ANTALYA
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Zeytin Dalı Harekatı‘na ilişkin, “Bizim kimsenin topraklarında gözümüz yok. Suriye’nin toprak bütünlüğünü bizden daha güçlü destekleyen başka bir ülke yoktur. Başkalarının hedefleri var, ajandaları var. Orada kalmak ister, o yüzden bölmek ister.” dedi.
Antalya Valiliğinin Manavgat ilçesinde, Manavgat ve Gündoğmuş ilçelerindeki muhtarlar için düzenlediği toplantıya katılan Bakan Çavuşoğlu, son yıllarda dünyadaki en büyük 10 projeden 6’sının Türkiye’de gerçekleştiğini ya da gerçekleşiyor olduğunu söyledi.
Bir taraftan dünyanın en büyük havalimanını İstanbul’a yaparken, Antalya’ya 3. havalimanını kazandıracaklarını ifade eden Çavuşoğlu, bir taraftan dünyanın su üzerindeki en büyük asma köprüsünü Çanakkale’ye yaparken diğer taraftan da Antalya’ya tünelleri, köprüleri, otobanları yapacaklarını kaydetti.
Çavuşoğlu, “Edirne’den Kars’a hızlı treni yaparken Kars, Tiflis, Bakü ve oradan Hazar Denizi’nin üzerinden Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Pekin’e kadar yolları bağlayacağız. Burada en önemli kilit aktör ülke Çin’dir.” dedi.
“Kimsenin topraklarında gözümüz yok”
Türkiye’nin daha güçlü olması gerektiğini son yıllarda herkesin gördüğü vurgulayan Çavuşoğlu, var olan hedeflere Türkiye’yi ulaştırmaları gerektiğine işaret etti.
Çavuşoğlu, 2023 hedeflerinin hayal olmadığını belirterek, “2053, 2071 hedefleri ham hayaller değil. Bunları gerçekleştirebiliriz. 15 yılda 79 yılda gerçekleştirilen hizmetlerin 5,10, 20 katını yapabildiysek, 2023’de Türkiye Cumhuriyeti’ni çok daha güçlü bir devlet yapabiliriz. Aynı şekilde 2053, 2071 hedeflerini yaparak bu toprakları bize hediye eden atalarımıza yakışan bir şekilde Türkiye’yi büyütebiliriz.” diye konuştu.
Dünya’da çok önemli fırsatlar ve çok fazla değişim olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, bu fırsatları değerlendirememeleri durumunda küresel bir aktör olamayacaklarını dile getirdi.
Çavuşoğlu, şu anda Türkiye’den kabuğunu kırıp küresel bir aktör olduğu için rahatsızlık duyulduğunu savunarak, şunları söyledi:
“Artık ‘masada ben de varım’ diyen bir Türkiye’den rahatsızlık duyuyorlar. ‘Artık sizin ne söylediğiniz değil, benim ne söylediğim önemli’ diyen bir Türkiye olduğu için rahatsız olanlar var. Bunlar olacak. İstanbul’daki dünyanın en büyük havalimanından rahatsız olan ülkeler var. Hem de Avrupa kıtasında fazlasıyla var. Ama bunlar bize engel olmamalı. Bunlar bizi hedefimizden şaşırtmamalı. Engelleri aşarak, mücadele ederek hedeflerimize yürümemiz lazım. Afrin operasyonu, bizim meşru müdafaa hakkımızdır. Hem de en doğal hakkımızdır. Uluslararası hukuka uygundur. Birleşmiş Milletler’in (BM) ilgili şartına ve de Güvenlik Konseyi kararlarına uygundur. Orada ‘Bir ülkeye yönelik bir tehdit varsa, bu tehdit sınırların ötesinde de olsa o tehdite ülkenin müdahale etme hakkı vardır. Biz uluslararası hukuktan kaynaklanan hakkımızı kullanıyoruz. Bizim kimsenin topraklarında gözümüz yok. Suriye’nin toprak bütünlüğünü bizden daha güçlü destekleyen başka bir ülke yoktur. Başkalarının hedefleri var, ajandaları var. Orada kalmak ister, o yüzden bölmek ister. Bizim Suriye’nin ve Irak’ın topraklarında gözümüz yok. İki ülkenin birliğini ve beraberliğini de Kuzey Irak’taki referandum sırasında da tüm dünyaya gösterdik. O yüzden Mehmetçiğimiz ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bize yönelik bir tehdidi yok etmek için bulunuyor.”
