ANKARA – DİLARA ZENGİN
Tunus’ta bir gencin işsizlik sebebiyle kendisini yakmasıyla başlayan Arap Baharı’nın, Mısır’da da kendini hissettirmesinin yedinci yılında ülke ekonomisi kaybettiği gücü kazanmaya çalışıyor.
AA muhabirinin Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerinden derlediği bilgilere göre, Arap Baharı’nın başladığı 2011’de ekonomik büyüklüğü 247,7 milyar dolar olan Mısır’ın gayrisafi yurt içi hasılası yüzde 34,2 artarak 2016’da 332,4 milyar dolara yükseldi.
Arap ülkeleri içinde Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin ardından üçüncü büyük ekonomiye sahip Mısır, Arap Baharı öncesi 2010’da gösterdiği yüzde 5,1’lik büyüme performansına tekrar ulaşamadı.
Ülke ekonomisinin büyüme hızı 2011’de yüzde 1,8 olurken bu oran 2016’da yüzde 4,3’e yükseldi. IMF’ye göre, Mısır ekonomisinin 2017 büyümesinin ise yüzde 4,1 olacağı tahmin ediliyor.
Mısır’ın 2011’de yüzde 11,1 olan enflasyon oranı ise 2016’da 10,2’ye geriledi. Ancak bu rakamın da 2017’de yüzde 23,5’e ulaşması bekleniyor.
Nüfusu 96,4 milyona ulaşan ülkede işsizlik oranı ise 2016’da yüzde 12,7’ye yükseldi. Bu oran 2011’ye yüzde 10,4 olarak kayıtlara geçmişti.
Arap Baharı ve darbe dönemi sonrasında ülkenin dış borcu da artış gösterdi. Mısır Maliye Bakanlığının verilerine göre, ülkenin dış borcu mali yıl sonu olan Haziran 2017 itibarıyla bir önceki yıla göre yüzde 41,7 artarak 55,8 milyar dolardan 79 milyar dolara yükseldi. Söz konusu borç yükü, bu dönemde ülke milli gelirinin yüzde 41’i olurken Arap Baharı’nın başladığı dönemde yüzde 15,2 seviyesindeydi.
Mısır’ın 2011’de 31,6 milyar dolar olan ihracatı ise yaklaşık yüzde 29 azalarak 2016’da 22,5 milyar dolara geriledi. Ülkenin ithalatı da söz konusu dönemde yaklaşık yüzde 7 azalarak 2016’da 58,1 milyar dolara düştü.
Böylece Mısır’ın 2011’de 93,9 milyar dolar olan dış ticaret hacmi, yüzde 14 azalarak 2016’da 80,6 milyar dolar oldu.
Türkiye-Mısır dış ticareti yaklaşık yüzde 1 arttı
İki ülkenin dış ticareti, Arap Baharı sonrası dönemde istikrarlı bir seyir izledi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Mısır Darbesi’nin yaşandığı 2011’de 4,1 milyar dolar olan Türkiye ve Mısır arasındaki dış ticaret hacmi, yaklaşık yüzde 1 artarak 2016’da 4,2 milyar dolar oldu.
Türkiye’nin Mısır’a ihracatı bu dönemde yaklaşık yüzde 1 azalışla 2016’da 2,7 milyar dolara gerilerken, bu ülkeden yapılan ithalat ise yüzde 4,4 artarak 1,4 milyar dolara çıktı.
Mısır’a 2017’nin 11 ayında yapılan ihracat ise 2,1 milyar dolar olurken, aynı dönemde ülkeye yapılan ithalat ise 1,8 milyar dolar olarak kayıtlara geçti. Böylece geçen yılın 11 ayında Türkiye ve Mısır arasındaki dış ticaret hacmi 3,9 milyar dolar olarak hesaplandı.
“Türkiye-Mısır ilişkilerinde yeni sayfa açılmalı”
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Mısır İş Konseyi Başkanı Muhammet Mesut Toprak, Arap Baharı sonrası Türkiye ve Mısır arasındaki ekonomik ilişkileri AA muhabirine değerlendirdi.
Arap Baharı sonrası dönemde ülkede halkın alım gücünün azalmasına rağmen hane halkı gelirinin yükseldiğini belirten Toprak, Mısır hükümetinin aldığı önlemler ve attığı adımlarla gelecek süreçte ülke ekonomisinde daha olumlu gelişmelerin yaşanacağını söyledi.
Toprak, Türkiye ve Mısır arasındaki ekonomik ilişkilerin siyasetten ayrı tutulması ve birbirini etkilememesi gerektiğini vurgulayarak, bu süreçte Türk tekstil ve konfeksiyon firmalarının ülkede kapasitelerini arttırırken bazı sektörlerdeki Türk yatırımlarında ise hacimsel daralmalar olduğunu ifade etti.
Türk şirketlerinin Mısır’da yaklaşık 2 milyar dolarlık yatırımı olduğunu kaydeden Toprak, “Aramızdaki ticaret hacminin 5 milyar doları gördüğü dönemler oldu. Arap Baharı dışında, ticaret hacmimizdeki düşüşün bir diğer sebebi de Mısır’da son yıllarda artan korumacılık önlemleridir. İki ülke arasındaki yatırımlar ve iş birliklerinin karşılıklı iyi niyet çerçevesinde artacağını umut ediyoruz. Mısır Türkiye için Afrika’ya, Türkiye de Mısır için Avrupa’ya açılan kapıdır.” dedi.
Toprak, Mısır’da ABD ve AB ile arasındaki vergisiz ticaret anlaşmaları ve ihracat teşviklerinin yatırımcılar için fırsat oluşturduğunu aktararak, bürokratik işlemlerdeki yavaşlık, üretici kayıt sistemindeki sıkıntılar, döviz limitleri, para transferi, ödeme sorunları, vize sorunları ve yetişmiş kalifiye eleman bulamama sıkıntısının ise yatırımcıların ülkede karşılaştığı zorluklar olduğunu dile getirdi.