İSTANBUL
Uzun yıllar yurt dışında yaşadıktan sonra babasının ölümü üzerine İstanbul’a dönen bir genç kızın hikayesine odaklanan “İçimdeki Hazine” filminin çekimleri başladı.
Coşkun Çokyiğit’in senaryosunu yazıp yapımcılığını üstlendiği film, hem oyuncu hem teknik kadroda 3. kuşak Yeşilçam ekolünü bir araya getiriyor.
Çokyiğit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, filmin hikayesini 1993’te kaleme aldığını söyledi.
Yaklaşık 40 yıllık gazeteci olduğuna ve Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) üyesi olduğuna işaret eden Çokyiğit, “Yıllarca başkalarının rüyalarını yorumladım. Bir gün artık bıktım, kendi rüyalarım, kendi kültürel birikimimizi anlatmak istedim.” dedi.
Çokyiğit, Türk sinemasının uzun süredir tahrip edildiğini belirterek, “Çok minimal ya da bireysel sorunlar işleniyor filmlerde. Bu konular işlenmesin demiyoruma ama dünya başka bir yere giderken sadece bu filmler yapılmasın. Burada bir vizyon ve bakış açısı problemi var. Ben farklı bir vizyon ve bakış açısı koyma ümidiyle yola çıktım. Bizim milli kültürümüzün, milli değerlerimizin içine aktarılabileceği bir hikaye geliştirdim.” diye konuştu.
“Hikaye biraz fantastik, biraz edebi, biraz da kitabi”
Sinemanın teknik bir form olduğunu aktaran Çokyiğit şöyle, devam etti:
“Önemli olan bu tekniği kullanarak neyi anlattığınız. Format ya da konu daha önce kullanılmış olabilir ama oraya koyduğumuz fikrin özgün bir biçimde işlenmiş olması önemli. Pek çok fantastik film var. Bu filmlerde Hristiyan Batı kültürünü ve efsanelerini görüyoruz. Kendi insanımızın, 21. yüzyılda yoğun Batı kültürü bombardımanı altında ciddi bir çaresizliği var ve sinema bununla ilgilenmiyor. İnsanlarımıza belirli sorunlarla baş edebilecek kültürel birikimi görsel işitsel yollarla aktarmak gerektiğini düşünüyorum. Sinema da görsel anlamda en çok etki eden ve kolay ulaşılabilen alan. Bundan dolayı hikaye biraz fantastik, biraz edebi, biraz da kitabi ama günümüzde geçen bir macera.”
“Seyirci ‘Bunlar bir şey anlatmışlar’ diyecek”
Bugüne kadar birçok yapıma görüntü yönetmeni ve yönetmen olarak imza atan Hakan Gürtop, gişe kaygılarının olmadığını belirterek, “İyi bir iş çıkarmayı hedefliyoruz. Hızlı bir şekilde çalışarak farklı bir formatta güzel bir iş çıkacağını düşünüyorum. Seyirci bu filmde sıcaklık görecek. Zaten unutulmazların yeri olan Yeşilçam sıcaklık demektir. O koku ucundan biraz da olsa üzerimizde kalmışsa bu işe bulaşacak kesinlikle. Bu filmin sonunda bir şey anlatacağız. Seyirci filmi gördüğünde ‘Bunlar bir şey anlatmışlar’ diyecek, yani salondan boş çıkmayacaklar.” değerlendirmesinde bulundu.
Filmde Güner Ümit ve Iraz Savun da rol alıyor
Sultanahmet, Zeytinburnu, Kadıköy, Tuzla ve Beylerbeyi gibi, İstanbul’un tarihi köşelerinde yapılan çekimlerin ay sonunda tamamlanması hedefleniyor.
Demir Karahan’ın birisi aydınlık, diğeri karanlık tarafı seçmiş ikiz kardeşi canlandıracağı filmin oyuncu kadrosunda Cemre Melis Çınar, Fatih Ayhan, Kimya Gökçe, Levent Sülün, Sedat Erdiş, Önder Selen, Tuncay Gençkalan, Gül Gülsün Yıldız, Jens Grund, Ömer Yazıcı, Dilara Akın ve Çağrı Çokyiğit de bulunuyor.
Filmde ayrıca Münir Özkul’un kızı Güner Özkul, Kadir Savun’un kızı Iraz Savun’un da rol aldığı yapımın görüntü yönetmenliğini Metin Erdoğdu, sanat yönetmenliğini ise Taha Ketenci ve Duygu Sönmez üstleniyor.
Recep Biçer’in ışık şefliğini yaptığı filmin, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin ölüm yıl dönümü olan, Aralık ayındaki “Şeb-i Aruz” haftasında sinemaseverlerle buluşturulması planlanıyor.
Muhabir: Musa Alcan