SARAYBOSNA
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, “ADB Başkanı Trump çok yanlış bir adım attı. Hadiselerin nasıl gelişeceğini önümüzdeki günlerde takip takip edeceğiz ama atılan adım gerçekten çok yanlış, çok gereksiz. Muhtemelen de şahsi ihtiyaçlardan kaynaklanıyor.” dedi.
Akdağ, temaslarda bulunmak üzere geldiği Saraybosna’da Yunus Emre Enstitüsünü ziyaret etti, kentteki Türk iş adamları, öğrenciler, öğretmenler ve vatandaşlarla bir araya geldi.
Saraybosna Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Mehmet Akif Yaman’dan brifing almasının ardından düzenlenen toplantıda konuşan Akdağ, Bosna Hersek’te bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu ülkenin Avrupa’da çok özel bir yerinin bulunduğunu, üç farklı etnik grup ve üç farklı inancın birlikte barış ve huzur içerisinde yaşamayı sürdürdüğünü söyledi.
Bosna Hersek’in bu özelliğiyle çok önemli bir örnek teşkil ettiğini belirten Akdağ, Ortadoğu’da ise böyle bir yapının korunamadığını söyledi.
İsrail’de Filistinlileri yok sayan bir zihniyetin, barışın yeşermesini, huzurun yaşayanlar üzerinde hakim olmasını engellediğini belirten Akdağ, şöyle devam etti:
“Hırslar olmasa, ‘hep benim’ arzusu olmasa dünya üzerinde yaşanılan bölgelerde yeterince paylaşılabilecek kaynaklar var. İsrail’e, Filistin’e giderseniz Kudüs de böyle ama birileri, ‘Ben paylaşmam, hepsi benim olacak, karşımdakilere hayat hakkı vermem.’ dediği zaman işte o zaman işin tadı kaçıyor, huzur da olmuyor, sürekli kavga, kaos ortamı ortaya çıkabiliyor. Bu anlamda gerçekten ADB Başkanı Trump çok yanlış bir adım attı. Hadiselerin nasıl gelişeceğini önümüzdeki günlerde takip takip edeceğiz ama atılan adım gerçekten çok yanlış, çok gereksiz. Muhtemelen de şahsi ihtiyaçlardan kaynaklanıyor. Koskoca bir ABD’nin şahsi ihtiyaçlardan kaynaklanan bir politikayı fiiliyata geçirmesi akla pek yatkın görünmüyorsa da bana göre bundan olan iş, büyük ölçüde bundan ibaret. Kendisini köşeye sıkışmış hisseden bir devlet başkanı, belli bir lobinin etkisi altında, geçmiş bir kararı hiç kimsenin beklemediği bir zamanda yürürlüğe soktu.”
BM’nin Kudüs üzerindeki kararını hatırlatan Akdağ, “Gelin görün ki aşırı güç sarhoşluğu, şahsi ihtiyaçlar da ortaya çıkınca böyle bir sonuca yol açabiliyor.” diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Akdağ, Bosna Hersek’in başardığına sahip çıkmak ve bunu geliştirmek gerektiğine vurgu yaptı.
“Yunus Emre Enstitüsünün başardığı farklı ülkelere de örnek teşkil edebilir”
Bosna Hersek ile ilişkileri her yönden geliştirmekte kararlı olduklarını ifade eden Akdağ, bugün de Karma Ekonomik Komisyon toplantısının yapıldığını, iki ülke arasındaki ticaret hacmini daha da artırmayı kararlaştırdıklarını bildirdi.
Bosna Hersek ve Türkiye arasındaki kültürel ve sosyal ilişkilerin de gelişerek devam ettiğini dile getiren Akdağ, şunları söyledi:
“Türkçe’nin Bosna Hersek’teki nesiller tarafından öğrenilmesi ticari, siyasi ilişkilerin hepimizin bildiği tarihsellik içerisinde iyice gelişmesini sağlayacaktır. Buraya bir Türk yatırımcı geldiğinde hem Türkçe hem Boşnakçayı iyi bilen elemanlar arar. İngilizceyi çocukların, gençlerin öğrenmesi önemli ama üçüncü dil olarak da buradaki insanların Türkçeyi öğrenmesi, ülkenin kalkınması açısından, Türkiye ile münasebetleri açısından önemli. Yunus Emre Enstitüsünün bunu büyük bir muvaffakiyetle yerine getirmesi doğrusu beni çok mutlu etti. Buradaki enstitü farklı ülkelere de örnek teşkil edebilir. Uluslararası Saraybosna Üniversitesi de iyi bir örnek. Bu örneği de geliştirmek lazım.”
“Böyle bir millete de böyle bir lider yakışıyor”
Akdağ, FETÖ’den dolayı Türkiye’nin bu meselelerde büyük bir zemin kaybettiğini de söyledi.
FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimine karşı milletin şanlı bir zafer yazdığını ifade eden Akdağ, “Sizin içinizden görünen birileri bir gece sizin kafanızdan aşağı savaş uçaklarından, helikopterlerden ateş etti, tanklarla sizi çiğnedi. Milletler liderleriyle birlikte ayakta duruyorlar. O gece Sayın Cumhurbaşkanımızın kahramanlığı ve kararlılığı olmasaydı, Sayın Başbakanımızın kararlılığı olmasaydı işimiz zordu. Milletler, liderleriyle kaim oluyorlar. Böyle bir millete de böyle bir lider yakışıyor.” dedi.
“Avrupa’nın çifte standarttan vazgeçmesi gerekir”
Akdağ, Türkiye’nin başına bela olan terör örgütlerinin hiçbirisinin kendi başına hareket etmediğini, hepsinin taşeron olduğunu belirtti.
Demokrasi, insan hakları, özgürlükler denildiğinde mangalda kül bırakmayan ülkelerin Türkiye’ye karşı çifte standart uyguladığını, samimiyetsiz davrandığını ifade eden Akdağ, şunları kaydetti:
“Biz, kalkınmakta olan bölge ülkeleri birbirimizle dayanışma içerisinde olursak bütün bu badireden sıyrılabiliriz, güçlenebiliriz. Yoksa emperyalist bir mantıkla gelişmiş ve zenginleşmiş ülkelerin, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge ülkelerine gerçek anlamda samimi bir hayrı olmaz. İttifaklar yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz ama neticesinde bu bahsettiğim gelişmekte olan birbirine kol kanat gerer, kuvvetlenirse gelecek telakkimiz daha sağlam bir zemine oturur. Aksi takdirde sıkıntılardan kurtulamayız. Bugün PKK’yı alt ederiz yarın başımıza başka bir şey bela ederler.”
Avrupa’nın çifte standarttan vazgeçmesi gerektiğini dile getiren Akdağ, “Avrupa, terör belasının bütün dünyanın belası olduğuna samimiyetle inanmalı. ‘Bana dokunmuyor, bırakayım ne istiyorsa yapsın. Biraz da destek olayım’ anlayışı, bumerang gibi bu ülkeleri sonunda gelir vurur.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçisi Haldun Koç’un da yer aldığı programın ardından Akdağ, katılımcıların sorunlarını dinledi.
Muhabir: Ali Kemal Akan