KONYA – ENGİN ÖZEKİNCİ
Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Müdürü ve Postnişin Fahri Özçakıl, “Sema mukabelesinin başında Mevlevi şeyhi ya da postnişinin bulunması gerekiyor. Günümüzde şeyhlik makamı olmadığı için de semayı postnişin yönetir. Yani postnişin Hazreti Mevlana’nın makamıdır ve bu görevi de temsilen o üstlenir.” dedi.
Türk ve İslam aleminin en büyük mutasavvıflarından Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin hayata gözlerini yumduğu gece olan “Şeb-i Arus”, 744. yılında “Kardeşlik Vakti” temasıyla herkesi bir olmaya çağırıyor.
Görselliği ve estetiği ile izleyenleri etkileyen, Mevlevilikte “İlahi aşkla yanan gönlün yansıması” olarak tanımlanan semayı yöneten postnişinin her ritüeli ayrı bir anlam taşıyor.
Mevlana’nın yaşadığı dönemden günümüze kadar Mevlevilerle özdeşleşen, içerdiği manası ve görselliği dışında apayrı bir anlamı olan zikrin icra edilmesini belli ritüellerle sağlayan postnişin, hareketiyle semazenleri yönlendiriyor.
Sema ayininin icra edildiği “Semahane” denilen alanın şeklinden, semazenlerin üstüne oturdukları postlara, giydikleri kıyafetlerden hareketlerine kadar her ritüelin farklı anlamı bulunuyor.
Postun kırmızı olması kamilliği temsil ediyor
Özçakıl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mevleviliğin Selçuklu ve Osmanlı döneminde yaygın olduğunu söyledi.
Osmanlı’nın fethettiği yerlerde Mevlevihaneler açtığını belirten Özçakıl, “Özellikle Balkanlar’daki fetihlerden sonra bunlar açılmıştır. Oradaki insanların İslam’la tanışması, bu Mevlevihanelerin açılması ve oradaki insanların gönüllerinin fethedilmesiyle olmuştur.” diye konuştu.
Mevlevihanelerin, Hazreti Mevlana’nın felsefesini yaşatmak ve insan yetiştirmek için açıldığını dile getiren Özçakıl, “Mevlevihaneler ilim ve irfan yuvalarıdır. Günümüzde Mevlevihaneler maalesef çok fazla faaliyet yürütememektedir. Sadece sema ayini icra ederek etkinlik yapmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Özçakıl, postnişinin, Mevlana’nın makamını temsil etiği için sema sırasında çok dikkatli olması gerektiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sema mukabelesinin başında Mevlevi şeyhi ya da postnişinin bulunması gerekiyor. Günümüzde şeyhlik makamı olmadığı için de semayı postnişin yönetir. Yani postnişin Hazreti Mevlana’nın makamıdır ve bu görevi de temsilen o üstlenir. Postnişinin oturduğu postun kırmızı olması da kamilliği temsil etmektedir. Mevlana, güneşin battığı bir akşam kızıllığında vefat ettiği için bu rengi almıştır.”
Dervişler sema zikrini oruçluyken yapıyor
Semahanede postnişinden sonra semazenbaşı ve semazenlerin yerini aldığını anlatan Özçakıl, şunları kaydetti:
“Semazenbaşı ve semazenler semaya girdikleri zaman postnişinin önünde selam verir. Postnişin de onların sikkesini öperek semaya girmesine izin vermiş olur. Tüm dervişler sema ayinini aç karnına icra eder. Hazreti Mevlana dervişlerine az yeme, içme ve uyumayı tavsiye etmiştir. Nitekim derviş, tok karnına yapılan sema zikrinde maneviyattan uzak olabiliyor. Semada dervişin oruçlu olması, maneviyattan daha fazla nasiplenmesine vesile olabiliyor.”