ANTALYA
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Antalya İl Başkanlığınca Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısında, her zamankinden daha fazla, sonuç odaklı çalışmalar gerektiğini belirtti.
Antalya’nın her köyünde, yaylasında vatandaşın sorunlarını bilmeleri gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, bir fotoğraf çektirilip oradan ayrılınmaması, her vatandaşın sorununun çözülmesini istedi.
“Buradan bize oy gelmez. Bu aile bize destek vermez.” demeden çalışılması gerektiğine işaret eden Çavuşoğlu, “Küçük Moskova” denilen Gazipaşa’da bile AK Parti’nin bayrağının dalgalandığını dile getirdi.
Çavuşoğlu, İstanbul’da kendilerine oy vermeyen kesimlerle zaman zaman bir araya geldiğine değinerek, samimi bir toplantının ardından kendilerine oy verenlerin ve ön yargısından dolayı özür dileyenlerin de olduğunu bildirdi.
“Bir kişide ön yargı varsa suçu onda aramayalım. Eksiği bizde görelim” diyen Çavuşoğlu, “Oy vermeyenlere karşı saygısızlık yapmayalım, görüşlerine saygı duyalım, kazanmaya çalışalım. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır.” ifadesini kullandı.
“Gün ayrışma günü değildir”
Türkiye’nin hayallerini, hedeflerini kendileri gerçekleştirememesi halinde hiç kimsenin de gerçekleştiremeyeceğini belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Objektif bakın. Türkiye’yi kime teslim edebilirsiniz başka. Bugün Türkiye’de maalesef kamplaşmayı, ayrışmayı ben sevmem ama milli duranlarla milli olmayanların karşıtlığı görünüyor. MHP ile de bu milleti seven insanlarla da hizmet yolunda Türkiye’nin hedefleri yolunda da işbirliği yapmamız lazım. Bundan da kaçınmayın arkadaşlar. Gün birlik beraberlik günüdür. Gün ayrışma günü değildir. Biz başkalarına da kapı kapatmıyoruz. Milli olan, Türkiye sevdasını yüreğinde taşıyan her parti, her bir kişiyle Türkiye’nin menfaatleri konusunda işbirliği yaparız. Gurur meselesi yapmayız, gocunmayız. Memnuniyetle yaparız.”
Çavuşoğlu, birlik ve beraberliğin tesis edilmesi konusunda tabanların da hassas olmasını isteyerek, “Yukarıda Cumhurbaşkanımız, Devlet Bahçeli, başbakanımız, parti yönetimlerinin ittifakını tabanda da sağlamazsak faydası olmaz. Buna oy bakımından demiyorum. Zamanı geldiğinde milli olanlarla olmayanlar arasında demokratik bir yarış olacak.” dedi.
“Yaptığımız iş hukukidir”
Hizmet yaparken karşılarına çıkan tehditleri de yok etmeye devam edeceklerini aktaran Çavuşoğlu, Afrin’de hem teröristleri, hem de silah verenleri, onlara ideolojik olarak sempati duyanları uyardıklarını bildirdi.
Bakan Çavuşoğlu, ‘Bu bir terör örgütüdür’ dediklerini ancak dinlemediklerini belirtti.
Çavuşoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Cumhurbaşkanımız ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ dedi yine dinlemediler. Biz de tepelerine bindik. Şundan emin olun. Yaptığımız iş hukukidir. Meşru müdafaadır. Uluslararası hukuka uygundur. Diplomasi için bilgilendirmeyi yaptık. Kimseden izin almadık. Mehmetçiğimiz orada. Özgür Suriye Ordusu da orada. Dayanışma içinde nasıl Fırat Kalkanı bölgesini DEAŞ’tan temizlediysek Afrin’i de PKK/YPG ve DEAŞ’tan temizleyeceğiz. Tertemiz edeceğiz.”
Kendilerine kimsenin akıl ve ders vermemesi gerektiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, insani konularda dünyada Türkiye’den daha hassas bir ülke, Türk milletinden daha hassas bir millet olmadığını söyledi.
Çavuşoğlu, “Terör örgütüne karşı mücadelemizde doğrudan eleştiri yapamayıp da dolaylı yönlerden kamuoyu baskısından, bir şey söylemiş olmak için bize gelip de kimse afra, tafra yapmasın. Bizim üzerimizden iç siyaset popülizmi yapmasın kimse. Hele hele Recep Tayyip Erdoğan’a söyleyemediklerini söyledik gibi sonra açıklamalara da koymasınlar. Türk milleti de tüm dünya da bilir ki Recep Tayyip Erdoğan kimsenin lafının altında kalmaz.” ifadesini kullandı.
