SYDNEY – Recep Şakar
Avustralya‘nın sembollerinden biri kabul edilen ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan Sydney Opera Evi, her gün birlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Yirminci yüzyılın en çok bilinen yapıları arasında gösterilen Opera Evi, bir yandan yelkenlileri, diğer yandan kesilmiş portakal dilimlerini hatırlatan özgün çatısıyla ülkeyi ziyaret edenlerin görmeyi en çok istediği mekan olarak öne çıkıyor.
Sydney Limanı yakınlarındaki Bennelong’ta inşa edilen Opera Evi, resmen açıldığı 1973 yılından bu yana her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret ediliyor.
14 yılda tamamlandı
New South Wales eyaleti hükümeti, 1957’de Sydney’de görkemli bir opera binası yapılması için uluslararası yarışma düzenledi. 32 ülkeden 233 tasarımın katıldığı yarışmayı, fotoğraflardan gördüğü Sydney limanındaki yelkenlilerle Maya ve Aztek tapınaklarındaki şekillerden esinlendiği tasarımıyla Danimarkalı mimar Jorn Utzon kazandı.
Utzon’un özgün ve benzersiz özelliklere sahip tasarımının yapımı 1959’da başladı.
Opera Evi’nin yapımı, planlanandan daha uzun sürdü ve çok daha pahalıya mal oldu.
Dört yıl içinde, 1963’te tamamlanması beklenen Opera Evi’nin yapımı 11 yıl sürdü. Bina, ancak planlanandan 10 yıl sonra 1973’te açılabildi.
Yaklaşık 7 milyon dolara mal olması beklenen Opera Evi’nin maliyeti de 100 milyon doları buldu.
Utzon, açılışa davet edilmedi
20. yüzyılın en önemli yapılarından biri kabul edilen Opera Evi’nin yapımı sırasında çok sayıda ekonomik ve teknik sorun çıktı.
Yetkililerle anlaşamayan Utzon, istifa ederek ülkesine döndü.
Utzon’un istifasının ardından Opera Evi’ni, Avustralyalı mimar Peter Hall tamamladı.