BRÜKSEL-Şerife Çetin
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Afrin‘de terör örgütlerine yönelik başlattığı operasyonun, başkentlerinde terör saldırısı yaşayan ve Ortadoğu’daki istikrarsızlıktan kaynaklanan sığınmacı akınıyla baş etmekte zorlanan Avrupa Birliği ülkelerinin güvenliğine katkı sağlayacağı değerlendiriliyor.
TSK’nın Afrin’de terör unsurlarını temizlemeye yönelik Zeytin Dalı operasyonu bir yandan ülke sınırlarında güvenliği güvence altına almayı amaçlarken, bir yandan da Afrin’deki PKK/PYD hakimiyetinden kaçan Suriyeli sığınmacılara ülkelerine geri dönme imkanı tanıyacağı yaygın görüşler arasında yer alıyor.
TSK ve Özgür Suriye Ordusunun (ÖSO) birlikte yürüttüğü Fırat Kalkanı sonrasında terörden temizlenen Suriye’nin Halep kentine bağlı Bab, Çobanbey ve Cerablus’ta hayatın normale dönmesiyle bu bölgelere yaklaşık 75 bin Suriyeli dönüş yapmıştı.
Öte yandan, TSK’nın Suriye’nin İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki ateşkes gözlem görevi için intikalinin ardından ekonomi canlanırken Suriyeli sığınmacıların bölgeye dönüşü hızlanıyor. İdlib intikalinin başlamasının ardından sadece ekim ayında 3 bin 700’e yakın kişinin bölgeye dönüş yapmış olması, bu durumun açık bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Türkiye’de bulunan Suriyeli sığınmacıların kendi ülkelerine dönmesinin ise Avrupa’ya göçmen akınını ciddi oranda azaltacağı değerlendiriliyor. Bu çerçevede, Zeytin Dalı Harekatı vesilesiyle 2015 yılından beri sığınmacı akınıyla baş etmekte zorlanan AB ülkelerinin rahatlaması söz konusu olabilir.
Bu çerçevede, Türkiye-AB arasında 2016’da imzalanan sığınmacı mutabakatının, göç akını nedeniyle artan ırkçılık, yabancı düşmanlığıyla İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra adeta siyasi krize sürüklenen AB ülkelerini, sığınmacı akınını ciddi anlamda azaltarak rahatlattığını göz ardı etmemek gerekiyor.
Diğer taraftan, PKK/PYD ve DEAŞ da dahil olmak üzere tüm terör unsurlarını hedef alan Zeytin Dalı Operasyonu’nun terörü kendi başkentlerinde yaşayan AB ülkelerinin güvenliğine de katkı sağlaması bekleniyor.
“Avrupa’nın güvenliği, NATO’nun itibarı Türkiye’nin sınırında başlar”
AA muhabirine konuşan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Zafer Sırakaya, Ortadoğu’daki ekonomik, sosyal ve siyasi istikrarsızlığın insanları güvenli liman arayışına itmesinin bir göç dalgası oluşturduğuna dikkati çekerek, Türkiye’nin de yaklaşık 3,5 milyonun üzerinde sığınmacıya ev sahipliği yaptığını hatırlattı.
Sırakaya, terör örgütlerinin Suriye’de Arap, Kürt, Türkmen arasında ayrım yapmaksızın, kendisi gibi düşünmeyen herkesi yok etmek istediğini, yok edemediğinde de göçe zorladığını ifade ederek, “Suriye’deki terör ortamı yok edilmezse yeni bir göç dalgası oluşacaktır.” uyarısında bulundu.
Avrupa’da ırkçılığın kontrol altında tutulması için göçün iyi koordine edilmesi gerektiğini aktaran Sırakaya, “Avrupa’nın 1 milyonluk bir göç dalgasıyla şirazesinin nasıl kaydığını hep birlikte gördük.” dedi.
Sırakaya, “Avrupa’nın güvenliği, NATO’nun itibarı ve sınırı ve AB’nin değerlerinin korunması Türkiye’nin sınırında başlar.” vurgusunda bulundu.
“AB Türkiye’nin yanında olmalıdır”
Avrupa Parlamentosu eski milletvekili Ozan Ceyhun ise Afrin’deki Arap, Kürt ve Türkmenlerin PYD/PKK hakimiyeti nedeniyle ciddi acılara maruz kaldığına dikkati çekerek, “Eğer Türkiye Afrin’e müdahale etmeseydi, Afrin’deki sivillerin çoğu kaçmak zorunda kalacaktı. Bu da yeni bir sığınmacı akınına yol açacaktı.” değerlendirmesinde bulundu.
Batı medyasında Zeytin Dalı Harekatı’nın “utanç verici” bir şekilde yanlış yansıtıldığını kaydeden Ceyhun, “Avrupa ve AB kendi değerlerini korumak istiyorsa, o zaman Türkiye’nin operasyonuna destek vermelidir.” ifadesini kullandı.
“Türkiye’deki göçmen sayısı azalırsa, Avrupa’ya giden göçmen sayısı azalır”
AK Parti Brüksel Temsilcisi Ruhi Açıkgöz, “Bu harekat Türkiye’de yaşayan Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine dönmesi için güvenli bir alan oluşturulmasına da katkı sağlayacaktır. Türkiye’deki göçmen sayısının azalması, Türkiye’den Avrupa’ya gelebilecek göçmen sayısında da azalma temin edecektir.” açıklamasında bulundu.
Açıkgöz, Türkiye sınırlarında güvenlik sağlanmasının Avrupa’nın sınır güvenliğine de katkı sağlayacağını kaydetti.