ANKARA
Orman ve Su İşleri Bakanlığınca, hidroelektrik santrallerin (HES) nehirleri kurutmadığı belirtilerek, “Hidroelektrik santraller suyu, enerjisini aldıktan sonra olduğu gibi dere yatağına bırakır. Bu esnada su azalmaz ya da kirlenmez.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, bugün bazı basın yayın organlarında Türkiye’deki HES’lerin kuraklığa yol açtığına dair gerçeği yansıtmayan bazı iddiaların yer aldığı belirtildi.
Söz konusu haberlerdeki iddiaların aksine baraj ve HES’lerin kurak periyotlar sonucunda ortaya çıkan su kısıtını telafi etmede hayati öneme sahip tesisler olduğu vurgulanan açıklama, “2017 yılı ülkemizde son 44 yılın en kurak yılı olarak kayıtlara geçmiştir. Toplam depolama kapasitesi 168 milyar metreküpü bulan baraj ve hidroelektrik santraller sayesinde kuraklığın etkileri vatandaşlarımıza hissettirilmemiştir.” ifadesi kullanıldı.
“Hidroelektrik santrallerle yılda 15 milyar lira doğalgaz ithalatından tasarruf edilmekte”
Hidroelektrik santraller tarafından 2017’de 53 milyar kilovat saat elektrik enerjisi elde edildiği ve milli ekonomiye yılda 8,7 milyar lira katkı sağlandığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Ülkemizde işletmede olan hidroelektrik santraller vasıtasıyla üretilen enerji ile yılda 15 milyar lira doğalgaz ithalatından tasarruf edilmekte ve bu kaynak yurt içi yatırımlara yönlendirilmektedir. Yağışlı dönemlerde suyu depolayan baraj ve hidroelektrik santraller bu bakımdan gıda ve enerji arz güvenliğimizin teminatıdır. Hidroelektrik santrallerin depolama özelliği sayesinde bölgede yaşanması muhtemel feyezanların önüne geçilmektedir. Herhangi bir hidroelektrik santralin olmadığı havzalarda feyezanların etkileri daha yıkıcı olmuştur.
“Hidroelektrik santraller nehirleri kurutmazlar”
Hidroelektrik santraller nehirleri kurutmazlar. Hidroelektrik santraller suyu, enerjisini aldıktan sonra olduğu gibi dere yatağına bırakır. Bu esnada su azalmaz ya da kirlenmez. Dere yatağına bırakılan su, canlı hayatın devamı için gerekli olan miktardır ve kesintisiz bir şekilde dere yatağına bırakılması ilgili mercilerin gözetiminde sağlanır. Bu suyun dere yatağına bırakılıp bırakılmadığının takibi suyun çevrildiği noktada kurulan ve anlık olarak izlenebilen akım gözlem istasyonları (AGİ) vasıtasıyla yapılmaktadır.”
Hidroelektrik santrallerin çalışma sisteminde bilinmesi gereken en önemli unsurun suyun gücünden yararlanılması olduğu belirtilen açıklamada, dereler üzerinde inşa edilen nehir tipi HES’lerin, suyun doğal akışından faydalanılarak elektrik ürettiği kaydedildi.
Nehir tipi HES’lerin büyük miktarda suya ihtiyaç duymadığı aktarılan açıklamada, “Bu husus ‘çevre dostu’ olarak tanımlanmalarının temel sebebidir. Netice itibariyle hidroelektrik santraller ülkemizdeki temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarımız arasında yer almakta bu konuda tabiata herhangi bir olumsuz etkisi olmaması için gerekli hassasiyet gösterilmektedir.” değerlendirilmesinde bulunuldu.
Türkiye’nin su kaynakları açısından zengin bir ülke olmadığı vurgulanan açıklamada, “Ülkemizdeki 25 havzanın birkaçı haricindeki havzalarda su kaynakları genel olarak sulama suyu ve içme suyu temininde kullanılmaktadır. Doğu Karadeniz ve Çoruh havzalarında su kullanımları, arazi ve iklim yapısı, yağış rejiminin iyi olması ve kısa mesafede yüksek düşülerin sağlanabilmesi açısından hem baraj hem de nehir tipi santraller için en uygun yerlerdir.” ifadesine yer verildi.
Muhabir: Zehra Aydın