Kanal 5 Genel Yayın Yönetmeni Abdulkadir Ünal’ın hazırlayıp sunduğu programın bu haftaki konuğu; AK Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan oldu. Programda; gündemdeki önemli siyasi gelişmeler ele alındı.
”BU OLAYDAN ÜLKEMİZ VE DEMOKRASİMİZ KAZANÇLI ÇIKTI”
Abdulkadir Ünal (A.Ü.): Hakan Fidan’ın istifası ve göreve tekrar gelişini ve bu husustaki yorumları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mehmet Erdoğan (M.E.):Tabi dünkü Türkiye’nin gündemine oturan bir olaydı Hakan Fidan hadisesi. Burda partide kırılma olarak bakmamak lazım bu olaya tam tersi bu olaya Türk demokrasisinin ne kadar geliştiğinin bir ölçüsü olarak bakmak lazım. Türk demokrasisindeki büyük bir parite olayıdır bu. Sayın Cumhurbaşkanımız açık ve net bir şekilde mit müsteşarı Hakan Fidan’ın görevinde kalmasını siyasete atılmasından yana olmadığını söyledi. Bu bir kazançtır, eskiden Cuımhurbaşkanları halktan kopuk, halkla iç içe olmama yollarını daha çok seçen isimlerden teşekkül ederdi, tamamı öylemiydi tamamı öyle değildi ama büyük bir kısmı böyle olmuştu. Bu oluşumda Cumhurbaşkanlarımızın, müslümanlar için kutsal olan halkımız için kutsal olan mübarek ramazanda kameralar karşısında özellikle su içerek, suistimal ederek, kendi ideolojisini ortaya koyma çabalarını unutmadı bu halk ama öbür taraftada öyle bir cumhurbaşkanı varki bugün halkıyla bütünleşmiş halkın kültür değeriyle, milli değerleriyle, manevi değerleriyle birlikte haraket eden, düşüncelerinide açık açık halkıyla paylaşan, hatırlarsanız Hakan Fidan hadisesinde, Hakan Fidan’ın istifa edip siyasete atılacağı duyulduğunda Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuyu tasnif etmediğini söylemişti. O zaman gerek muhalefet partileri gerek bazı kesimler bunun bir takiye olduğunu bunun bir danışıklı dövüş olduğunu söylemişti ve en son bir yurtdışı gezisinden dönen Sayın Cumhurbaşkanımız gazetecilere bilirsiniz ben hiçbirzaman yaptığım konuşmaların şurasını yayınlayın şurasını yayınlamayın demedim. Ben açık ve net söylüyorum, ben bu olaya taraf değilim dedi bu çok güzel bir olay. Bir Cumhurbaşkanı halkıyla düşüncelerini açık ve net bir şekilde halkıyla paylaşıyor.
Hakan Fidan döneminde Türkiye’de çok ciddi badireler atlatıldı o bilgi birikimleri o donanımlar halen Hakan Fidan’ın kafasında, belleğinde tabi böyle bir ortamda Hakan Fidan’ın siyaset düşünmesi ve Cumhurbaşkanımızında bu yaşanan olaylar tazeyken gitmemesini istememesi kadar doğal hiçbirşey olamaz.
Hakan Fidanda büyük bir jest yaparak, alicenaplık göstererek, büyük bir devlet adamlığı olduğunluğu göstererek Sayın Cumhurbaşkanımızın bu talebini yerine getirerek tekrar görevine döndü. Bundanda ülkemiz ve demokrasimiz kazançlı çıktı.
