WASHINGTON – Gülbin Yıldırım
ABD Başkanı Donald Trump‘ın tüm uyarılara rağmen hayata geçirmeyi planladığı yeni gümrük vergilerinin yükünü, büyük ölçüde Amerikalı imalatçı ile tüketicilerin üstleneceği belirtiliyor.
Trump, “Önce Amerika” sloganıyla başladığı başkanlık serüveninin ikinci yılında yine tartışmalı bir karara imza atmaya hazırlanıyor. Geçen hafta yapılan açıklamaya göre, Beyaz Saray, bu hafta içinde çelik ve alüminyuma sırasıyla yüzde 25 ve yüzde 10 ek gümrük vergisi uygulamaya başlayacak.
Trump’ın Trans-Pasifik Ortaklığı’ndan ayrılması, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nı (NAFTA) yeniden müzakerelere açması ve Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesi gibi adımlarından halihazırda rahatsızlık duyan birçok ülkenin bu karara tepkisi şiddetli oldu.
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, AB ile ABD arasında ticari ilişkilerde denge sağlamak için birkaç gün içerisinde “misilleme” yapılacağını belirterek, “Avrupa’da binlerce kişiye istihdam sağlayan sanayi sektörünü tehdit eden ve adil olmayan bu tedbirler karşısında boş durmayacağız. AB Komisyonu, önümüzdeki günlerde ABD’ye karşı durumun dengelenmesi için Dünya Ticaret Örgütü kurallarıyla uyumlu karşı önlemleri alacak.” ifadelerini kullandı.
Trump yönetiminin, NAFTA müzakerelerine devam ettiği Kanada da misilleme tehditleri açısından AB’nin gerisinde kalmadı.
ABD’nin en fazla çelik ve alüminyum ithal ettiği ülke olan Kanada’nın Başbakanı Justin Trudeau, tarife kararını “kabul edilemez” olarak nitelendirirken, ülkenin Dışişleri Bakanı Chrystia Freeland da “Kanada, ticari çıkarlarını ve işçilerini korumak için karşı tedbirler alacak.” dedi.
“Göze göz anlayışı, bizi kör edebilir”
Dünya Ticaret Örgütü’nden (DTÖ) Uluslararası Para Fonu’na (IMF) kadar birçok kuruluş da Trump yönetimini, yakında hayata geçirmeyi planladığı korumacı adımların yaratacağı risklere karşı uyardı.
Ticaret savaşının hiç kimsenin çıkarına olmayacağını vurgulayan Azevedo, misillemelerden kaçınılmasına yönelik çağrısında, “Bu yola girdiğimiz zaman yönümüzü geri çevirmek çok zor olacak. Göze göz anlayışı, bizi kör edebilir ve dünyayı derin bir durgunluğa sürükleyebilir.” ifadelerini kullanmıştı.
“Korumacılık ne yazık ki popüler”
ABD Başkanı Trump ise dünkü açıklamasında, tüm tepkilere rağmen kararından geri adım atmayacağını net şekilde ifade etti.
Bosworth, Trump’ın özellikle Ohio, Michigan, Wisconsin ve Lowa gibi birçok şirketin kepenk kapattığı bölgelerde zafer elde ettiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Korumacılık, ne yazık ki ithalat nedeniyle kayba uğrayan Amerikalı işçiler ve şirketler arasında popüler bir pozisyon. Dünya piyasalarında rekabetçi olmadıkları için kaybeden tarafta olmalarına rağmen ürünleri kendi fiyatlarının altında satan herkesin hilekar olduğunu ve maliyetin altında fiyata satış yaptıklarını düşünüyorlar.”
Trump yönetiminin ise gerçeğin farklı olduğunu bilmesinden ötürü “damping” yerine “ulusal güvenlik” gerekçesine başvurduğunu ifade eden Bosworth, bu kapsamda uygulanması planlanan ek gümrük vergilerinin yükünün, büyük ölçüde Amerikalı imalatçı ve tüketicilerin üstüne kalacağını söyledi.
Birçok Amerikalı iş örgütünün yanı sıra Paul Ryan gibi önde gelen Cumhuriyetçiler de Trump’ın ek gümrük vergisi adımına, Amerikan şirketleri ve tüketicilerine zarar vereceği gerekçesiyle karşı çıkmıştı.
Çin’i fazla etkilemeyecek
Trump yönetiminin çelik ve alüminyuma yönelik gümrük tarifelerinin, özellikle çelikte aşırı üretim yaparak fiyatları aşağı çekmekle itham ettiği Çin’e ise önemli derecede zarar vermesi beklenmiyor.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, birkaç gün önce yayımladığı raporda, söz konusu gümrük vergilerinin Çin’in metal üreticileri üzerindeki etkisinin sınırlı olacağını açıklamıştı.
Dünyanın en büyük çelik üreticisi olan Çin’in, düzenlemeden fazla etkilenmeyecek olmasının nedeni ise ABD’nin çelik ve alüminyum ithalatının önemli bölümünü diğer ülkelerden tedarik etmesi…