ESKİŞEHİR
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Türk milleti, dünyadaki fitnenin, zulmün ve dünyaya kaosu getirmek isteyenlerin önündeki son kapıdır. Dünyada bir karanlık zihniyet bu kapıyı zorlamaktadır ve bu kapı kırılırsa, zulmün önündeki son engel de ortadan kalkmış olacaktır.” dedi.
Bakan Soylu, kentteki bir otelde, şehit Jandarma Uzman Çavuş Yusuf Haldun Uslu, polis memurları Mustafa Yavaş, Olgun Kurbanoğlu, Tansu Aydın, Piyade Uzman Çavuş Melih Özcan, Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Anıl Gül, Uzman Çavuş Murat Özer, Piyade Üsteğmen Onur İlkhan, Piyade Uzman Çavuş Gürsel Demir, onbaşı Barış Öztürk, Astsubay Çavuş Mustafa Özdemir ve sivil memur Muammer Kosacı’nın aileleriyle gazi polis memuru Abdullah Akbulut’a verilecek Devlet Övünç Madalyası ve Beratı Tevcih Töreni’ne katıldı.
Soylu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından şehit ailelerine tevcih edilen Devlet Övünç Madalyası törenine katılmaktan dolayı memnuniyet duyduğunu söyledi.
Şehit ailelerine seslenen Soylu, her ülkenin, milletin, kendine ait manevi değerleri olduğunu, milletlerin oralardan ilham, güç, kuvvet aldığını vurgulayarak, “Şunu açıklıkla ifade etmek isterim ki Müslüman toplumlar dahil, şehadet ve gaza kültürünü bizim kadar önemseyen, bunu neredeyse kurumsallaştıran, özel bir hassasiyet gösteren, kültürünün neredeyse en üst mertebesine yerleştiren bir başka toplum, bir başka millet şu dünya üzerinde mevcut değildir. Oysa başka Müslüman ülkeler de var.” diye konuştu.
“Türk milleti, kaosu getirmek isteyenlerin önündeki son kapıdır”
Soylu, oralarda da şehitler olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Ama bizdeki bakış, şehide gaziye bizde gösterilen özen, çok daha farklıdır. Bunu anlatmaktaki muradım şudur, sizlerin evlatları, sevdikleri, bizim kardeşlerimiz, alelade hadiselerde hayatını kaybetmiş insanlar değildir. Burada çok farklı bir mücadele söz konusudur. Bu milletin ölüm kalım mücadelesi, kendi sınırlarının ötesinde başka milletlerin de hayatını etkileyen bir mücadeledir. Tarih boyunca bu böyle olmuştur. Bu millet Kurtuluş Savaşı’nı kazandığı zaman, dünyadaki birçok sömürge millete örnek olmuş, güç vermiştir. Bugün de Filistin, Arakan, Afrika’daki dünya mazlumlarının gözü kulağı, bu aziz milletin üzerindedir. Çok net bir şey söylemek isterim, Türk milleti, dünyadaki fitnenin, zulmün ve dünyaya kaosu getirmek isteyenlerin önündeki son kapıdır. Dünyada bir karanlık zihniyet bu kapıyı zorlamaktadır ve bu kapı kırılırsa, zulmün önündeki son engel de ortadan kalkmış olacaktır. İşte evlatlarınız, bu kapının bekçileri olmak gibi bir şerefe ve onura nail olmuş ve bizlere de büyük bir gururu miras bırakmışlardır.”
“Karanlık bir irade, karmaşık hesaplar içindedir”
Hem Türkiye’nin hem de bulunduğu coğrafyanın çok ciddi testlerden, zor dönemlerden geçtiğine işaret eden Soylu, şunları kaydetti:
“Az önce bahsettiğim karanlık bir irade, dünyanın bu bölgesi için çok farklı ve karmaşık hesaplar içindedir. Bunu hep beraber görüyoruz ve yaşıyoruz. Şunu açık yüreklilikle sizlerle paylaşmak istiyorum, Bu millet, ülke imkanları ile beraber bizi okuttu, büyüttü. Meselelere sırtımızı dönmek için değil, doğruları hasıraltı etmek için değil, neme lazımcılık için değil. Bu Anadolu coğrafyasının zenginliğini ve asaletini başta etrafımızdaki coğrafyaya kardeşlik, dostluk olarak ve varlığını zenginleştirerek nakşetmek için bunu sağladılar. Hepimiz olan olayların, yapılanların, gerçekleştirilenlerin farkındayız. Bizim ülkemiz yarına ait güçlü adım atmaya çalıştığı her dönemde etrafındaki coğrafya ve dünya ile bir bütün olmaması için çevrelenmeye çalışılmıştır. Son yüzyılda bu millet güzel cumhuriyetimizi kurmuştur. Son yüzyılda bu millet milli ve manevi değerleri, kendi iradesini, kendi gücünün, kararlılığının birçok kez zora düşmesine rağmen hep ayakta tutmuştur.”
“Biz ayakları titreyen bir millet hiç olmadık”
Soylu, hep beraber bir şey yapmak zorunda olduklarını, dün yaşananları, bu ülkeye yaşatılmak istenenleri ve Türkiye’nin üzerine yüklenen mağduriyetler ile maliyetlerin geleceğe gitmesine fırsat vermemeleri gerektiğini ifade etti.
