ANKARA
Göç Politikaları Kurulu Toplantısı‘nın üçüncüsü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘nun başkanlığında Gölbaşı Vali Galip Demirel Vilayetler Evi’nde gerçekleştirildi.
Toplantıya İçişleri, Aile ve Sosyal Politikalar, Avrupa Birliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Kültür ve Turizm, Maliye, Milli Eğitim, Sağlık, Kalkınma bakanlıkları bürokratları ile Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanı Mehmet Köse ve Göç İdaresi Genel Müdür Vekili Abdullah Ayaz katıldı.
Soylu, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Batı’nın göç konusundaki duyarsızlığını eleştirdi.
Avrupa’nın göçü Ortadoğu ve Türkiye’yi zayıflatma aracı olarak gördüğüne dikkati çeken Soylu, Batı’nın Ortadoğu i̇le ilgili hiçbir sorunda elle tutulur bir çözüm üretmediğini belirtti.
Türkiye’de bulunan yabancılar
Türkiye’nin yüzlerce yıllık göç yöneti̇m tecrübesiyle bu meseleyi doğru şekilde yönetmeye yetecek sevi̇yede olduğunu vurgulayan Soylu, şöyle konuştu:
“Ülkemi̇zde halen 4 milyon 351 bi̇n 709 yabancı bulunmaktadır. Bunun 3 milyon 303 bin 113’ü Suriyeli, 462 bini Irak, Afgan, İran ve diğer uyruklulardan oluşmaktadır. Yasal olarak i̇kamet edenleri̇n sayısı i̇se 586 bi̇n 596 ki̇şi̇di̇r. 3,3 milyon Suriyelinin 227 bi̇n 332’i 10 ilimizdeki 21 kampta bulunmaktadır. Türki̇ye’ni̇n göç ve mülteci politikası 3 esasa dayanmaktadır: Açık kapı politikası, geri göndermeme ilkesi ve gelen ki̇şi̇leri̇n temel ve aci̇l ihtiyaçlarının karşılanması. Yani kapımıza gelmiş i̇nsanları geri çevirmemek, onları zulüm ve ölüm tehlikesi geçmeden geldikleri yere göndermemek ve göçü kontrollü bir şekilde yönetmek. Bu noktada, 2013 yılında kurulan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, kurumsal yapılanmasını yoğun bir kitlesel göç baskısı altında tamamlamaya çalışmış ve etkin bir göç yöneti̇mi̇ i̇çi̇n çalışmalarını hızlandırmıştır.”
Kandil meselesi
Türkiye’nin müttefiklerinin Ortadoğu’da kokteyl örgütler oluşturduklarını belirten Soylu, PKK/PYD ile DEAŞ arasındaki iş birliğini son olarak Rakka’da gördüklerini söyledi.
Soylu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Sen, binlerce kilometre öteden geleceksin, bu etrafımızdaki coğrafyada düzen kurmaya çalışacaksın ama bizim hem kendi ülkemizin iç istikrarını bozmaya yeltenen ve yıllarca ülkemizin huzurunu ve kardeşliğini bozmaya yeltenen, ülkemizin ekonomisini etkilemeye çalışan Kandil’e müdahale etmemize burun kıvıracaksın. Eğer Diyarbakır’ın daha fazla gelişmesini istiyorsak, eğer Şırnak’ta yaşayan insanlarımızın daha fazla istihdam edilmesini istiyorsak, eğer oradaki çocuklarımızın daha huzurlu bir şekilde hayatlarını idame ettirmelerini istiyorsak, eğer Hakkari’deki insanlarımızın ifade özgürlüklerinin en üst seviyede olmasını temin etmek istiyorsak, daha kaliteli ve standardı yüksek yollardan, hastanelerden ve bütün hizmetlerden istifade etmelerini istiyorsak, eğer özel sektörün oralarda çok daha iyi bir noktaya taşınmasını istiyorsak, oralarda iş gücümüzün üretimle buluşmasını istiyorsak, Kato’dan Dağlıca’ya, Ağrı’ya kadar bütün yaylalarımızın hayvancılıkla buluşmasını istiyorsak, El Bab’da yaptığımızı, Cerablus’ta yaptığımızı Kandil’e girerek, oturarak yapmalıyız. Türkiye’nin önündeki en önemli seçeneklerden bir tanesi budur. Çok net ve açıktır çünkü orası ulusal güvenlik meselesi haline gelmiştir bizim için. El Bab’da ne yaptıysak, Cerablus’ta ne yaptıysak, Azez’de ne yaptıysak, yani tehdidi dışarıda sadece kendi sınırlarımızı koruyarak değil, tehdidi bulunduğu yerde bu Avrupa için de Almanya, İngiltere için de önemlidir.”
Toplantı, Bakan Soylu’nun konuşmasının ardından basına kapalı olarak devam etti.
Muhabir: Orhan Onur Gemici