ANKARA
Başbakan Binali Yıldırım, resmi ziyarette bulunacağı Azerbaycan’a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Sözlerine yurdun her köşesinde fedakarca görev yapan hekimlerin 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlayarak başlayan Yıldırım, Türkiye’de son 15 yılda sağlık alanında büyük değişim ve dönüşüm yaşandığını, bunun sonucu Türkiye’nin, dünya sağlık sisteminde listenin başına oturduğunu belirtti.
Yıldırım, gelişmiş ülkeler de dahil çeşitli ülkelerde sağlıkla ilgili gelecek beklentileri sorulduğunda karamsar bir beklenti varken, Türkiye’de vatandaşların yüzde 97’sinin, sağlık sistemine güvendiğini beyan ettiğini dile getirdi.
Bu durumun Türkiye’nin sağlık alanında ne kadar büyük bir değişim ve gelişimi ortaya koyduğunu açıkça gösterdiğini belirten Yıldırım, “Hekimlik kutsal bir görevdir. Hekimlerimizin zor şartlarda görev yaparken saldırıya uğraması asla ve asla tasvip edeceğimiz bir şey değildir. İnsanlara sağlık hizmeti verirken, onları iyileştirmeye çalışırken kendilerinin problem yaşaması büyük bir çelişkidir. O bakımdan bütün vatandaşlarımızın hekimlerimizle ilişkilerde bu hususa azami gayret göstermesini bekliyoruz. Hekimlerimizin de vatandaşlarımızın tedavisinin yanı sıra içinde bulundukları hali de çok iyi analiz etmeleri ve buna göre muamelede bulunmaları önem arz ediyor.” diye konuştu.
6. Bakü Küresel Forumu
Başbakan Yıldırım, Nizami Gencevi Uluslararası Merkezince düzenlenecek 6. Bakü Küresel Forumu’na katılmak için kardeş ülke Azerbaycan’a ziyarette bulunacağını dile getirdi.
13’üncü yüzyılda yaşamış Azeri bilim adamı Nizami Gencevi’nin, düşünür ve büyük bir şair olduğunu, hamsesi bulunan önemli şairler arasında yer aldığını anımsatan Yıldırım, Gencevi’nin, Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Ali Şir Nevai gibi birçok düşünüre ilham kaynağı olduğuna işaret etti.
Küresel forum kapsamında Bakü’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Oktay Asadov ve Azerbaycan Başbakanı Artur Rasizade ile ikili görüşmelerde bulunacağını açıklayan Yıldırım, ayrıca foruma katılacak devlet ve hükümet başkanlarıyla görüşme fırsatı olacağını kaydetti.
Yıldırım, bu yıl “Katılımcı Toplumlar Oluşturmak İçin Farkları Azaltmak” temasıyla düzenlenecek forumun açılışı ile “Güç: Büyük Güçler ve Diğerleri” temalı panelde birer konuşma yapacağını bildirdi.
“Türkiye ile Azerbaycan bir millet, iki devlettir”
Bölgede ve dünyanın birçok yerinde yaşanan karışıklıkların nedenleri, bunlara ilişkin küresel toplumun yapması gereken işler ve atılması gereken adımları ele alacaklarını, bölgede yaşanan gelişmeleri değerlendireceklerini belirten Yıldırım, “Türkiye ile Azerbaycan bir millet, iki devlettir. Özellikle son yıllarda bölgede gerçekleştirdiğimiz iş birlikleri Kafkasların, Orta Asya’nın güvenliği ve geleceği açısından hayati öneme sahip.” dedi.
Yıldırım, forum kapsamında Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, İran dışişleri bakanlarının Bakü’de bir araya geleceğini, bölgesel konuları değerlendirme fırsatı bulacaklarını ifade ederek, “Özellikle Orta Asya’ya yönelik Kafkaslar’da gerçekleştirdiğimiz bölgesel iş birliğini Orta Asya’ya da yaymak istiyoruz. Bu anlamda üçlü, dörtlü dışişleri bakanları düzeyinde mekanizmalar oluşturarak, bu çalışmaları başlatmış bulunuyoruz.” diye konuştu.
Terör ve güvenlik konularının, çağın önemli konular arasında bulunduğuna dikkati çeken Yıldırım, “Bunları da gerek Türkiye’nin güneyinde, Suriye’de, Irak’ta yaşanan güvenlik sorunları, terörle mücadele olmak üzere aynı şekilde Kafkaslar’ın, Orta Asya’nın güvenliğine yönelik konuları da kapsamlıca ele alma imkanımız olacak. Ayrıca ‘Bir Yol, Bir Kuşak Projesi’ kapsamında Uzak Doğu’dan Avrupa’ya uzanan orta koridor başta olmak üzere tarihi İpek Yolu’nun yeniden hayata geçirilmesi konusunda da değerlendirmelerde bulunma fırsatı olacaktır.” açıklamasını yaptı.
“İcap ederse 7 gün çalışabilir”
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım, dün TBMM Genel Kurulunda 26 maddelik ittifak teklifinin görüşmelerinin, 20 saatlik mesainin ardından kabul edildiği hatırlatılarak, “Özellikle ana muhalefetin Genel Kurulun, Meclis TV’nin yayında olmadığı bir saatte çalışıp, bu teklifin kabul edilmesine ilişkin tepkileri vardı. Neden pazartesi günü seçildi?” sorusuna cevap verdi.
