın ile bazı müdahillerin avukatları hazır bulundu.
Duruşma mahkemeye gelen evrakların okunmasıyla başladı. Sanıklardan Hayrettin Bahşi’nün FETÖ ile iltisaklı olup olmadığına ilişkin savcılığa yazılan yazıya cevap geldiği, Bahşi’nin Estonya Talin Teknoloji Üniversitesinde bulunduğunun bildirilmesi üzerine iadeye ilişkin belgelerin ilgili makamlara gönderildiği kaydedildi.
Müdahil avukatlar, sanıkların yakalanmasının ve sanık Bahşi’nin iadesine ilişkin cevap yazısının beklenmesini talep etti.
Dosyayı karara bağlayan Hakim İbrahim Özdoğan, sanıkların, üzerilerine atılı bilirkişilik görevini kötüye kullanma suçunu FETÖ/PDY silahlı terör örgütü faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştirip gerçekleştirmediklerine ilişkin delillerin değerlendirilmesi için yargılama yapma yetkisinin de ağır ceza mahkemesinde olduğunu dikkate alarak, görevsizlik kararı verdi.
Hakim Özdoğan, bu karar kesinleştiğinde sanıkların yargılamalarının yapılması için dosyanın İstanbul ağır ceza mahkemesine gönderilmesine hükmetti.
Davanın geçmişi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, “Balyoz Planı” davasından beraat eden Deniz Kurmay Albay Ali Yasin Türker’in sunduğu dilekçede, “tutuklanmasına gerekçe olarak, soruşturma evrakı içindeki 19 adet CD ile ilgili TÜBİTAK’ta görevli bilirkişiler Erdem Alparslan, Tahsin Türköz ve Hayrettin Bahşi tarafından 19 Şubat 2010’da yazılan bilirkişi raporunun gösterildiği” beyanında bulunduğu belirtilerek, dilekçede, “şüphelilerin hazırladığı raporla ilgili yaptırılan bilirkişi incelemesinde, bu raporların eksik ve hatalı olduğu, şüphelilerin bilirkişilik yapmaya ehil olmadıkları” yönünde tespitler bulunduğu dile getiriliyor.
O dönem TÜBİTAK’ta Bilişim Sistemleri Grubunda araştırmacı olarak görev yapan sanık Erdem Alparslan ile TÜBİTAK BİLGEM UEKAE’de baş uzman araştırmacı olarak görev yapan sanıklar Tahsin Türköz ve Hayrettin Bahşi’nin eksik ve yanlı bilirkişi raporu düzenledikleri öne sürülen iddianamede, sanıkların “görevi kötüye kullanmak” suçundan birer yıldan üçer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İddianameyi kabul ederek yargılama başlatan İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesine, “Balyoz Planı” davasından beraat eden 163 kişi tarafından müdahillik talebinde bulunuldu. Müdahillik talebinde bulunanlar arasında, geçen yıl temmuzda hayatını kaybeden emekli Tuğamiral Cem Aziz Çakmak da yer alıyordu.
Tutuklanan hakimin “darbe çağrılı” kararı
Mahkemenin önceki hakimi İlhan Karagöz, davanın duruşma tarihi 23 Eylül 2016 olmasına rağmen, müdahil ve sanık taraf avukatlarının haberi olmadan Ramazan Bayramı arife günü 4 Temmuz’da duruşma açarak, davaya ilişkin gerekçeli karar yazdırmıştı.
Karagöz, medyanın gündemine de giren ve davanın reddedilmesi hükmünü kurduğu 572 sayfalık “ilginç” kararında, FETÖ/PDY lideri Fetullah Gülen hakkında “mehdi” nitelemesinde bulunmuş, ayrıca başta Cumhurbaşkanı olmak üzere birçok devlet yetkilisinin gözaltına alınması için Genelkurmay Başkanlığını harekete çağıran ifadeler kullanmıştı.
Karagöz’ün bu kararı, “darbe mesajı” olarak nitelendirilmişti
Hakim Karagöz, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle bazı hakim ve savcılar hakkında başlatılan soruşturmalar kapsamında tedavi gördüğü Bursa’da gözaltına alınmış, sevk edildiği nöbetçi İstanbul sulh ceza hakimliğince, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin uygulanmasını önlemeye teşebbüs ve silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlarından 22 Temmuz’da tutuklandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan hakim İlhan Karagöz hakkında hazırlanan 106 sayfalık iddianamede, darbe girişiminden 11 gün önce verdiği kararda TSK’yı hükümete yönelik darbeye çağıran Hakim Karagöz’ün FETÖ’nün “uyuyan hücrelerinden biri” olduğu vurgulanıyor.
İddianamede, Karagöz’ün yazdığı kararla silahlı terör örgütü üyelerini bir an evvel “amaç suç” için harekete geçirmeye ve azmettirmeye çalıştığı, yargıyı bir silah gibi kullandığı belirtilerek, sanık Karagöz hakkında ”anayasayı ihlal”, ”Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve ”TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Yeni hakim, Karagöz’ün kararını yok saydı
Tutuklanan ve hakkında dava açılan Karagöz’ün yerine İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesine atanan Hakim Hakan Özer, 23 Eylül’deki davanın 13. duruşmasında verdiği kararla, “daha önce verilen kararda Ceza Muhakemesi Kanunu’nun hiçbir usul kuralına uyulmadığı, kararın dosyayla ilgisinin bulunmadığı ve hakim Karagöz’ün HSYK kararıyla görevden uzaklaştırıldığı” gerekçeleriyle 4 Temmuz tarihli kararının yok hükmünde sayılmasını hükmetmişti.
Muhabir: Muhammed Enes Can, Mustafa Hatipoğlu, Hanife Sevinç