MERSİN – Serkan Avcı
Mersin’in inanç ve kültür turizminde öne çıkan ilçesi Tarsus, bir süre önce ilçenin adıyla coğrafi işaret tescil belgesi alan humusla gastronomi turizminde de atağa geçmek istiyor.
Neolitik dönemden bu yana kültürlerin buluşma noktası olup, “Ashab-ı Kehf Mağarası” ve “St. Paul Kuyusu ve Kilisesi” gibi sahip olduğu değerlerle inanç turizminde önemli bir merkez konumunda bulunan ilçede, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından “Tarsus humusu”na coğrafi işaret tescil belgesi verilmesinin mutluluğu yaşanıyor.
Nohutun tokmak yardımıyla ezilip tahinle harmanlandıktan sonra sunumunda baharat ve tereyağı eşliğinde ana yemek olarak servis edilen humusun lezzet ustaları da yöresel tatların tanıtımını yaparak gastronomi turizminde öne çıkmak istiyor.
Birçok medeniyete ev sahipliği yapması sebebiyle çeşitli mutfak kültürlerinin bir araya geldiği ilçede Akdeniz, Girit, Arap, Türkmen ve Yörük mutfaklarından yansıyan çeşitli lezzetler bulunuyor.
“Tarsus’un humusla tanıtılması istendi”
Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Ruhi Koçak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tarsus humusu adına coğrafi işaret tescil belgesi almak için yıllardır kapsamlı bir çalışma yürüttüklerini anlattı.
Bu süreçte internet üzerinden hem Türkiye’de hem de dünya genelinde bir anket çalışması yaptıklarını anımsatan Koçak, “Yapılan ankette ‘Tarsus’u bir yemekle tanıtmak isterseniz o yemek hangisi olurdu’ sorusuna cevap aradık. Anket tamamlandığında yüzde 90 humus sonucuyla karşılaştık.” diye konuştu.
“Gastronomi turizminde atağa geçmek istiyoruz”
Koçak, alınan belgenin kendileri için çok büyük anlam taşıdığını anlatarak, artık gastronomi turizminde de iyi bir noktaya gelmek istediklerini ifade etti.
Bu konuda çalışmalara başladıklarını kaydeden Koçak, “Humus artık ürünün kalitesinden, hazırlanma metoduna kadar kullanım kılavuzuna sadık kalınarak yapılacak. İlçemizde coğrafi işaret tescil belgesi almanın heyecanı yaşanıyor. Tarsus’a gelen turistler bundan sonra tescillenmiş olan Tarsus humusunu yiyecekler.” dedi.
Koçak, dünya üzerinde ciddi bir gurme turizmi olduğuna değinerek, bu alanda öne çıkan şehirlerin büyük kazanımlar elde ettiğine dikkati çekti.
Bu duruma göre bir strateji oluşturduklarını kaydeden Koçak, şunları söyledi:
“Tarsus’taki mutfak mozaiğiyle gastronomi turizminde atağa geçmek istiyoruz. Şimdi Tarsus humusunun tanıtımı için kolları sıvadık. Programımıza aldığımız bir festivalde yöremizin diğer lezzetleriyle birlikte humusun tanıtımı için kapsamlı bir organizasyon yapacağız. Tarsus’a gelen turistlerin humusa olan ilgisi dikkatimizi çekiyor.”
Hatay’da meze, Tarsus’ta ana yemek
Humus ustası Eser Özalp da yıllardır lezzet kattığı humusun coğrafi işaret belgesi almasını mutlulukla karşıladığını ifade etti.
Tarsus humusunun yapımında bazı “püf” noktalar bulunduğuna vurgu yapan Özlap, “Bir gün önceden suya bıraktığımız nohutları ertesi gün kendi suyunda haşlıyoruz. Nohutu suyundan ayırıp, tokmaklarımızla döverek kendi suyunda gevşetiyoruz. Tahinle karıştıktan sonra harmanladığımız bu karışımı ocakta bir süre ısıtıyoruz. Sunum aşamasında üzerine kimyon, sumak ve bir tutam maydonoz atıyoruz. Ateşte erittiğimiz tereyağını da kırmızı toz biber eşliğinde üzerine döküyoruz.” dedi.
Özalp, Hataylı lezzet ustalarının soğuk meze halinde sunumunu yaptıkları humus ile Tarsus humusu arasındaki farklılar bulunduğuna değinerek, şunları söyledi:
“Hataylı ustalar humusu soğuk şekilde servis ederler. Zeytinyağlı yaptıklarını da duyuyoruz. Genelde meze şeklinde sofralara sunuyorlar. Tarsus’ta ise sıcak biçimde ana yemek olarak sunumu gerçekleştiriliyor. Türkiye genelinde humus meze olarak biliniyor. Tarsus’taki humusun farkı öğün yemeği olması. Humusun ilçemiz adıyla tescillenmesinin turizm açısından faydası olacağını düşüyoruz. Tarsus denildiğinde ilk olarak akla humus geliyor.”
Yaklaşık 45 yıllık humus işletmecisi Selami Kesmen ise yemeğin sade, pastırmalı ve sucuklu olarak yapıldığını ifade ederek, “Tescil alınması turizm açısından katkısı olacağını düşüyoruz.” diye konuştu.