ÇANAKKALE – Birak Akay
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun son dönemdeki açıklamalarını hatırlatarak, Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde olmasının sebebinin vekilliğinden ya da ifade özgürlüğünden kaynaklanmadığını söyledi.
Bu konuda mahkemelerin kendi iç dinamikleriyle karar verdiğini vurgulayan Turan, “Terörle olan iltisakından dolayı şu an Selahattin Demirtaş cezaevinde. Siz bu kararı beğenmiyor olabilirsiniz ama bu karar mahkemenin kararı.” diye konuştu.
Turan, milletvekili seçilen kişilerin yasama dokunulmazlığının olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Bu dokunulmazlığı Mecliste en fazla eleştiren ‘Kaldırın dokunulmazlığı’ diyen, siyasi artistlik yapan Kılıçdaroğlu’nun kendisiydi. Kılıçdaroğlu defaatle ‘Bu konuda en çok AK Parti bedel öder’, ‘AK Parti’nin vekilleri yanlış yapmıştır’ deyip, bizlere birçok iftiralar atarak dokunulmazlıkları kaldıramadığımızı iddia ettiler. Biz de bu çağrılar üzerine cevap verdik. Dedik ki dokunulmazlıklar normal şartlarda yasamanın gereğidir ve kaldırılmaması gerekir. Ama mademki AK Partililer için böyle bir açık kapı istiyorsunuz, vekillerimize ithamlarda bulunuyorsunuz, ‘yanlış yapan var, tacizci var, ekonomik olarak sıkıntısı olan var’ diyorsunuz. ‘Biz de dokunulmazlıkları kaldırıyoruz’ dedik. Buna CHP ‘Evet’ dedi, bunlar arşivlerde var. Dokunulmazlık kalktığından dolayı mahkemeler vekilleri yargılama imkanına eriştiler.”
“Demirtaş güzellemeleri yapmak”
Selahattin Demirtaş’ın bu yargılamanın gereği olarak şu an cezaevinde olduğunu ifade eden Turan, “Yani CHP’nin dokunulmazlığın kaldırılmasına ‘evet’ demesinden dolayı, Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki iddiasından dolayı Selahattin Demirtaş cezaevinde. Şimdi Demirtaş güzellemeleri yapmak, tüm yöneticilerini, parti meclisini, tek tek oraya göndermek bence Kılıçdaroğlu’nu affettirmez.” değerlendirmesinde bulundu.
CHP’nin tutumunu eleştiren Turan, şöyle konuştu:
“Kılıçdaroğlu çok istiyorsa HDP ile CHP ittifakını resmi hale getirsin, Demirtaş ile kendi yöneticileri arasında özel cezaevi görüşmeleri yapacaklarına bunu resmi olarak ilan etsinler. Şu an gelinen noktada Kılıçdaroğlu’nun hali bildiğiniz deşifre olma halidir. Ben, ’17 tane CHP’li gitti ve ziyaret etti’ demiştim. Bugün Kılıçdaroğlu açıklama yapıp ‘Öyle birşey yok’ diyebilirdi veya gerekçelerini söyleyebilirdi. Aksine ‘Ben gönderdim’ diyerek bir anlamda 17+1 hale geldiler. Kılıçdaroğlu da ziyaret etmiş gibi oldu. Hem dokunulmazlığa ‘evet’ deyip, hem de şu an yargı kararını eleştirmek siyasi bir çelişkidir.”
“90 yıllık tarihine en büyük ihanet”
Turan, daha da ötesi, HDP’nin bir siyasi parti gibi davranmaktan öte adeta bir “Kandil temsilcisi, PKK sözcüsü” gibi davranmasından dolayı bir süreç yaşandığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu süreçte Kılıçdaroğlu’nun ‘Demirtaş’ın yaptığı yanlış, partili gibi davranmıyorsun’ demesi gerekirken dönüp dolaşıp ‘Demirtaş’ın Mecliste olması lazımdı’ şeklinde yaklaşımda bulunması bir PYD/PKK sözcülüğü, HDP sözcülüğü anlamına gelir. Ben CHP’nin kendi seçmenlerinin, kendi yönetimlerinin partililere sahip çıkmasını ve CHP’nin geldiği yerin Mustafa Kemal’in partisi falan olmaktan çok öte bir HDP karikatürü, HDP temsilcisi haline geldiğini, bunun da CHP’nin 90 yıllık tarihine en büyük ihanet olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin en büyük sorunu maalesef ne ekonomi ne güvenlik ne de diğer meseleler. Geldiğimiz noktada, ülkenin en büyük sorununun ana muhalefet olduğunu görmüş olduk.”