ANKARA
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) hava saldırıları ve Türkiye sınırı içindeki mevzilerden top atışları ile 20 Ocak’ta başlatılan Zeytin Dalı Harekatı, 5. gününü dolduruyor.
TSK, ilk gün Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) desteğiyle belirlenen PYD/PKK’ya yüzden fazla hedefi vurdu.
TSK ve ÖSO, engebeli arazi şartları ve PYD/PKK’nın tuzaklarına, döşediği mayınlara eklenen kış şartları nedeniyle güvenli ve temkinli şekilde ilerlemeyi önceliyor.
Sahadaki AA muhabirleri, yağmurun 1 haftadır kesilmediğini, bu nedenle ÖSO’nun mevzilerinde biriken çamurun, birliklerin araçlarla ilerlemesini yer yer zorlaştırdığını ifade ediyor.
Harekatın ikinci gününün sabahında karadan da operasyon başlatan TSK ve Özgür Suriye Ordusu, Afrin’e kuzeyden, batıdan ve kuzeybatıdan giriş yaptı.
İlerleyişi sürdüren TSK ve ÖSO, harekatın 3. gününde yeni bir cephe açtı.
Afrin’in doğusunda, muhaliflerin kontrolündeki Azez ilçesinde saldırılar başlatıldı.
Harekatın 3. gününde ayrıca kuzey yönünden Bülbül beldesine bağlı köylere girildi.
Harekatın 4. gününde Afrin’in batısındaki ilerlemesini sürdüren TSK ve ÖSO, terör örgütünün Reyhanlı’ya saldırdığı üs ve Afrin içlerine uzanan düz bir vadi konumunda olmasıyla önem taşıyan Cinderis beldesine girdi.
Yüzlerce terörist ve hedef etkisiz hale getirildi
Harekatın ilk 5 gününde Genelkurmay Başkanlığı’nın paylaştığı verilere göre, teröristlere ait 214 hedef başarıyla vuruldu.
Hava ve kara harekatında ayrıca, 268 terörist etkisiz hale getirildi.
Güvenli ilerleme ve tahkimat
PYD/PKK, Afrin’i Temmuz 2012’de Beşşar Esed rejiminden devraldıktan sonra, ilçe örgütün iç savaş boyunca en fazla yuvalandığı alanlardan biri haline geldi.
TSK ve ÖSO, yaklaşık 6 yıldır örgütün yoğun biçimde yuvalandığı ve tuzaklar kurduğu Afrin’deki ilerleyişi, güvenli şartlarda yapmaya öncelik veriyor.
Bu şekilde 10’dan fazla nokta, Zeytin Dalı Harekatı’nın ilk 5 gününde teröristlerden arındırıldı.
Harekatın 5. gününde TSK ve ÖSO unsurları karada tahkimat yaptı.
Rejim bölgesinden PYD/PKK’ya ikmal
Öte yandan PYD/PKK, Afrin’in güneydoğusundaki Halep merkezin kuzey mahallelerinden Nubul ve Zehra üzerinden Afrin’e terörist, mühimmat ve çeşitli malzemeleri geçirmeye devam ediyor.
Söz konusu ikmal, harekat öncesinde yoğunlaşmıştı.
Terör örgütü, ABD’nin Haseke ve Rakka’daki üslerinden kendisine ilettiği mühimmatı ve Pentagon-CIA-Kandil ortaklığıyla eğitilen terörisleri Afrin’e, Esed rejimi kontrolündeki Nubul ve Zehra üzerinden geçirmeyi sürdürüyor.
Pentagon’un dün akşam, bu bağlantıyı tespit etmeleri halinde örgüte verecekleri desteği kesecekleri uyarısının nasıl sonuçlanacağı ise merakla bekleniyor.
Harekatla ilgili en önemli gelişmelerden biri de PYD/PKK’nın Afrin’de hapishanelerde tuttuğu DEAŞ’lı teröristleri, TSK ve ÖSO’ya karşı savaşmaları koşuluyla serbest bırakması oldu.
Doğrudan Türkiye’deki sivilleri hedef aldı
Afrin’de sıkışan terör örgütü, Türkiye’nin sınır illerindeki sivilleri doğrudan hedef aldı.
Afrin topraklarından ateş menzilindeki Hatay’a 8, Kilis’e 15 adet roket ya da havan saldırısı düzenleyen teröristler, iki sivilin ölümüne neden oldu.
Saldırılarda 3’ü çocuk 56 sivil de yaralandı.
Örgüt kara propagandayla güç aradı
Afrin operasyonu, sosyal medyanın ana gündem maddelerinden biri oldu.
