KÖLN
Almanya’nın Köln kentinde ibadete açılan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Köln Camisi, çevrede yaşayan Almanların ilgisini çekiyor.
Köln’deki DİTİB Genel Merkezi’nde caminin iç süslemelerini tanıtım amacıyla düzenlenen “Akşam Çayı” programına yoğun katılım gösteren Almanlar, caminin özel konsepti ve mistik atmosferinden çok etkilendiklerini ifade etti.
İki bölümden oluşan programın ilk bölümünde konuklar, hattat Hüseyin Kutlu’nun eserlerinden oluşan hüsnühat sergisini gezdi.
DİTİB Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu, burada yaptığı konuşmada, Müslümanlar için camilerin barışın, teslimiyetin, ibadetin, duanın ve bilinçlenmenin merkezi olduğunu söyledi.
Külliyenin sadece bir ibadethane olmadığına vurgu yapan Aşıkoğlu, “Burada eğitim merkezleri, etkinlik salonları, araştırma merkezleri ve iletişim odaları gibi insanlığa fayda sağlayacak birçok birimle hizmet verilmektedir. Cami değişik insanları bir araya getirip buluşturan dini, ancak aynı zamanda da sosyal bir yerdir. Bu mekanlar herkes için açık ve hayat dolu ve hayat veren mekanlardır.” dedi.
Özgün bir iç süsleme sanatı
Programın ikinci bölümünde de DİTİB Köln Camisi’nin nakkaşı Semih İrteş, caminin içerisindeki süslemelerin sanatsal özellikleri hakkında bilgi verdi.
Caminin Alman mimarı Paul Böhm’ün ilk kez bir cami projesi çizdiğini ve bunun özgün bir çalışma olduğunu ifade eden İrteş, şu değerlendirmede bulundu:
“Özgün mimariye özgün bir iç süsleme sanatı ile cevap verdik. Biz de caminin mimarisiyle aynı felsefe ve tezyinat ile bu bütünlüğünü sağlamamız gerekiyordu. Bu yönde de tezyini motif ve hat çalışmalarımızı hattat Hüseyin Kutlu ile birlikte yaptık. Selçuklu ve Osmanlı tezini sanatını arasındaki devamlılığı da kullanmak istiyorduk. Bu çağdaş yoruma uygun bir şekilde maziden örnek alarak tasarımları gerçekleştirdik.”
“Benim için en heyecan verici çalışmaydı”
Türkiye’de ve yurt dışında daha önce birçok cami iç süslemesi yaptığını ancak bunların klasik mimari yapılar olduğunu aktaran İrteş, şöyle devam etti:
“Ancak bu mekan bugüne kadar yapılmış olan benim için en heyecan verici, en çağdaş yorumdu. Bu düşünce doğrultusunda uzun bir zaman yeni iç tezyinat projeleriyle uğraştık. Mimar alan olarak nasıl bir bütünü sağlandı ise, biz de tezyinatla bu bütünlüğü sağladık. Tezyini yaparken bizim başlangıç noktamız mimarın vermiş olduğu biçimlerle kabuklar içindeki düzeni kurmaktı. Bu düzeni kurarken de dikkat ettiğimiz husus mimari çizgilere uygun olarak tasarımlar yapmaktı, biz de bunu yaptık. Bu tarz mimari mekanlar içerisinde ayetlerin yer seçimine de dikkat ettik.”
Nakkaş Semih İrteş, projede 50 kişilik ekibin çalıştığını belirterek, iç dekorasyon hakkında şu bilgileri verdi:
“Caminin en önemli alanı bence kubbedeki hilal içimdeki Ayetel Kürsi yazısı. İslam sanatında ve İslam kültüründe çok önemli bir yer teşkil eder. Hilal’in dışında kubbe alanında Allah’ın güzel isimleri Esma’ül Hüsna’ları yerleştirdik. Mihrap cephesinde Lafzatullah ile İsm-i Nebi yani Allah ve Muhammed, arka büyük alanlarda da Peygamber Efendimizden sonra gelen halifelerin sağ ve sol alanlarda da İslam öncesi kitap gelmiş peygamberlerin isimlerini yerleştirdik. Cami, İslam medeniyetinde sadece ibadethane değil doğumdan ölüme kadar bütün hayatın geçtiği bir mekan olarak gördüğümüz için her şeyi ince ayrıntısına kadar özen ve önemle tasarladık.”