İSTANBUL – SEMRA ORKAN
28 Şubat davasında 103 sanıktan, aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz’ün de bulunduğu 21’i kişi müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Yüklenen suçları işledikleri sabit olmaması nedeniyle 68 sanığın beraatine hükmedilirken, 10 sanık hakkındaki dava zaman aşımının dolması, 4 sanık hakkındaki dava ise ölmüş olmaları nedeniyle düşürüldü.
28 Şubat davasının sonucunu AA’ya değerlendiren TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti İstanbul Milletvekili Fatma Benli, mahkemenin tarihi bir karar verdiğini belirterek, 28 Şubat sürecinin sadece başörtülü kadınların eğitim çalışma hakkından mahrum edildikleri, erkeklerin namaz kıldıkları ve dindar oldukları için askeriyeden atıldıkları ya da İmam Hatiplerin kapatıldığı bir süreç olmadığını, 28 Şubat’ın mağdur ettiği yüz binlerce insan kadar, kapatılan 26 bankanın borcunun ödemek zorunda kalındığı ve tüm Türkiye’ye zarar veren bir süreç olduğunu söyledi.
28 Şubat post-modern darbesini yapanların Türkiye’nin 13 yılını çaldığını vurgulayan Benli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“13 yıl biz 28 Şubatın zarar verdiği o hasarları gidermeye çalıştık. O gün Sincan’dan tankları yürütüp, ‘Demokrasiye balans ayarı yaptık, 28 Şubat süreci bin yıl sürecek, kimse bunun hesabını sormaz’ diyenler, o gayri hukuki süreçte kendini güçlü kabul edenler, bugün yargı karşısında hesap verdi. Bugün, İsmail Hakkı Karadayı, Erol Özkasnak, Çevik Bir, Kemal Gürüz’ün müebbet cezası alması bütün darbecilere, aklının köşesinde ‘Tanklarla ya da F-16’larla elimdeki gücü millet üzerinde kullanırım’ diyenlere mesaj oldu. Bundan sonra hiç kimse, post modern darbe, e-darbe veya başka darbe şekilleriyle bu ülkenin insanlarına zarar veremeyecek.”
Türk Ceza Kanunun ilgili maddeleri işlendiğinde, sadece 28 Şubat darbecilerine değil, bundan sonra darbe yapmak isteyenlere de mesaj verildiğini vurgulayan Benli, “Davayı 5 yıldır takip eden bir avukat olarak, kararın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Benim için 21 ya da 103 kişinin müebbet alması o kadar önemli değil, önemli olan yargılamanın sürmesi ve mahkemenin post modern darbe adı altında suç işleyenlere gereken cezayı vermesidir. Kendi geleceğimize sahip çıkmak adına çok önemli bir davaydı.” diye konuştu.
“Temennimiz bir daha kimse darbeye yeltenmemesi”
28 Şubat sürecinde TSK’dan atılan Emekli Binbaşı Mustafa Hacımustafaoğulları da bütün mağdurların dört gözle beklediği bir karar olduğunu dile getirerek, “28 Şubat post modern darbesi, bu millete karşı top yekun yapılan bir tahakküm ve saldırıydı. Önce milletimizin, sonra da tüm mağdurların gönlüne su serpilmiş oldu. O dönemin 21 kişisine müebbet hapis cezası verilmesi güzel bir gelişme ama ben ağılaştırılmış müebbet bekliyordum. Ancak bu da olumlu bir gelişmedir. 28 Şubat darbesini yapanlar sadece 21 kişi değil, bunun dışında bu darbenin medya, STK ve sermaye ayakları da var. İnşallah bu dava, daha sonraki aşamada genişler de bu sorumlular da gereken cezaları alır. Temennimiz bir daha Türkiye’de hiç kimse bu tür gayri meşru yöntemlere başvurmasın ve darbeye yeltenmesin.” ifadelerine yer verdi.
Hacımustafaoğulları, kıdemli binbaşı iken 1997’de Yüksek Asgari Şura kararlarıyla, irticai faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle dört çocuğuyla birlikte sokağa bırakıldığını hatırlatarak, “Harbiye’de başlayan meslek hayatımız, atıldığımız güne kadar hep bu cuntacılarla mücadele ederek geçti. Harbiye’yi derece ile bitirdim, normal bir süreç olsaydı belki şuan Hava Kuvvetleri Komutanı idim. Maalesef şeytan taşlamaktan abdest almaya vakit bulamadık.” dedi.
İnönü Üniversitesinden 28 Şubat sürecinde başörtülü olduğu için atılan Mine İpek ise 28 Şubat davasının neticelenmesinin güzel olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de darbe yapanların yargı önünde hesap vermeleri 28 Şubat mağdurları için tarihi öneme sahip.” dedi.
İpek, şunları kaydetti:
“21 kişiye müebbet verilse de bir çoğu yaş haddinden bu cezaları almayacak, en fazla ev hapsi gibi bir durum söz konusu olacak. Bu gün suçlu bulunanlardan cezaevine giren olmadı, hepsi dışarıdadır. Bu insanların 28 Şubat’ta suçladıkları kardeşlerimiz cezaevindedir. Bir çoğu uzun yıllardır hapiste olduğu için cenazeleri dışarı çıkmaya başladı. Bu çelişki bizi çok üzmektedir. Suçları kabul edildiyse neden dışarıdadırlar, neden bunların suçladıkları insanlar 21 yıldır cezaevindeler ve bunlar için neden ikinci bir yargılama olmuyor? Neden dava bu kadar uzatıldı ve yaş haddine gelinceye kadar beklenildi? Bir de sadece askeri ayak yargılanmıştır, medya ve finans şirketlerinin de yargılanması gerekiyor. ‘Bin yıl sürecek’ denen sürecin sona ermesi için mağduriyetlerin giderilmesi gerekiyor. Bu karar beni tatmin etmedi. Beklediğimiz sonuç bu değildi.”