”TÜRKİYE ABDULLAH GÜLE SAHİP ÇIKTI”
(A.Ü.):Sayın 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün partiye dönüşü üzerine konuşuluyor bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
(M.E.): Sayın Cumhurbaşkanımız biliyorsunuz Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını bu ülkede engellediler, hiç alışılmış olmayan maddeler getirdiler, 367 o zaman ilk defa telaffuz edildi tabi o zaman Cumhuriyet Halk Partisinin yapmış olduğu bir engellemeydi bu, daha önceleride bu tür engellemeler oluyordu. Burada net bir şekilde bir sıkıntı oldu bütün Türkiye Abdullah Gül’e sahip çıktı sadece Abdullah Gül değil, Gül adının geçtiği herşeye aşık oldu bu millet. Abdullah Gül partimizde hizmeti olan Cumhurbaşkanlığı dönemindede halkımızla bütünleşen bir parti büyüğümüz ve bir devlet büyüğümüz tabiki Sayın Cumhurbaşkanımızın partimizde bir milletvekilliği düşünmesi herkes tarafından olumlu karşılanacaktır ve öylede olmuştur. Gerek Sayın Cumhurbaşkanımız gerek Sayın Başbakanımız gerekse partideki tüm kesimler bu olaya sıcak bakmıştır tabi karar sayın Abdullah Gül, eski Cumhurbaşkanımızındır. O ne karar verirse partideki yeri, kapısı her zaman ona açıktır çünkü bu parti onun evidir, onun yuvasıdır.
”HDP HALEN DAĞ ADINA KONUŞMAYI TERCİH EDİYOR DURUMDA”
(A.Ü.): HDP’nin barajı aşabileceğini düşünyormusunuz?
(M.E.): Bu konuda görüşleriniz nelerdir? HDP’nin barajı geçeceğini zannetmiyorum ancak bazı güçlerin HDP’yi barajı geçirebilmek için çalışmalar yaptığını hissediyorum, şartele bastırdıklarını hissediyorum bunu nereden hissediyorum, şartele bastırdıklarını hissediyorum bunu nereden hissediyorum sürekli bir şekilde HDP ile HDP bölücü bir parti biliyorsunuz, bölücülükle alakası olmayan kesimleri çekip vitrine taşıma gayreti içerisindeler, bu isimlerle seçime gitmek istiyorlar ben HDP’den tabiki siyasi bir partidir, takdir onlarındır, ben onların adına yorum yapacak bir durumum yok ama HDP önce genel başkanları Selehattin Demirtaşla kardeş hukukundan bahsetti daha sonra eş başkan yüksekten yaptığı bir açıklama vardı artık HDP bütün Türkiye’nin partisi olacak ve ben bundan umutlanmıştım bu açıklamadan dedim ya dedim bak dedim artık eylemleri istemeyecekler herkesin partisi olursa çok daha iyi olur, demokrasimiz bir parti daha kazanmış olur, halkı terörize eden olaylara hep eğimli, milletvekilleri süreki vukuatlı olan bir parti artık herkesin partisi olmasından söz ediyorsa bu Türkiye için bir kazanç olur dedim, umutlandım ama 6-7 Ekim olaylarında Selehattin Demirtaş’ın halkı sokağa çağırıp birçok ili kana boğması, 52 insanın ölmesine sebebiyet vermesi Parti olarak benim o umudumu yitirdi ve dün barajı aşamasakta tehdit ediyorum tehditse tehdit erken seçime zorlarım lafı benim HDP ile ilgili oluşabilecek demokrasi adına kıvılcımımı geri yok etti yani maalesef HDP halen dağ adına konuşmayı tercih ediyor durumunda. O zaman bize düşen nedir millet olarak 77 milyon olarak kenetlenmeliyiz ve bunlara bu fırsatı vermemeliyiz, canları istediği zaman milleti sokağa döküp 50 kişiyi 100 kişiyi öldürmelerine müsade etmemeliyiz, bunun içinde hem iç güvenlik yasasını çıkarmalıyız, hem çözüm sürecindeki samimi duruşumuzu sürdürmeliyiz ki sürdürüyoruz. Ben HDP’nin barajı aşarsada aşmazsada benim bir kaygım yada endişem yoktur fakat şuanki zihniyetle şu yaklaşımla barajı aşacaklarsada aşamazlar.