DAVOS – ATA UFUK ŞEKER
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Suriyeli sığınmacıların, Suriye sınırında Türk yatırımcıları tarafından kurulacak üretim tesislerinde üretecekleri ürünlerin DTÖ üyesi ülkelerde hiçbir gümrük vergisine tabi olmadan, hiçbir kısıtlamaya tabi olamadan serbestçe hareket edebilmesi, alınıp satılabilmesi ve ticaretinin yapılabilmesiyle ilgili bir önerimiz oldu.” diye konuştu.
Zeybekci, İsviçre’nin Davos kasabasında gerçekleştirilen 48. Dünya Ekonomik Forumu’nda (WEF) AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Davos’ta düzenlenen Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Gayriresmi Bakanlar Toplantısı’nda üyelere Suriyeli sığınmacılar için teklifte bulunduğunu açıklayan Zeybekci, “Suriyeli sığınmacıların, Suriye sınırında Türk yatırımcıları tarafından kurulacak üretim tesislerinde üretecekleri ürünlerin DTÖ üyesi ülkelerde hiçbir gümrük vergisine tabi olmadan, hiçbir kısıtlamaya tabi olamadan serbestçe hareket edebilmesi, alınıp satılabilmesi ve ticaretinin yapılabilmesiyle ilgili bir önerimiz oldu. DTÖ tarafından bunun üzerinde ciddi bir şekilde çalışılmasını istiyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’nin 3,3 milyon Suriyeli ile birlikte Afganistan ve Irak gibi ülkelerden çok sayıda sığınmacıya ev sahipliği yaptığını anımsatan Zeybekci, “Türkiye olarak biz, dünyada sığınmacılarla ilgili en çok fedakarlıkta bulunan ülkeyiz.” ifadesini kullandı.
Suriyelilere 34 milyar dolar
Türkiye’ye sığınmış olan Suriyelilere toplam 34 milyar dolar civarında harcama yapıldığını söyleyen Zeybekci, çeşitli gelişmiş ülkelerin yılda birkaç bin civarında “nitelikli” sığınmacıyı “seçerek” almalarını anlamlı bulduklarını belirterek, “Kendi işlerine yarayacak olan, menfaatlerine uygun olan insanları seçiyorlar. Bu bence samimiyetlerine aykırı, insan haklarına da aykırı.” değerlendirmesinde bulundu.
Zeytin Dalı’nın ekonomik etkisi
Suriye’nin Afrin bölgesinde PYD/PKK ve DEAŞ mensubu teröristleri etkisiz hale getirmek üzere başlatılan Zeytin Dalı Harekatı’nın ekonomiye etkilerine ilişkin Zeybekci, şunları söyledi:
“Türkiye olarak bugüne kadarki söylediklerimizin dışında hiçbir harekette bulunmadık. Türkiye olarak biz güneyimizde Türkiye’yi tehdit eden, Türkiye’yi sarmalayan bir terör oluşumuna, hatta bir terör devleti kuruluşu çalışmalarına kesinlikle müsaade etmeyeceğimizi, bunun bağımsızlık meselemiz olduğunu, varlık meselemiz olduğunu ve Türkiye’ye doğrudan saldırı olarak algılayacağımızı her platformda söyledik.”
Zeybekci, bunun anlaşılmasıyla ilgili bazı müttefiklerin “anlama kabiliyetlerinde sıkıntı yaşadıklarını” veya çok farklı planlarının olduğunu gördüklerini belirterek, “Onun için biz gereğini yaptık. Türkiye olarak biz gereğini yapacağız dedik. Defalarca bu konuda uyardık. Şu anda yaptığımız şey de ülkemizin bağımsızlığını, birliğini ve ülkemize karşı olabilecek olan her türlü tehdide karşı ülkemizi savunma reflekslerini şu anda meşru olarak, hakkımız olan savunma reflekslerini şu anda yerine getiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Zeybekci, “Belirsizlik ortamları ekonomi için iyi değildir. Ama Afrin operasyonundan sonra Türkiye’nin kararlılığı, Türkiye’nin bağımsızlığı, Türkiye’nin güvenliği, Türkiye’deki istikrarın sürdürülebilirliği garanti altına alınacağı için ekonomimiz için iyidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Gümrük Birliği güncellemesi
Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye arasında devam eden Gümrük Birliği güncelleme sürecinde son durumla ilgili Zeybekci, sürece ilişkin bağımsız kuruluşların yaptığı etki değerlendirme raporlarının iki taraf için de olumlu sonuçlar ortaya koyduğunu anlattı.
Almanya’nın AB’nin karar alma mekanizmaları ve 27 üye ülke yokmuş gibi davranmasının kendilerini rahatsız ettiğini vurgulayan Zeybekci, “Bunu AB’yle de görüştük. Sonuç olarak, ben sürecin pozitif bir şekilde Almanya’nın da ikna edilerek dönüşeceğine inanıyorum. Çünkü tarafların menfaatine.” diye konuştu.
Zeybekci, Türkiye’nin gıda, tarım, kamu alımları, hizmetler ve elektronik ticareti de kapsayacak şekilde tam ekonomik entegrasyon anlamı taşıyacak bir Gümrük Birliği güncellenmesinin 2018 yılı içinde önemli bir noktaya getirileceğine inandığını söyledi.
Güncellemenin tarafların çıkarına olduğunu vurgulayan Zeybekci, “Şu anda AB’yle yaptığımız görüşmelerde de, AB’nin ilgili komiserleriyle de ilgili mekanizmalarıyla da son derece pozitif bir süreç izliyoruz. Almanya’nın söylediklerinin tam tersine biz sürecimizi devam ettiriyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Enflasyonla mücadele
Zeybekci, Türkiye’nin orta vadeli programdaki yüzde 5,5’lik ve daha üzerinde bir büyümeyi gerçekleştirmek üzere gerek ihracatta, gerek üretimde gerek yatırımlarda çok önemli performans göstereceğine dikkati çekerek, “2018’de her alanda gerek rekabetin sağlıklı bir şekilde olması ve fiyatların oluşması, gerekse gıda politikalarındaki müdahalelerimizle gerek iç piyasada, gerektiğinde dış piyasanın da müdahalesinin önünü açarak enflasyonla mücadeleyi her alanda sürdüreceğiz.” diye konuştu.
2018 yılında enflasyonla ilgili yapısal tedbirlerin de alınacağını söyleyen Zeybekci, “Teşvik tedbirlerimizde özellikle gıda ile ilgili, gıdanın üretilmesi, işlenmesi, saklanması ve tüketilmesiyle ilgili çok önemli ekonomik tedbir ve teşviklerimiz olacak. Onun için 2018 yılı bizim için enflasyonda artık kalıcı bir şekilde tek hanenin altına indiğimiz ve ileriki dönemlerde de o tek haneyi ortaya doğru yaklaştırma gayretlerimiz şeklinde olacak.” ifadelerini kullandı.