Geçen hafta TBMM’deki partilerin, gruplarının kendi aralarında anlaştıklarını, hangi takvimde çalışacaklarına karar verdiklerini dile getiren Yıldırım, “O çerçevede pazartesi çalışıldı. Çünkü geçen hafta herhalde eksik çalışıldı, ara verildi. Neden ara verildi? Cumhuriyet Halk Partisinin tüzük kurultayı vardı. O sebepten onlara öyle bir imkan tanındı. Pazartesi çalışma günü değil mi? Vatandaş çalışıyor, Meclis çalışınca yanlış mı? Vatandaşın gece gündüz çalıştığı yerde bırakalım Meclis pazartesi de salı da çalışsın. İcap ederse 7 gün çalışabilir.” dedi.
“Olmazsa olmaz bir düzenleme”
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen’in seçim güvenliğine atıfla “Bu seçimler boykot edilmelidir.” sözlerine ilişkin soru üzerine Yıldırım, şunları söyledi:
“Seçim güvenli olunca boykot mu edeceklermiş? Demek ki güvenli olmasından rahatsız mı oluyorlar? Seçim güvenliği ülkenin, vatandaşların iradesinin sandığa yansıması için olmazsa olmaz bir düzenlemedir. Hatırlayın 7 Haziran seçimlerinde maalesef Doğu ve Güneydoğu’da terör örgütü bu yüzden vatandaşlarımızın iradesinin özgürce sandığa yansımasına engel oldular ve bunun farkını da 1 Kasım seçimlerinde alınan tedbirler sayesinde gördük. Vatandaş da tercihini yapacak, kime oy vereceğine kendi karar verecek ama o iradenin özgürce gerçekleşmesi, sandığa yansıması için hükümet olarak biz görevimizi hakkıyla yapmak zorundayız. O sorumluluğu taşıyoruz. Bu bakımdan CHP’nin boykot, grev, bu tip söylemleri zaman zaman oluyor. Herhalde gençliklerinden okulda, üniversiteden kalma alışkanlıklarını siyasette de tekrar ediyorlar ama artık o günler geride kaldı. Ana muhalefet partisi eğer iktidar alternatifi ise boş işleri bırakıp daha faydalı söylemlere yönelmesinde yarar var.”
ABD Başkanı Trump’ın Tillerson’ı görevden alması
Dün ABD Başkanı Donald Trump’ın, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ı görevden almasının ardından yerine daha önce Türkiye aleyhine mesajlarıyla tepki çeken Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Direktörü Mike Pompeo’nun getirildiği belirtilerek, “Bu görev değişimi ABD-Türkiye ilişkilerinde nasıl bir etki yaratır?” sorusu üzerine Yıldırım, şunları kaydetti:
“Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın verdiği kararı bizim değerlendirmemiz gereksiz bir şey. Göreve getirdi, gerek gördü görevden de aldı. Türkiye-Amerika ilişkileri kişilere bağlı bir şey değildir. Yıllara sari bölgede müttefik, stratejik ortak olarak düşündüğümüz Amerika ile son zamanlarda bazı sorunlar yaşadığımız bir sır değil. Özellikle başımızı ağrıtan PKK ve onun uzantısı PYD/YPG gibi örgütlerin, Amerika’nın adeta koruması altında masum insanların canını yakması bizim de canımızı sıkıyor. O yüzden bölgede güvenliği sağlamak, bölgedeki insanların huzurunu tekrar getirmek için bir faaliyet içindeyiz. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı faaliyetleri bu çerçevede ele alınabilir. Bunun dışında başkaca rahatsız edici durumlar ortaya çıkarsa buna da gerekli karşılığı Türkiye verecektir. Ümit ederiz ki Amerika er geç bu yolun yanlış olduğunu anlar ve yıllardan beri bölgenin güvenliği, küresel güvenlik için fedakarca katkı sağlayan Türkiye ile daha sağlıklı bir ilişki geliştirmiş olur. A şahsı gider, B şahsı gelir, onlar Amerika’nın iç meseleleridir. Türkiye’nin kim gelirse gelsin duruşu bellidir, gayet nettir. Gelen vatandaşın veya bakanın Türkiye hakkında ne düşündüğünün de bizim açımızdan çok fazla önemi yoktur. Ümit ederim bundan sonra daha sağlıklı bir ilişki bundan sonra geliştirilebilir.”
“Konuştum, sözlerinin yanlış anlaşıldığını ifade etti”
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın, şeker fabrikalarının özelleştirilme kararına ilişkin “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak biz de talipli olacağız. Şartlarımız uyduğu takdirde Tarım Kredi Kooperatifleri olarak birkaç fabrikayı biz almayı düşünüyoruz.” yönündeki sözleri hatırlatılarak, “Bu konuyu kendi aranızda konuştunuz mu?” sorusuna Yıldırım, “Konuştum, sözlerinin yanlış anlaşıldığını ifade etti. Bizim bir yandan sektör serbestleştirilirken, başka bir kurum marifetiyle tekrar ona talip olmamız söz konusu değil. Onun kastettiği ‘Kooperatifler olarak da bu özelleştirmede yer alabiliriz’ şeklinde. Yani pancar ekicileri kooperatifleri pekala bu fabrikaları almak için teklif verebilirler. Kastedilen bu, yoksa kamu niteliği taşıyan Tarım Kredi Kooperatifinin böyle bir faaliyet içerisinde olması söz konusu değil.” karşılığını verdi.
Başbakan Yıldırım, basın toplantısının ardından özel uçak “TUR” ile saat 09.00’da Azerbaycan’a gitti.
Başbakan Yıldırım’ı, Esenboğa Havalimanı’ndan, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay, Ankara Valisi Ercan Topaca, AK Parti Ankara İl Başkanı Mustafa Nedim Yamalı ile diğer yetkililer uğurladı.
Başbakan Yıldırım ile eşi Semiha Yıldırım, AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, AK Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Türkiye-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Necdet Ünüvar, MHP İstanbul Milletvekili Ekmeleddin İhsanoğlu, eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin de Azerbaycan’a gitti.
Muhabir: Sinan Uslu