ANKARA – ALİ KEMAL AKAN
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, AA muhabirine, Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’nin insan haklarını ihlal ettiğine dair söylem ve şikayetlerine yönelik yaptığı açıklamada, AB’nin bu tutumunu gayri samimi ve içten pazarlıklı bulduğunu belirtti.
“Samimiyetle Türkiye’de insan haklarıyla alakalı sorunları varsa bunları gündeme getirseler anlarız ama samimi değiller.” diyen Akdağ, en son Çekya’da gözaltına alındıktan sonra mahkemece serbest bırakılan terör örgütüPYD/PKK’nın eski eş başkanı Salih Müslüm‘de olduğu gibi senelerdir AB ülkelerinin teröristleri, terörist ele başlarını ülkelerinde barındırdığına işaret etti.
“Türkiye’de OHAL, terörü engellemek için var”
Türkiye’nin 15 Temmuz‘da hain bir darbe girişimi yaşadığını ve ülkenin korunması için Olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini anımsatan Akdağ, şunları söyledi:
“81 milyon insanın bu OHAL ile ilgili yaşamında hangi değişiklik var? Hiçbir değişiklik yok. Biz yaşadığımız dönemler itibarıyla işte 12 Eylül’ü, onun sonrasını çok iyi biliyoruz. Bunlar sıkı yönetim dönemleriydi. Sıkı yönetim döneminde Erzurum’dan Diyarbakır’a giderdik, en aşağı 20 yerde sizin aracınızı durdururlar, sizi araçtan indirirler, ararlar, ufacık bir riskiniz olsa karakolda tutulma riskiniz vardır. OHAL var da Türkiye’de bunların hangisi var? Türkiye’de OHAL, terörü engellemek için var. İster adı FETÖ olsun ister DEAŞ olsun ister PKK, DHKP-C olsun. Adeta terörün uluslararası temsilcilerinin iş birliği yaptığı bir ülkede, terörü engellemek için ortaya koyduğumuz bir uygulamadır. Bir daha başımıza böyle bir şey gelmesin diye.”
“Yüksek perdeden talimat yağdırmaya çalışmasınlar”
Bugün Türkiye’de, bağımlılıkla ilgili kimyasal, sentetik uyuşturucuların büyük dert oluşturduğunu bildiren Akdağ, “Bu sentetik ürünler nerede üretilip Türkiye’ye gönderiliyor? Hollanda’da. Hollanda, yüz yıl geriye dönüp Türkiye’de Ermenilerle ilgili hakların ihlal edildiğine dair birtakım sözde soykırım kararları alıyor. Hollanda dönüp de uyuşturucuyu nasıl imal edip Türkiye’ye soktuğuna baksın. Kimse kusura bakmasın. Kendi evlerinin önünü süpürmeyi öğrensinler. Biz kendi evimizin önünü süpürmeyi biliyoruz. Bize öyle üstten yüksek perdeden falan talimat yağdırmaya çalışmasınlar, artık böyle bir Türkiye yok.” değerlendirmesinde bulundu.