“Kürtleri teröristler mi temsil ediyor?”
Zeytin Dalı Harekatı’ndan önce teröristlerin destekçilerinin arkasındakilere “Bu teröristlere silah vermeyin. Verdiğiniz silahlar hep bize tehdit oluyor. Türkiye’ye saldırı olarak kullanıyorlar.” dediklerini, ancak dinletemediklerini belirten Çavuşoğlu, “Bu nedenle kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye karar verdik.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, en son saldırılar, tacizler artınca teröristlerin tepelerine indiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Şimdi ise dağları dar ediyoruz. Nasıl ki Türkiye’de dağlarda, şehirlerde PKK teröristleriyle mücadele edip, onları gömüyorsak, sınırın öte tarafındaki YPG-PKK’yı da aynı şekilde dağlarına, inlerine, çukurlarına gömüyoruz. Buradan bunları temizleyeceğiz. Burayı yine Suriye halkına teslim edeceğiz. Aynı Fırat Kalkanı Operasyonu’ndan sonra Türkiye’den 100 bine yakın Suriyeli döndü. Aynı şekilde Suriye için de 150 bin insan geri döndü. İnsanların hayatlarını normalleştiriyoruz. İnsanlar evlerine, topraklarına dönmek istiyor. Bizde 350 bine yakın Suriyeli Kürt kardeşimiz var. Bugün bu teröristler, ABD’nin de desteğiyle Suriye topraklarının yüzde 25’ini kontrol ediyor. Peki neden bir tane Suriyeli Kürt kardeşim buralara dönemiyor? Çünkü PKK’lılar bunların dönmesini istemiyor. Çünkü bunlar da PKK’lıların gözünde birer tehdittir. O kardeşlerimiz PKK’nın Marksist, Leninist, ateist ideolojisini benimsemiyor. Muhafazakar inançlı insanlar. Bunların partilerinin hepsini YPG-PKK Suriye’de kapattı.”
YPG/PKK’nın, buradaki inançlı Kürtlerin mal ve mülklerini ellerinden aldığına vurgu yapan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Türkiye’de bugüne kadar PKK, Kürt kardeşlerimize Güneydoğu’da nasıl zulmettiyse, bugün de YPG-PKK Suriye’deki Kürt kardeşlerimize zulmediyor ve onların elinde ne varsa alıyor. Nasıl Türkiye’de operasyonlarımız başlayıncaya kadar her evden bir çocuğu dağa götürdülerse Suriye’de de zorla çocukları silahlandırıyor ve kendi içlerine dahil ediyorlar. Bu zulüm değilse nedir? İnsan hakları dersi veren ülkeler, kuruluşlar, bu 350 bin sadece Türkiye’de yaşayan Suriyeli Kürt’ü veya Avrupa’ya kaçmak zorunda kalan Kürtlerin hakları ile niye ilgilenmiyorlar? PKK’nın YPG’nin malını mülkünü elinden aldığı Kürtlerle ya da diğer Arapların sorunlarıyla niye ilgilenmiyorlar? Varsa yoksa sizin için terör örgütü. Kürtleri teröristler mi temsil ediyor? Neymiş ‘Biz aynı ideolojiyi savunuyoruz, o yüzden PKK’yı savunacağız.’ Bunu Avrupalı siyasetçiler söylüyor. O zaman sen de çık dağa, eline silah al. İdeolojini meşru zeminde savun. Anlat, destek bulabiliyorsan tamam. Ama ideolojini savunmak için dağlara terörist olarak çıkmak istiyorsan, buyur ama teröristleri de savunmasın. Biz Müslümanız diye, İslam dinini kullanan DEAŞ’ı savunabilir miyiz? Tam tersine, barış anlamına gelen İslam’la DEAŞ’ın hiçbir ilgisi yoktur. Onlar İslam’ı suistimal ederek yabancı terörist savaşçıları kendilerine dahil etmek istiyorlar. Bu ideolojiyi öldürmek için bugüne kadar en etkili olan kişi Recep Tayyip Erdoğan’dır. Çünkü tüm dünyadaki Müslümanlar, Recep Tayyip Erdoğan ne diyor diyerek ona bakıyorlar. Çünkü ümmetin tüm hissiyatını dile getirebilen tek ülke Türkiye, tek lider Recep Tayyip Erdoğan’dır.”
