ANKARA – Sefa Şahin
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Genel Başkanı Salih Turhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mekke’nin fethinin 1387’nci yıl dönümü dolayısıyla yılbaşı gecesi derneğin 81 ildeki şubelerinde “Mekke’nin Fethi ve Kudüs Gecesi” programının düzenleneceğini kaydetti.
Programda Mekke’nin fethinin anlatılacağını, Kur’an-ı Kerim ve ilahi okunacağını, sinevizyon ve tiyatro gösterimi yapılacağını dile getiren Turhan, sema icrası olacağını da söyledi.
Mekke ve Kudüs’ün Müslümanların vazgeçilmezi olduğunu ifade eden Turhan, “Milli Gençlik Vakfının 1975’te kurulmasından bugüne kadar, yıllardır Mekke’nin fethi programlarını icra ediyoruz. Bunun tabii ki birçok sebebi var. Biliyoruz ki Mekke’nin fethinin tarihi 31 Aralık değil. Ocak ayı içerisinde Mekke’nin fethi hadisesi gerçekleşmiştir. Biz 31 Aralık tarihini, yılbaşı gecesi münasebetiyle tercih ediyoruz.” diye konuştu.
“Türkiye genelinde 600’den fazla noktada program tertip edeceğiz”
ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması kararına da değinen Turhan, şunları kaydetti:
“Kudüs’ün hem inancımız hem de tarihimiz açısından ne anlam ifade ettiğini, inancımız açısından Kudüs’ten vazgeçmememiz gerektiğini, bizim ilk kıblegahımız olduğunu insanımızın bilincine iyice yerleştirmek derdindeyiz. Bu maksatla Mekke’nin ve Kudüs’ün fethi dolayısıyla yılbaşı gecesi Türkiye genelinde 600’den fazla noktada program tertip edeceğiz.”
“Fetih anlayışını işgalmiş gibi göstermeye çalışıyorlar”
Turhan, son 20 yıldır Siyonizm başta olmak üzere, terör ve İslam’ı yan yana getirmek isteyen bazı yapıların bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Biz, Batı’nın işgal anlayışı ile İslam’ın fetih anlayışı arasındaki farkı ortaya koymak noktasında bu programı icra edeceğiz. Bu yapılar kendilerinin yaptığı işgal ile Müslümanların yaptığı fetih anlayışını ilişkilendirip, fetih anlayışını işgalmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Fetih, insanları kurtarmak ve kötülüklerden güzelliklere doğru sevk etmek için yapılırken, işgal canlı olan ne varsa onları yok ederek kendi menfaatlerini gerçekleştirme gayesi taşır. Fetih bir kurtuluş, yeniden doğuş ve yaşatma hareketidir. Ancak Batı’nın işgal hareketi bir yok etme hareketidir. Aynı zamanda bu fethin Müslümanların savaş hukuku açısından çok büyük kıymeti vardır. Fetih sırasında mazlum ve masum olan, savaşa bulaşmayan kitlelerin haklarını koruma hususunda İslam’ın ne kadar kuşatıcı olduğunu görmekteyiz.”