Bazılarının açık açık cüret edip hainliğini ortaya koyduğunu belirten Çavuşoğlu, “Terör örgütü oradan roket atacak, vatandaşları şehit edecek, evlerinde huzursuz edecek neymiş efendim barış hakim olacak. Kime karşı. Barış dediğin şey ülkeler arası olur. Terör örgütüne uyarı yaparsın ‘silahı bırak’ dersin, bırakmazsa tepesine inersin, gömersin. Yapılacak iş bu. Tıpkı Türkiye’nin dağlarına gömdüğümüz gibi orada da gömeceğiz.” dedi.
– “Sen nasıl milli bir insansın?”
“Harekatı destekliyoruz” deyip de harekatı küçümsemek için iktidarı suçlamak için değişik yollardan saldırı yapanların da olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, şu görüşlere yer verdi:
“(CHP Genel Başkan Yardımcısı, Türkiye’nin eski Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz’ın açıklamalarına ilişkin) CHP’nin bir genel başkan yardımcısı var. Benim memurumdu eskiden kısa bir süreli. Bana gelip bunları söylemek istemezdim ama ‘Bu bakanlıkta bir tek AK Partili varsa benim’ deyip yalvaran bir zavallı şimdi partinin adını bile doğru söylemiyor. Şimdi gelmiş Özgür Suriye Ordusu’na çamur atıyor. Sen nasıl milli bir insansın. Başka bir şey daha söyleyeyim ben size. Musul Başkonsolosluğumuz DEAŞ tarafından ele geçirilince bu zat, bana bunu oradaki korumalar, özel harekatçılar ve çalışanlar söylüyor. İfadelerinin kayıtları da bakanlıkta. Korkusundan ‘Başkonsolos ben değildim’ diyen bir korkak bu.”
Bunları kimseye saldırmamak ve uğraşmamak için bunları bugüne kadar söylemediklerini belirten Çavuşoğlu, “Ama sen benim teröre karşı mücadelemde beni zayıf düşürmek için alçakça açıklamalar yaparsan ben de bunları söylerim. Tüm Türkiye bilsin. Bu zat 15 gün Avrupa Birliği Bakanlığında görev aldı. Kovuldu sonra. Onu da Volkan Bozkır’a sorun neden kovulduğunu. Girmek istemiyorum. Be gafil, sen nasıl oluyor da bugün askerimizle omuz omuza yürüyen kişilere DEAŞ’çı diyorsun. Senin problemin ne? Ne için söylüyorsun? Onlar ilerledikçe, zafer elde ettikçe, ‘Allahu ekber’ dediği için mi rahatsız oluyorsun. Biz de ‘Allahu ekber’ diyoruz. Biz de mi DEAŞ’cıyız? Bizim dinimiz DEAŞ gibi teröristlere mi kalmış? Onlar teröristtir. Hepimiz ‘Allahu ekber’ diyoruz, senin geçmişin gibi ‘tanrı uludur’ demiyoruz. İşte muhalefetin hali. Böyle zavallılar kalkmış askerimize ve teröre karşı.” ifadesini kullandı.
Dışışleri Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Peki sen onların ideolojisini savunuyorsun da benimsiyorsun da Marksist, Leninist, Komünist, Ataist ideolojisinde onlara karşı mücadele edenlere saldırıyorsun. Bana ne senin ideolojinden, inancından ama takiye yapma. Sen o bölgedeki Kars, Ardahan, Iğdır bölgesindeki yiğitlerimizden hiç ders almadın mı? O bölgede Azeri asıllı kardeşlerimiz var, onlardan mertlik öğrenmedin mi? Onlardan öğrenmediysen Strazbourg’da, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde Türkiye’nin yanında dimdik duran Samed Seyidov’dan da mı utanmadın? Siz bu ülkeyi böyle kişilere teslim eder misiniz? İçinde DHKP-C’li, PKK’lılara sempati duyan, destekleyen partiye Türkiye’yi emanet eder misiniz? Onlar ne derse desin bizim Mehmetçiğimizin ve ümmetin umudu Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının önünde Hazreti Hızır yürüyor. Unutmasınlar bunu. Biz bunu görüyoruz, hissediyoruz. Madem emanet etmeyeceksek her zamankinden daha fazla çalışmamız gerek. Mehmetçiğimiz Afrin’de o hainlere dağları dar ederken Antalya’da durmak bize yakışmaz.”