SAMSUN
Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, AK Parti’nin Bafra ve 19 Mayıs ilçelerinde düzenlediği milletvekili adaylarının tanıtım toplantılarına katıldı.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyayı 100 yıl önce parçalayanların yeniden ülkeleri parçalamak istediğine işaret eden Demircan, komşu ülkelerin işgal edildiğini ve iç savaşa süreklendiğini dile getirdi.
Türkiye’nin böyle bir süreçte dimdik ayakta durarak, mazlum milletlere sahip çıkmaya çalıştığını vurgulayan Demircan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye daha da güçlü olsaydı bunlar olmazdı. Türkiye daha güçlü olmasın diye, bizi 40 yıl terör belası ile uğraştırdılar. Binlerce can kaybettik, milyarlarca dolar para kaybettik. Bir Türkiye daha inşa ederdik buna mani oldular. O yetmedi Türkiye içeride 16 yıllık sürede istikrarı yakaladı. Ülkenin kalkınıp gelişmesi için siyasi iktidar çok önemlidir. 16 yılda zihniyet değişti. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı’ hakim oldu. Bu zihniyet değişikliğiyle hizmetler gelişmeye başladı. Türkiye görmediği hizmetleri görmeye, kalkınmada arzulanan seviyelere çıkmaya başladı. Bunlar olumlu gelişmeler ama bir taraftan da sistem dönüşümü sağlanamadığı için Türkiye, vesayet, kriz, darbe baskısından bir türlü kurtulamıyordu.”
“Türkiye’deki darbelerin hepsi dışa bağımlıydı”
Türkiye’nin 60 darbesi, 71 muhtırası, 80 darbesi, 28 Şubat muhtırası yaşadığını aktaran Bakan Demircan, şöyle devam etti:
“Bizzat bakan olarak içindeydim 28 Şubat muhtırasına maruz kaldım. 27 Nisan bildirisi ve en son 15 Temmuz darbe teşebbüsü. Milletimiz bizi uçuruma yuvarlanmaktan kurtardı, bir daha bu ülkede darbe yapmaya niyetlenmeyi bile düşünmemeleri gerektiği mesajını verdi. Darbelerin hepsi dışa bağlıydı, hepsi dışarıdan kontrol ediliyordu. En son darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ nerede, dışarıda, Amerika’da öyle değil mi? Şimdi böyle bir manzaranın içinde Türkiye’yi terörle oyalamak, zaafa uğratmak isteyenler, terör belasının üzerine Türkiye gidince bu sefer dışarıdan kuşatmaya kalkıştılar. Dışarıdan bir terör kuşağı oluşturmaya çalıştılar ve Türkiye buna müdahale etti. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Afrin müdahalesi ile. Ne hazindir ki Türkiye bu teröre karşı mücadele verirken kendi Meclisinde teröre sahip çıkanlar oldu. Öbür taraftan, ‘Afrin’e girme’ diyenler oldu.”
Demircan, Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile güçlü yürütme, yasama ve bağımsız yargı dönemine gireceğine işaret ederek, “24 Haziran’da bunun uygulamasını hayata geçireceğiz. Yürütme ile yasama arasında uyum olmazsa biliniz ki o araç hız yapamaz. Aracın tekerlerinin rot ayarı bozulursa araç hızlanırsa başlar kafa salmaya ve araç yoldan çıkar. Yürütme ile yasama arasında uyum olmalı ki Türkiye daha da hızlı kalkınsın, daha da güçlü olsun. İşte bunu bu seçimde yapmak zorundayız.” diye konuştu.
24 Haziran seçimlerine değinen Demircan, “Seçimde 2 sandık gelecek önümüze. Birinci sandıkta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı seçiyoruz. İkinci sandıkta Recep Tayyip Erdoğan’ın millete daha iyi hizmet yapmasını sağlamak için alacağı kararlarda ona destek olacak meclisi de tesis edeceğiz. Yoksa Erdoğan otobüsün direksiyonunda ülkeyi doğru yola götürürken otobüste kavga olursa, uyum olmazsa biliniz ki aracımız yine hız yapamaz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye dünyada en çok yardım yapan ülke”
Türkiye’nin güçlenmesinin ne anlama geldiğini Zeytin Dalı operasyonunda gördüklerine işaret eden Bakan Demircan, şunları kaydetti:
“Silahımızı, cephanemizi yapmaya başlayınca vurduğumuz yerden ses geldi. Onlar şunu bekliyordu, ‘Türkiye bunu başaramaz.’ Türkiye bunun gibi ondan çok daha büyüklerini başarır ve başaracaktır. Türkiye büyük bir güçtür, güç olmaya devam edecektir ancak bizim bir farkımız var diğer güç sahiplerinden, onlar güçlü olduklarında insanları sömürmeye çalışırlar. Ülkelerin kaynaklarına el koyarlar, ülkeleri fakirleştirirler ve birbirleri arasında çatıştırırlar. Biz ise güçlü olduğumuz zaman daima mazluma sahip çıkarız, zalimin karşısında dururuz. Bugün Türkiye dünya üzerinde gayrısafi milli hasılasına göre en çok yardım yapan birinci ülke. Bu onur bu millete yeter. Bu millet daha da güçlenecek, daha da mazlumun elinden tutacaktır.”
Muhabir: İlyas Gün