WASHINGTON
ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon) Nükleer Durum İnceleme Belgesini yayınladı.
Ulusal Güvenlik ve Ulusal Savunma Belgelerinden sonra, ülkenin nükleer kapasite durumunu mercek altına alan Nükleer Durum İnceleme Belgesinin detayları Savunma Bakanlığı Müsteşarı Patrick Shanahan tarafından açıklandı.
Shanahan, 2018 Nükleer Durum İnceleme Belgesinin nükleer kapasite, komuta ve kontrol sistemini büyük ölçüde modernize edilmesi gerektiğini ortaya koyduğunu söyledi.
Müsteşar, ABD’nin denizaltılardan fırlatılan balistik füze harp başlıklarını azaltıp bunun yerine ABD’nin Soğuk Savaş sırasında kullandığı denizden fırlatılan nükleer seyir füzelerini modernize ederek tekrar sahaya çıkaracağını açıkladı.
Bunun uluslararası anlaşmaları ihlal edecek herhangi bir yeni savaş başlığı sayısını veya nükleer stok miktarını artırmayacağını ifade eden Shanahan ABD’nin nükleer gücünü “en uç durumlarda” kullanmayı düşüneceğini belirtti.
Mattis’ten Soğuk Savaş vurgusu
Belgede açıklamalarına yer verilen Savunma Bakanı Mattis ise uluslararası güvenlik bakımından son derece karmaşık bir dönemden geçildiği bir noktada ABD’nin nükleer gücünü modernize etmesinin önemine işaret etti.
Rusya’nın ilk başta ABD ile birlikte nükleer güçlerini azalttığını hatırlatan Mattis, Moskova‘nın daha sonra stratejik olmayan nükleer silahlarının büyük çoğunluğunu tekrar devreye soktuğunu ifade etti.
Mattis şöyle devam etti:
“Bundan daha büyük bir sorun da Rusya’nın nükleer gerilimi tırmandırmaya dayalı askeri strateji ve kabiliyetleri benimsemesidir. Bu gelişmeler Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi ve müttefiklerimizi nükleer güçle tehdit etmesi ile birleşince Moskova’nın büyük güç yarışına girmeye karar verdiğini gösteriyor.”
Mattis söz konusu belgenin “nükleer silahların nükleer saldırıları caydıracağı ve nükleer güçler arasındaki geniş kapsamlı konvansiyonel savaşları engelleyeceği” tezi üzerine oturtulduğunu kaydetti.
Nükleer ve nükleer olmayan saldırılara karşı caydırıcılık
Belgede ABD’nin nükleer kapasitesinin “nükleer ve nükleer olmayan saldırılara karşı caydırıcılık”, “müttefik ve ortaklara güvence vermek”, “caydırıcılığın çökmesi durumunda ABD hedeflerine ulaşmak” ve “belirsiz geleceği garanti altına almak” üzere modernize edilmesini gerektiği ifade edildi.
Belgede, ABD’nin nükleer silahalarının, denizaltılardan fırlatılan balistik füzeler taşıyabilen 14 Ohio sınıfı denizaltı, 400 tek harp başlıklı MinutemanIII füzelerinden oluşan karada konuşlu kıtalararası balistik füzeler, nükleer kapasiteli 46 B-52 ve 20 B-1 bombardıman uçakları ile F-15 uçaklarının taşıdığı havadan fırlatılan nükleer başlıklı seyir füzelerinden oluştuğu ifade ediliyor.
Ohio sınıfı denizaltıların devam etmekte olan Columbia sınıfı yeni nesil nükleer kapasiteli denizaltılarla değiştirileceği ifade edilen belgede Pentagon’un karada konuşlu nükleer silahlarını, Karada Konuşlu Stratejik Caydırıcı Güç programı kapsamında modernize edileceği belirtiliyor.
Belgede yeni nesil B-21 Raider tipi nükleer kapasiteli bombardıman uçaklarının da 2020’nin ortalarında görev alacağı dile getiriliyor.
F-35 uçaklarına nükleer görev
ABD’nin mevcut havadan fırlatılan seyir füzelerinin uzun menzil Stand-Off seyir füzeleri ile değiştirileceği ifade edilen belgede söz konusu füzelerin ileri düzey entegre hava savunma sistemlerinden sıyrılabileceği ve bombardıman uçaklarının kapasitesine katkı sağlayacağı kaydediliyor.
ABD’nin stratejik olmayan nükleer kapasitesinin F-15E uçakları ile taşınan B61 bombalarından ve çift rollü hava araçlarından oluştuğu ifade edilen belgede “ABD mevcut, yaşlanmakta olan çift rollü hava araçlarının yerini almak üzere nükleer kapasiteli ileri intikal F-35 uçaklarına nükleer kapasite ekliyor.” ifadelerine yer verildi.
Muhabir: Kasım İleri