İZMİR
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in bir numaralı sanık olduğu davanın görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü’ndeki salonda devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada, tanık koruma polis memuru F.Ö, 15 Temmuz darbe girişinin yaşandığı gece, sosyal medya platformu WhatsApp üzerinden göreve çağrıldığını, iki katlı olan komutanlık binasında Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep’in makam odasına çıkmadan, aşağıda beklediğini ancak saat 04.30 sıralarında emir subayı E.D.’nin, darbeyi planlayan “Yurtta Sulh Konseyi”nce Manisa ve İzmir’de sözde “sıkıyönetim komutanı” ilan edilen tutuklu sanık eski Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen‘in gözaltına alınacağını söylemesi üzerine yukarıya çağrıldıklarını ileri sürdü.
“Denizli’den tanklar geliyor. Sizi kurşuna dizdireceğim”
Makam odasının kapısının önünde nöbet tuttukları Hakbilen’in ikinci bir cep telefonuyla görüşme yaptığı iddiasıyla emir subay binbaşı E.D’nin odaya gelerek telefonu istemesi üzerine kısa süreli bir tartışma yaşandığını söyleyen F.Ö, “Hakbilen, daha sonra sesini bize duyuracak şekilde ‘Denizli’den tanklar geliyor.’ diye bağırdı. ‘Sizi kurşuna dizdireceğim.’ şeklinde bağıran Hakbilen, bizi işaret ederek ‘Beni serbest bırakın, bırakmayacak mısınız, son kararınız mı?’ diye soru sordu. Biz de ‘Hayır’ cevabını verdik.” beyanında bulundu.
“Sıkıyönetim komutanıyım, bana emir veremezsiniz”
Tanık Astsubay M.K, göreve çağrılmasının ardından silah ve mühimmat alarak rehin alınacağını düşündüğü Orgeneral Recep’in makam odasının önünde nöbet tuttuğunu ifade ederek, gece boyunca kimsenin komutanlık katına çıkmaması şeklinde uyarılarına rağmen tutuklu sanık eski Yüzbaşı Eser Bingül’ün gelmemesi yönünde ikaz etmesine karşın yukarı çıkarak ‘Bir sıkıntı var mı?’ diye sorduğunu ve onu yeniden alt kata gönderdiklerini anlattı.
Ege Ordusu Komutanlığı’na gelen şüpheli helikopterlerin ayrılmasının ardından herhangi bir helikopterin iniş ve kalkış yapmaması için piste çektikleri 3 aracın sürücüsüne, “Piste inmeye çalışan helikopter olması halinde, aracınızla helikopterin üzerine gidin ve gerekirse helikoptere ateş edin.” emrini verdiği söyleyen M.K, “Saat 05.00 sıralarında Orgeneral Recep ile Hakbilen arasında bir bağrışma oldu. Ordu komutanı, Hakbilen’in derhal odasına gitmesi emrini verdi. Hakbilen de, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin generaliyim. İzmir ve Manisa’nın sıkıyönetim komutanıyım. Bana emir veremezsiniz.’ dedi. Koruma ekibini kastederek, ‘Beni mi dinleyecek onu mu dinleyeceksiniz?’ diye sorması üzerine tarafımı belli etmek için Orgeneral Recep’in yanaştım ve elimdeki silahı Hakbilen’in ayaklarına doğru yönelttim.” ifadelerini kullandı.
“Bilmiyorum hatırlamıyorum”
M.K’nin ifadesinin ardından söz alan tutuklu sanık Hakbilen, “35 yıl bu ülkeye hizmet eden biri olarak vatan haini olarak kurmay başkanlığı görevinden alınmam çok kötü bir durumdu. Benim için her şey bitmişti. Hiçbir şey hatırlamıyorum. Söylediklerim doğru da olabilir ama hatırlamıyorum.” iddiasında bulundu.
Tanık Uzman Çavuş Y.B. ise koruma astsubaylarından A.K’nin acil çağırması üzerine silahını alarak Orgeneral Recep’in makam odasına geçtiğini, emir subay Binbaşı E.D. ve tutuklu sanık eski koruma astsubayı Adnan Karaman’la güvenlik tedbirleri aldıklarını söyledi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek duruşmaya 5 Haziran Pazartesi’ye kadar ara verdi.
Muhabir: Ömer Süt