ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü‘ndeki eylemlere ilişkin 473 sanığın yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
15 Temmuz’da Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi‘nde (HKHM) brifing astsubayı olduğunu belirten Ozan Gülertan, 13 Haziran 2016’da Hava Kuvvetleri Komutanlığına tayininin çıktığını söyledi.
Oryantasyon eğitimini yeni tamamladığını dile getiren Gülertan, görevi gereği bir gün önceki brifingi bilgisayardan açıp, eski slayt ve tarihi sildiğini ve nöbetçi subayın da düzenlemeler yaptığını, onun sunumu sırasında slaytları değiştirdiğini bildirdi.
Gülertan, brifing astsubayının uçuşun yönlendirilmesiyle alakası olmadığını iddia ederek, 15 Temmuz’da 18.10 gibi tuğgeneral Kemal Mutlum‘un HKHM’ye girdiğini dile getirdi.
Mutlum’un, teröristle mücadele harekatı için geldiğini, 18.30 gibi de HKHM amiri Devrim Orhan’ın girdiğini ifade eden Gülertan, 19.00 civarında nöbetçi subay yarbay Recep Baykal’ın, Genelkurmaydan aranarak havadaki uçakların üslerine dönmesi emri verildiğini Mutlum’a ilettiğini bildirdi.
Gülertan, Kemal Mutlum’un HKHM’nin turnike kapısını kilitlediğini ve kırmızı alarm verildiğini, dışarı çıkmanın can güvenliği açısından tehlikeli olacağını, merkezin iki kapısının da kapatılacağını da belirtip ayrıca telefonlara bakılmayacağını, gerektiğinde telefon görüşmelerini bizzat yapacağını ve sorumluluğun kendisinde olduğunu söylediğini aktardı.
HKHM’nin kapısına, sonradan Tümgeneral Cevat Yazgılı olduğunu öğrendiği kişi ile bir askerin ateş ettiğini belirten Gülertan, bunu görünce nöbetçi personelin korktuğunu ve can güvenliğinden endişe ettiğini ileri sürdü.
Nöbet yerinde beklemeye devam ettiğini ve 23.46’da önce telefon hatlarının, sonrasında da muhabere yönetim sisteminin kilitlendiğini ifade eden Gülertan, HKHM’nin kapılarının da otomatik olarak kilitlendiğini söyledi.
Gülertan, Kemal Mutlum’un önündeki bir telefonun ise hep açık olduğunu ve zaman zaman görüştüğünü belirterek, 05.30 gibi de elektriklerin kesildiğini dile getirdi. Karanlıkta kaldıklarını ancak bu sırada Mutlum ve içeride bulunan tuğgeneral Recep Sami Özatak’ın nasıl olduğunu bilmediği bir şeklide dışarı çıktığını anlatan Gülertan, sonrasında da elektrik olan HKHM’nin yemekhane bölümünde beklediklerini iddia etti.
Gülertan, 17.30-18.00 civarında merkez komutanlığından gelen ekiplerce gözaltı işlemi uygulandığını ve ifadenin ardından eve gitmeyi beklerken tutuklandığını öne sürdü.
TSK’dan ihraç edilmediğini belirten Gülertan, tahliyesini ve beraatini istedi.
Gülertan, çapraz sorgusu sırasında “Terör örgütünün emellerine hizmet ettiğini düşündüğünüz kim vardır?” sorusu üzerine, iddianameyi inceledikten sonra tuğgeneral Kemal Mutlum ve Genel Sekreter albay Veysel Kavak’ın yaptığı görüşmelerden dolayı bu iki kişinin faaliyetin içinde olabileceğini düşündüğünü aktardı.
Komutanın bir hafta sonraki programı için çağrılmış
Sanık eski kurmay binbaşı Günay Köroğlu‘nun savunmasının ardından duruşmaya öğle arası verildi.