İSTANBUL – MUSA ALCAN
İsviçre İslam Toplumu tarafından düzenlenen Altın Hilal Film Festivali, sessiz sedasız çıktığı yolculuğunu kararlı adımlarla sürdürüyor.
Son olarak 9.’su düzenlenen festival ile yeni sinemacıların desteklenmesi ve özellikle gençlerin sinema sektörüyle bütünleşmeleri amaçlanıyor.
Amatör sinemacıları bir araya getiren festival kapsamında, dram ve belgesel türündeki kısa filmler yarışıyor ve farklı dallarda ödüller veriliyor.
Festivalde, katılımcıların daha nitelikli ürünler verebilmesi adına atölye çalışmaları yapılırken, ilerleyen zamanlarda sektör profesyonellerinin kurs vermesi hedefleniyor.
İsviçre İslam Toplumu Başkanı Abdullah Kasapoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya dengelerini bozmak için karada, havada ve denizde fesat çıkaran bir gücün olduğunu söyledi.
Bu gücün insanları kontrol etmek, yönlendirmek ve köle yapmak istediğine işaret eden Kasapoğlu, “Bunun için de insanın inançlarını, değerlerini, ahlak ve kültürünü bozmak ve yıkmak istiyorlar. İnsanı bozmak, değiştirmek ve dönüştürmek için de en etkili silah olarak sinema ve diğer sanat dallarını kullanıyorlar. Bu yıkıma karşı, inanç ve değer taşıyan her kişi ve kurumun bir şeyler yapma borcu ve görevi vardır.” diye konuştu.
Kasapoğlu, Altın Hilal Film Festivali’nin inanç ve değerleri koruma yönünde yapılan bir çalışma olduğunu belirterek, “Filmlerimizin yanı sıra hem katılımcılarımız hem Türkiye’den gelen misafirlerimizle, bu yılki festivalimizde coşku doruk noktadaydı. Bazen bir kitapla veya uzun seminerlerle verilemeyen mesajı, bir kısa filmle verebiliyorsunuz. Bu sanatın gücü olsa gerek.” ifadelerini kullandı.
9 yılda 30 seyirciden 2 bin seyirciye
Festivale katılım ve desteğin arttığına değinen Abdullah Kasapoğlu, şunları kaydetti:
“Gençlerimizin, kısa filmlerine yansıttıklarından görüyoruz ki inanç ve değerlerini koruyorlar. İnsanımız, tabanımız bu tür etkinliklerin önemini görüyor, katılım ve desteğini sürdürüyor. Festivalde umut gibi bizi diri tutan motivasyonlar yoğun yaşanıyor. Altın Hilal Film Festivalimiz ayrıca, Türkiye ile aramızda kurulan önemli köprülerden biri oluyor. Tüm festivallere davet ettiğimiz ve davetimize severek coşkuyla katılan misafirlerimize özel bir teşekkürümüz vardır.”
9. Altın Hilal Film Festivali jüri üyelerinden, TRT Televizyon Dairesi Başkan Yardımcısı Cemil Yavuz da festivalde müthiş bir coşkuyla karşılaştıklarını dile getirdi.
Yavuz, festivalin ilk yılında 30 seyirci tarafından takip edildiğini belirterek, bu yıl seyirci sayısının neredeyse 2 bine çıktığını ve bunun çok büyük bir ilerleme olduğunu anlattı.
Festivalin normalde farklı işlerde çalışan bir avuç idealist genç tarafından düzenlendiğine dikkati çeken Yavuz, şöyle konuştu:
“Profesyonel olmayan, farklı sektörlerden insanlar film çekiyor. Bu vesileyle İsviçre’deki Türkler bir araya geliyor ve benliklerini, öz kültürlerini unutmuyorlar. Milli ve manevi değerler, çekilen filmlere de yansımış. Orada yaşayan Türklerin sıkıntıları da filmlere konu edilmiş. Türkiye’den tam anlamıyla destek gelirse festival bütün Avrupa’ya yayılabilir. Çünkü böyle bir potansiyel taşıyor. İsviçre, konumu itibariyle çok önemli bir yer. Avusturya, Fransa, Almanya gibi Türk nüfusun çok olduğu ülkelerle komşu olması, festivalin ulaşılabilirliğini de artırıyor.”
Festivalin bir diğer jüri üyesi, oyuncu ve yazar Bahadır Yenişehirlioğlu ise “9. Altın Hilal Film Festivali’nde hem konuşmacı hem jüri üyesi olarak bulunmaktan dolayı yaşadığı mutluluğu ifade etti.
“Sinema sektörüne başarılı gençler kazandırmayı umuyoruz”
Yenişehirlioğlu, festivalin ilerleyen zamanlarda daha iyi çalışmalara imza atacağına inandığını belirterek, “Sinemaya gönül veren ve amatör bir ruhla mücadele eden gençleri bir arada görmek, onların kadim değerlerimize, kültürümüze vakıf olduklarına Avrupa’nın göbeğinde şahit olmak son derece değerli. Çeşitli filmlerin derdini ortak olarak ortaya koyuyor olmaları sinemamız adına müthiş bir zenginlik. Kısıtlı imkanlarla ortaya koydukları bu kısa filmlerin, her bir karesi insanın ibret alacağı türdendi.” değerlendirmesinde bulundu.
Festivallerdeki ruh ve heyecanın önemine vurgu yapan Yenişehirlioğlu, “Bu ruh ve heyecanı taşırken kendi değerlerine, kendi kültürlerine yabancılaşmamış olduklarının altını çiziyor olmaları son derece ehemmiyetli. Ben buna bizatihi kendileriyle sohbet ederken de vakıf oldum. Sanata gönül veren insanların böyle bir gayret içinde çalışıyor olmaları umut verici Türkiyemiz adına. Gençlerin kültür hafızalarına yerleştirilmesi açısından inanılmaz değerli. Hepsini ayrı ayrı kutluyorum.” şeklinde konuştu.
Festival kapsamında 8 film yarışırken, “Başlangıç” filmiyle Ali Gürbuğa birinci, “Taberani” filmiyle İsviçre İslam Toplumu Glarus şubesi ikinci, “Kendini Bulmak” filmiyle İbrahim Tarık Kısa ise üçüncü olmuştu.
“En İyi Yönetmen” ödülüne Furkan Suv’un layık görüldüğü festivalde, “En İyi Oyuncu” ödülünü “Ben ve Etrafımdakiler” filmindeki rolüyle İsmail Kujovic, bu alanda ikinciliği “Neydik Ne Olduk” filmindeki rolüyle Musab Özmen, üçüncülüğü de “Sıfır 1” filmindeki rolüyle Sinan Çetinkaya kazanmıştı.