“Vuçiç, Cumhurbaşkanımızı takip ediyor”
Erdoğan’ın sadece Müslüman coğrafyada değil dünyanın her yerinde izlenen bir lider olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, bundan 2 ay önce Sırbistan Devlet Başkanı Aleksandar Vuçiç’i ziyaret ettiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Hem de Amerika’nın Kudüs kararından hemen sonra. Bana dedi ki, ‘Normal şartlarda kendimiz dışındaki sorunlarla hiç ilgilenmedim. Ama ben artık uluslararası konularda Recep Tayyip Erdoğan ne diyor diye ona bakarım. Ona bakıyorum, o hangi açıklamayı yapıyorsa ya kendim de aynı açıklamayı yapıyorum ya da Dışişleri Bakanlığıma, arkadaşlarıma açıklamayı yaptırıyorum. Kudüs konusunda da Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasını gördüm. Aynı doğrultuda Dışışleri Bakanıma talimat verdim, açıklama yaptırdım.’ Yani bundan 5 sene önce Türkiye’den ve Müslümanlardan büyük oranda rahatsız olan bir ülkenin cumhurbaşkanından bahsediyorum.”
“İhale kanununda sıkıntı var”
Çavuşoğlu, konuşmasında muhtarların maaşlarını düzelttiklerini, sosyal güvence altına aldıklarını da vurgulayarak, muhtarlardan hizmet ederken parti gözetmemelerini istedi.
AK Parti’nin kurulduğu günden bu yana 80 milyona ayrım yapmadan hizmet ettiğini dile getiren Çavuşoğlu, muhtarların da bürokratların da ayrım yapmaması gerektiğini söyledi.
İhale kanununda sıkıntı olduğunu, en düşük teklifi veren firmaların ihaleleri aldığını, sonra işi bitiremeden iflas ettiğini anlatan Çavuşoğlu, Manavgat ile Gündoğmuş ilçeleri arasındaki 33 kilometrelik yolun da bu nedenle 4 firma değişmesine rağmen 8 yıldır bitirilemediğine dikkati çekti.
Antalya’ya 10 üniversite
Türkiye’ye 2002 yılında 13 milyon, Antalya’ya ise 3 milyon turistin geldiğini, 2014 yılında ise bu rakamın Türkiye’ye 38 milyona, Antalya’da ise 13 milyona çıktığına işaret eden Çavuşoğlu, “2015 ve 2016 yıllarında düşüş oldu. 2017’de artış oldu. Bu sene turizmde rekor bekliyoruz.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Manavgat’a bir üniversite kurulmasına ihtiyaç olduğunu ancak bunun için öncelikle fakülte sayısının artırılması gerektiğini belirterek, önümüzdeki yıl bir fakülte daha açacaklarını belirtti.
Antalya’daki üniversite sayısını 10’a çıkaracaklarını da vurgulayan Çavuşoğlu, “Şu anda 5 üniversite var. 10 üniversite kurduğumuz zaman 1 milyon öğrenciden, 700 bini yabancı olacak. 10 tane üniversite kurduğunuz zaman turizm kadar gelir elde edeceğiz.” dedi.
“Türkiye sınıf atladı”
Antalya Valisi Münir Karaloğlu da bu toplantıları muhtarların kurum müdürlerine sorunlarını daha kolay anlatabilsin diye düzenlediklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları ile kurum müdürlerini muhtarların ayağına götürdüklerini dile getiren Karaloğlu, “Toplantılarda sorunları konuşuyoruz, çözümleri üretiyoruz, sonra da sorunların çözülüp çözülmediğini de takip ediyoruz.” diye konuştu.
Karaloğlu, Antalya’nın her santimetrekaresinde yatırım çalışmaları sürdürüldüğünü ifade ederek, her geçen gün daha yaşanılabilir bir şehir haline geldiğini kaydetti. Hizmetin kalitesi artıkça vatandaşın talebinin arttığını söyleyen Karaloğlu, “Bu da bizi mutlu ediyor. Türkiye gerçekten çağ, sınıf atladı. Antalya’da gerçekten iyi yolda. Antalya’yı hak ettiği yere hep birlikte getireceğiz.” dedi.
Konuşmaların ardından Bakan Çavuşoğlu, 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında darbecilerin hedefi olan Ankara Emniyet Müdürlüğünde gazi olan polis memuru Mustafa Sarı’ya Devlet Övünç Madalyası verdi.
Muhabir: Sinan Özmüş