İSTANBUL
Beyoğlu Belediyesi ev sahipliğinde her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilen Beyoğlu İftarı, Taksim Meydanı’nda gerçekleştirildi.
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik ile Türkiye’deki ruhani liderler ve konsolosların yanı sıra iş, kültür, sanat, spor ve medya dünyasından isimlerin buluştuğu iftara çok sayıda vatandaş da katıldı.
“Bizi bu sofra etrafında buluşturan duygudaşlıktır”
Burada konuşan AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, bu ülkenin her biri eşit haklara sahip yurttaşları olarak bu ülkeye ait olmaktan, bu ülkeyi vatan kılmaktan büyük bir onur duyduklarını söyledi.
Bizi bu sofra etrafında buluşturan şeyin sadece vatandaşlık duygusu olmadığını belirten Bakan Çelik, şöyle devam etti:
“Aynı zamanda kaderdaşlıktır, duygudaşlıktır. Geçmişi beraber yaşamış olmak, bugünü beraber yaşamak ve geleceğe de beraber yürümek duygusudur. Bu bizim en büyük kuvvetimiz ve kuvvet kaynağımızdır. Zaman geçtikçe, etrafımızdaki olaylara baktıkça aramızdaki kardeşliğin, dayanışmamızın, bizi iftar sofrasında buluşturan farklı dinlerden, inançlardan Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşları olarak aynı kardeşlik, mağfiret, rahmet sofrasını paylaştıran duygunun, bizim en büyük hazinemiz olduğunu daha çok anlıyoruz. Etrafımızdaki gelişmelere baktığımız zaman maalesef her gün karşılaştığımız, yakın zamanda Manchester’da, Afganistan’da daha geçen gün İran’da gördüğümüz terör olayları barışın, kardeşliğin, güvenliğin ne kadar kıymetli olduğunu, özgürlüğün ne kadar büyük bir hazine olduğunu bir kere daha gösteriyor.”
“Ülkemizi ırkçılık, mezhepçilik belasından korumak durumundayız”
AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa’da yükselen yabancı düşmanlığına, Suriye ve Irak’ta devam eden savaşlara dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“Güney sınırımızın aşağısındaki ülkelerde her gün karşılaştığımız mezhep kavgaları, inanç ve etnik kavgalar, ne büyük vahşetlere imza atıyor hep beraber görüyoruz. İnsanların etnik aidiyetlerini, mezheplerini, dinlerini birer zenginlik haline getirecekken birer ayrılık haline getirmesi, çatışma haline getirmesinin ne büyük katliamlara imza attığını görüyoruz. Nitekim Avrupa’ya baktığımızda Avrupa’nın sınırları içerisinde hepimizi kaygılandıran bir biçimde yükselen İslam düşmanlığı, anti-semitizm, yabancı ve göçmen düşmanlığı, yükselen ırkçılık gibi hareketlerin insanlığın barışını, kardeşliğini nasıl tehdit ettiğini hep beraber görüyoruz. Irkçılık, yabancı ve göçmen düşmanlığı, mezhepçilik ve din adına birbirinin canına kast etmek, bugün insanlığa çok büyük acılar, bedeller ödetiyor.”
Bir yandan terörle mücadele ederken, bir yandan da ülkeyi ileriye götürmek için çalıştıklarını kaydeden Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şundan emin olalım ki en büyük kuvvetimiz, hazinemiz, şu kardeşlik sofraların etrafında oturabilmemiz, aynı duyguyu paylaşabilmemiz hangi inançtan, etnik gruptan, mezhepten olursak olalım birbirimizi kardeş bilmemizdir. Bu mübarek ramazan günü, kardeşliğimizi pekiştirmemiz için iyi bir vesiledir. Ülkemizi ırkçılık belasından, mezhepçilik belasından, yabancı ve göçmen düşmanlığından korumak durumundayız. Kardeşliğimizi daha çok güçlendirmek durumundayız. Etrafımızdaki her türlü istikrarsızlığa rağmen, geleceğe kuvvetle yürümemizi sağlayacak olan budur. Bir yandan terörle mücadele ediyoruz, bir yandan ülkemizi daha da ileri götürmeye çalışıyoruz.”