ANKARA
Mescid-i Aksa Vakfı Eğitim Müdürü ve Kudüs Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Nacih Bikirat, Türkiye’nin Kudüs davası için büyük çaba gösterdiğini belirterek, “Türkiye, çocuklarını deniz yoluyla Gazze’ye yardıma gönderdi. Orada şehit düştüler.” dedi.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığınca (TİKA) düzenlenen “Kudüs: Barışın Peşinde, Dünü, Bugünü, Yarını” başlıklı etkinliğe, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, TİKA Başkanı Serdar Çam, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan, Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı, AA Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Mutanoğlu ve AA Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özkaya’nın yanı sıra çok sayıda konuk ve basın mensubu katıldı.
Etkinlik çerçevesinde Filistin’den gelen Birzeit Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Yusuf Natşe, Mescid-i Aksa Vakfı Eğitim Müdürü ve Kudüs Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Nacih Bikirat ve Arap Düşünce Forumu üyesi Prof. Dr. Muhammed Guşhe, Kudüs ve tarihi hakkında sunum yaptı.
Dr. Bikirat “Osmanlı döneminde Mescid-i Aksa’da bulunan namazgahlar ve işlevleri” hakkında bilgi verdi.
Mescid-i Aksa’daki namazgahlar hakkında yapılan araştırmaların sonucunda bunun bir Osmanlı geleneği olduğunun anlaşıldığını ifade eden Bikirat, yerden bir metre kadar yüksekte bulunan namazgahlarda Osmanlı döneminde farklı alanlarda dersler yapıldığını dile getirdi.
Mescid-i Aksa’nın 144 dönümlük arazi üzerinde bulunduğunu belirten Bikirat, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Osmanlı döneminde yapılan namazgahlardan bahsedildiği bilgisini paylaştı.
Bikirat, namazgahlarda Kur’an-ı Kerim, Hadis, Tefsir ve Arapça dersler verildiğine dikkati çekerek, “Mescid-i Aksa’daki namazgahlar aslında Osmanlı’nın ilim vakıflarının bir parçası.” dedi.
Osmanlı’nın Kudüs’ün imarı için birçok proje yaptığını, Kudüs’e su kanalları inşa ettiğini hatırlatan Bikirat, “Türkiye’nin bugün Filistin’de özellikle Kudüs’te siyasi, kültürel ve imar alanında çok büyük bir rolü var.” ifadelerini kullandı.
Bikirat, Türkiye’nin Kudüs davası için büyük çaba gösterdiğine dikkat çekerek, “Türkiye, çocuklarını deniz yoluyla Gazze’ye yardıma gönderdi. Orada şehit düştüler.” dedi.
“İlişkilerimizin kültürel açıdan güçlenmesini umut ediyorum”
Dr. Natşe de “Osmanlı Dönemi Kudüs Surlarının İmarı” başlıklı sunumunda, Filistin ile Türk medeniyeti ve halkı arasındaki ilişkilerin oldukça köklü geçmişe sahip olduğunu belirterek, uzmanlığını Kudüs’teki Osmanlı mirası üzerine yaptığı bilgisini paylaştı.
Türkiye, Ürdün ve Filistin arasında kurulacak koordinasyonun kalkınmaya destek olacağına inandığını belirten Natşe, bunun Osmanlı döneminde de böyle olduğunu, Osmanlı’nın bölgeden çıkmasıyla oluşan durumun bir tesadüf olmadığını kaydetti.
Natşe, bugün gerçekleştirilen etkinlikte katkısı olanlara teşekkür ederek, “Bu etkinlikle birbirimizle olan ilişkilerimizin kültürel açıdan güçlenmesini umut ediyorum.” dedi.
Kudüs surlarının şehrin en önemli simgelerinden birisi olduğuna dikkati çeken Natşe, “Kanuni Sultan Süleyman Kudüs’e altın bir çağ yaşattı. Şehre önem kazandıran birçok projeyi hayata geçirdi. Kudüs surları da bunlardan birisi.” diye konuştu.
Natşe, Kudüs surlarının, şehri bir annenin çocuğunu kucakladığı gibi kucakladığının altını çizerek, “Kudüs surlarını, bu şehre gelen insanları ilk olarak karşılayan bir simge olarak görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yaklaşık 25 kilometrelik uzunluktaki surların 4 yılda inşa edildiğini anlatan Natşe, “Kudüs surları aslında Osmanlı idaresinin şehre ne kadar önem verdiğini ortaya koyuyor.” yorumunu yaptı.
Natşe, surların inşası nedeniyle ilgili çok sayıda rivayet bulunduğunu anlatarak, surların yapısının askeri karakterden ziyade geometrik süslemeler nedeniyle sanatsal karaktere sahip olduğunu kaydetti.
“İngilizlerin Kudüs’e girişi ‘Kara Gün’ olarak bilinir”
Arap Düşünce Forumu üyesi Prof. Dr. Guşhe de 18 ciltten oluşan Filistin Ansiklopedisi hakkında yaptığı sunumda, bugüne kadar Osmanlı dönemiyle ilgili yapılmış en büyük çalışmalardan birisi olan ansiklopedinin gelecek yıl mart ayında yayınlanacağını kaydetti.
Ansiklopedinin toplamda 30 bin fotoğraf ve harita içerdiğini belirten Guşhe, “Bu çalışmayı, Yavuz Sultan Selim’in Kudüs’ü fethedişi ve Kudüs’ün işgal edilişinin 100’üncü yılı sebebiyle yaptım.” diye konuştu.
Guşhe, çalışmalarında daha önce kullanılmamış birçok yeni bilgiye ulaştığını ve bunları ansiklopedide kullandığını ifade ederek, ansiklopedinin kronolojik olarak üç ana bölüme ayrıldığının söyledi.
Kudüs’ün İngilizlerin eline geçiş sürecinde çok acı çektiğini ve bombalandığını hatırlatan Guşhe, “Osmanlı ordusu Kudüs’ü savunurken ya şehit oldu ya da esir düştü. Ardından İngilizler Kudüs’e girdi. Bu gün, Kudüs’te ‘Kara Gün’ olarak bilinir.” dedi.
Öte yandan, Kudüs Türk Aile Derneği, Kıyamet Kilisesi sorumluları ve Özbek Tekkesi temsilcileri de Türkiye’ye desteklerinden dolayı teşekkür ederek, kısa sunumlar yaptı.
Sunumların ardından Filistinli müzik grubu “El Kemendceti” ülkelerine ait klasik şarkılardan ve melodilerden oluşan müzik dinletisi sundu.
Muhabir: Uğur Çil