Güçlü, kudretli, diri olunması gerektiğini dile getiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz ayakları titreyen bir millet hiç olmadık. Biz yokluk içerisinde üzerine basılıp ayakları ile birlikte başka bir şeye tırmandırılan ve sadece araç olarak görülen bir millet hiç olmadık. En zor zamanımızda dinimizden, inancımızdan, kimliğimizden, milletimizden bizi ayırmak istediler. En zor zamanımızda hasletlerimizden bizi ayırmak istediler. Biz böyle bir millet değiliz. Biz batı toplumlarına hiç benzemeyiz. Biz, mezarımıza gittiğimiz zaman, mezarı ile konuşan, onunla dertleşen onun sorumluluklarını bize aktardığı zaman bu sorumlulukları omuzlarımızda hisseden bir millet olduk. Biz ecdadı, tarihi, geçmişiyle var olan bir milletiz. Biz batı toplumlarına hiç benzemedik. Biz arkamıza dönüp baktığımız zaman Ertuğrul Gazi’yi Osman Gazi’yi, bize bu toprakları açan Alparslan’ı gördük. Bu asil millete kurulmaya çalışılan tuzakları anladık, hissettik. Bazen sabır ettik. Bazen elimizle, dilimizle düzeltmeye çalıştık. Ama hiçbirini anlamamazlıktan gelmedik.”
“Bugün, yarınımıza daha güçlü bakıyoruz”
Soylu, terör örgütleriyle mücadeleye değinerek, şunları dile getirdi:
“Bu ülkeye ihanet edenlerin, dost, müttefik dediklerimizin bağrında bize karşı hançer saplamak istemesine rağmen bu ülkede, bu ülkenin kaynakları, zenginlikleriyle birlikte bu ülkenin yarınlarını başkalarına peşkeş çekmek istemelerine rağmen Allah’ımıza şükürler olsun bugün, yarınımıza daha güçlü bakıyoruz. Hani DEAŞ ile PYD/PKK birbirine vuruyordu? Bizi ahmak zannedenlere şu kutlu muhabbet dergahından seslenmek istiyorum, hani biz DEAŞ’ı destekliyorduk. Hani biz DEAŞ’a, bu coğrafyadaki birtakım meselelerin içerisine bizi sokarak bizi kimliklendirmeye bizi kötü göstermeye bizi dünyaya bir şekilde farklı göstermeye çalışıyordunuz. Kandil’den Afrin’e kadar kurmak istedikleri hattın bu coğrafyanın yarınına nasıl musallat olacağını hep beraber biliyoruz. Nasıl birliğimizi, beraberliğimiz zedelemek istediklerini hep beraber biliyoruz.”
“Fay hatları üzerinden birliğimizi bozmaya çalışanlar”
“Şehitlerimiz ve gazilerimiz bizleri duyuyorlar” ifadesini kullanan Soylu, şehit aileleri ve gazilere şöyle seslendi:
“Onlar bize burada rahat oturalım, arabamızı bir üst modele çıkaralım, çocuklarımıza daha iyi ayakkabı alalım, evlerimizi daha iyi donatalım diye bu emaneti bırakmadılar. Biz bu dünyanın öteki dünyası da olduğuna inananlardanız. Esas dünyanın ahir, öteki dünya ve hep birlikte büyük bir sınavdan geçtiğimize, annemize, babamıza, ailelerimize, komşumuza, millet olma birlikteliğinde olduğumuz her türde sorumluluklarımıza büyük bir imtihan içerisinde olduğumuzu biliyoruz. Ama şu anda onlarla konuşuyoruz. Allah’ımıza şükürler olsun. Terörle mücadele dahil olmak üzere devletimiz çok üst bir noktadır. Hiçbir endişeniz olmasın. Güçlü ve asil bir milletin, kuvvetli ve kudretli bir devletin mensuplarıyız. Hiçbir endişeniz olmasın. Bizi yıllarca zayıf göstermeye çalışanlara, bize fay hatları üzerinden birliğimizi ve beraberliğimizi bozmaya çalışanlara karşı biz bugün Allah’a şükür çok güçlüyüz. Çok da güçlü olacağız. Dünyaya söyleyecek sözümüzün hüküm olduğu günler yakındır ve bu milletin asaletiyle beraber bütün dünyaya bunu anlatma ve bunu kabul ettirme günleri yakındır. Bunu hep beraber sağlayacağız.”
“Bizim onlara büyük sorumluluğumuz var”
Soylu, 16-17 aydır İçişleri Bakanlığı yaptığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“Terörle mücadeleyle ilgili o dağlarda, teröristi mağaranın içinde hissettiğinde, gördüğünde, ilk çatışmaya girenin şehit olma ihtimali yüzde yüze yakındır. Ama, sizin evlatlarınız bilmenizi isterim ki şehit olmaya atlayan o mertebeye erişmeye çalışan asaletle yetişmiş evlatlarınızdır. Bunu 17 ayda çok kez gördüm ve çok kez hissettim. Bizim onlara büyük sorumluluğumuz var ve o sorumluluğumuzu bu milleti daha yükselterek yerine getirmektir bizim görevimiz. Bu vesileyle hepinizin önünde saygıyla eğiliyor, kıymetli Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın selamlarını sizlere iletiyorum.”
Muhabir: Emrah Yaşar