KARAMAN – MEHMET ÇETİN
Karaman’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik operasyonda gözaltına alınan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olan Ö.K, örgütün kadın yapılanmasını anlattı.
Karaman Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada gözaltına alınmasının ardından etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak serbest bırakılan Ö.K, ifadesinde FETÖ ile temasının Konya’nın Ereğli ilçesinde dershaneye giderken başladığını, örgüte ait yurtta kaldığını söyledi.
Örgütte kadın yapılanmasının muhasebeciliğini yaptığını belirten Ö.K, yurtta kaldığı dönemde, “dini sohbet” adı altında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in kitaplarının okunduğunu anlattı.
İtirafçı Ö.K, “Sonra Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı Bölümü’nü kazandım. Maddi durumum iyi değildi. Okulun önünde açılan stantlardan, fiyatı uygun olan örgüt yurduna kayıt yaptırdım.” dedi.
“Etkinliklere katılmak zorunluydu”
Yurdun 4 katlı olduğunu ve her katın bir sorumlu ablası bulunduğu bilgisini veren Ö.K, şunları kaydetti:
“Bu ablalar üst sınıflarda okuyan öğrencilerdi. Yurtta Fetullah Gülen’in kitapları okunup sohbetleri dinlenirdi. Yapılan etkinliklere katılmak zorunluydu. İkinci sınıftayken yurt müdürü tarafından kat ablası olarak görevlendirildim. Okulu bir yıl uzattım. İl ablası bana ‘Küçük bölge mesulü olur musun?’ diye sordu. Kalacak yerim olmadığı için kabul ettim. Böylece 2014 yılında ‘küçük bölgeci’ oldum. Bana yardım etmesi için ‘büyük bölgeci abla’ ile tanıştırdılar.
Böylece hem okuluma devam ettim hem de örgüt içindeki yapılanmada kendi görevlerimi öğrendim.”
Ö.K, örgütün kadın yapılanmasından tamamen il ablasının sorumlu olduğunu belirterek, “İl ablasının altında eğitim danışmanı, ünite, büyük bölgeci, muhasebe grupları vardı. ‘Eğitim danışmanı’ başlığı altında büyük bölge talebe mesulü, bölge talebe mesulü, ev ablaları, liseciler, Kredi Yurtlar Kurumu sorumlusu, özel yurtlar sorumlusu vardı. Ünitede ise doktorlar ve eczacılar, öğretmenler, hemşireler, diyanet görevlileri, memurlar ve işçiler bulunuyordu.” ifadelerini kullandı.
İl ablasının tüm talimatları, “Musa” olarak bilinen il imamından aldığını anlatan Ö.K, ayda bir kez Konya’da toplantı yapıldığını dile getirdi.
Örgütte, 15 Temmuz darbe girişimi öncesi maddi sıkıntıların görülmeye başlandığına işaret eden Ö.K, şu beyanlarda bulundu:
“Eskiden etkinliklerden ve kermeslerden iyi para toplanıyordu. Bu para, burs ve diğer giderler için kullanılıyordu. Burs ve himmet toplamak için bir dernekte bir araya gelinirdi. Burada moral olsun, motivasyon artsın diye kahvaltılar, yemekler düzenlenir, para toplanırdı. Genellikle parayı mütevelliler toplar, il ablasına verirdi. Ben kasayı devraldığımda örgütün hesapta 70 bin lira parası vardı.
Parayı bir mütevellinin hesabına yatırdılar. Bu kadının iki kez bu hesaptan biner lira çektiğini biliyorum. Sonra paranın akibetinden haberim yok.”
“Evlenecekler bu görüşmeye kadar birbirini tanımazdı”
Ö.K, ifadesinde örgüt içindeki evliliklere ilişkin de şu bilgileri verdi:
“İl ablası, örgüt içindeki bekar ve evlenecek kişileri eğitim danışmanına sorar, birlikte karar verirlerdi. Evlenme iki şekilde oluyordu. Birincisi, örgüt içinde aynı konumda olan kadın ve erkekler arasında. İkincisi ise örgüt içindeki asker, polis, avukat, hakim ve savcı gibi kişilerin evlenmesi. Bu kişiler ile evlenecek bayanlar, girişken, boylu, güzel ve başını açmaya yatkın, örgütle bağı anlaşılmayacak kişilikte olanlardan seçiliyordu. Evlendikten sonra buradaki örgütle tüm bağları kopartılıyordu.
Okulu devam edenlere kesinlikle evlenme teklifi yapılmazdı. Okulu bitirmiş, 24-25 yaşındakilere teklif yapılırdı. Evlenmek isteyenler, il ablası ile irtibat kurar, bunlar örgütten birilerinin evinde buluşturulurdu. Evlenecekler bu görüşmeye kadar birbirini tanımazdı. Daha sonra görüş bildirirlerdi.”
Karaman’da 2016 yılında polis tarafından örgütün erkek yapılanmasına yönelik operasyonlar sırasında, il ablasının gözaltına alınacakların isimlerini bildiğini anlatan Ö.K, şunları ifade etti:
“İl ablası kimin evine operasyon yapılacağını biliyordu. Bu isimleri nereden elde ettiğini bilmiyorum. Polisin hangi gün kimin evine gideceğini söylüyordu. Hatta ‘Bazı arkadaşlar, gaybubet yapacak.’ diyordu. Kendisine bunun ne olduğunu sorduğumda, polisin gözaltına alacağı bazı şahısların bu evlerde saklanacağını söylüyordu. Bu kadar ellerinde bilgi olunca, örgütün hala polis ve asker içinde güçlü olduğunu düşünerek, ihbar yapma cesaretinde bulunamadım.”