Twitter’da ilk gün Türkiye’de gündemi oluşturan konular (trend topic/TT) listesinde #AfrinOperasyonu, ve #ZeytinDalıHarekatı hashtag’leri ilk iki sırada yer aldı. Sosyal medya kullanıcıları genelde operasyonu destekleyen paylaşımlar yaptı.
İlerleyen günlerde de bu etiketler TT listesinin ilk 5’i içinde yer alırken, hem Türkiye hem dünya TT listelerinde #TurkeyMovesForPeace, #BabyKillerPKK, #MilliMesele ve #VarOlsunTürkOrdusu etiketleri yoğun olarak kullanıldı.
Bu arada PKK’nın, Zeytin Dalı Harekatı’nı sosyal medyada manipüle etmek için talimat verdiği Türk istihbaratı tarafından ortaya çıkarıldı. AA, manipülasyon kampanyası kapsamında çeşitli iddialarla servis edilen çok sayıda fotoğrafın gerçekte hangi olaylara ait olduğunu ortaya çıkardı.
Örneğin, sosyal medyaya servis edilen “TSK tanklarının yakıldığı” iddiasıyla paylaşılan görüntülerden birinin Yemen’de çekildiği, diğerinin ise 10 Aralık 2017 tarihli bir habere ait olduğu belirlendi.
“Afrin’de esir alınan Türk askerleri” iddiasıyla paylaşılan fotoğrafın da 23 Şubat 2015 tarihli olduğu ortaya çıkarken “YPG’nin TSK askerlerini yaraladığı” iddiasıyla paylaşılan asker fotoğrafının da Manisa’da çekildiği tespit edildi.
Twitter’da “TSK’nın sivilleri hedef aldığı” iddiasıyla paylaşılan sedyedeki çocuk fotoğrafının, 29 Ağustos 2017’de Suriye’nin kuzeyindeki Mare kentinde, ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’nin saldırısında çekildiği belirlendi.
AA’nın ifşa ettiği sosyal medyada kara propaganda haberlerinin ardından, söz konusu fotoğrafları paylaşan kullanıcıların bir kısmı, kendi destekçilerinden gelen tepki nedeniyle hesaplarını kapattı, bir kısmı da paylaşımlarını sildi.
Uluslararası tepkiler
Rus yönetimi, ABD’nin PYD/PKK’ya verdiği yoğun desteğin Türkiye’yi tahrik ettiğini, harekatın da bunun kaçınılmaz bir sonucu olarak geliştiğini vurguladı.
Washington yönetiminin en sert ifadesi sivillerin durumundan çok endişeli oldukları şeklindeydi. Ancak Amerikalı yetkililer Ankara’nın meşru güvenlik kaygılarını anladıklarını bildirdi.
Tahran yönetimi, Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yaparak operasyonun en kısa sürede sona ermesi ve Türkiye-Suriye krizinin yayılmasının önünün alınması ümidini ifade etti.
Avrupa Birliği, harekatla ilgili insani durum, siyasi çözüm arayışları ve terörle mücadele konularında büyük endişe taşındığını açıkladı. Ancak Fransa, İngiltere ve Hollanda, Ankara’nın güvenlik kaygılarına anlayış gösteren bir dil kullanmayı tercih etti.
Almanya kendine özgü bir duruşla, Türkiye’nin meşru güvenlik çıkarlarına hak vermekle birlikte çatışmaların durdurulmasını talep etti.
Türkiye’nin meşru müdafaa hakkı
Genelkurmay Başkanlığı, harekatın ilk günü yaptığı açıklamada, operasyonun Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin terörle mücadeleye yönelik kararları ve Birleşmiş Milletler sözleşmesinde yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak icra edildiği bilgisine yer verilmişti. Açıklamada, yalnızca teröristlere ait noktaların hedef alındığı, sivillere zarar gelmemesi için her türlü hassasiyetin gösterildiği vurgulanmıştı.
Afrin, Esed rejiminin Temmuz 2012’de çatışmaksızın PYD/PKK’ya devretmesiyle, örgütün iç savaş boyunca en fazla yuvalandığı alanlardan oldu. Coğrafi yükseltileri nedeniyle Kilis’in merkezi ve Hatay’ın önemli bölümü Afrin’deki örgütün ateş menzilinde kalıyor. Örgüt, uzun yıllardır Amanos Dağları’nı Suriye’den Türkiye’ye sızmak için kullanıyor. PYD/PKK, Suriye’nin kuzeybatısından Akdeniz’e çıkmak için de Afrin’e bel bağlıyor. Terör örgütü, Afrin üzerinden Fırat Kalkanı ve İdlib çatışmasızlık bölgesini de tehdit ediyor.
Suriye topraklarının dörtte biri, Türkiye-Suriye sınırının da yüzde 65’i örgütün işgali altında bulunuyor.