Ankara‘nın Çubuk ilçesinde, 18 yaşındaki kızı Şeyma Yıldız‘ı öldüren Harun Yıldız hakkında “ağırlaştırılmış müebbet hapis” talebiyle açılan davanın görülmesine başlandı.
Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Harun Yıldız, bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmaya taraf avukatları ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da katıldı.
Duruşma öncesi söz alan sanık avukatı, ailenin olay nedeniyle zarar görmesinin söz konusu olduğunu, bu nedenle genel ahlak hükümlerinin göz önünde bulundurularak yargılamanın tamamının ya da bir kısmının kapalı yapılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, oy birliğiyle bu talebin reddine karar verdi.
Mahkeme Başkanı, sanık Yıldız’a üzerine atılı suçlamaları hatırlatarak, olay günü ve öncesinde neler yaşandığı sordu.
Yıldız, seyyar arıcılık ve bal satıcılığı işiyle ilgilendiğini, olaydan 7-8 gün önce de Giresun’da bulunduğunu söyledi. Ara sıra cep telefonundan müstehcen sitelere girdiğini, o gün de böyle bir sitede gezerken tesadüfen kızının resim ve videolarını gördüğünü ileri süren Yıldız, görüntüleri gördükten sonra şok geçirdiğini ifade etti.
Mahkeme Başkanı’nın “Görüntülerin ona ait olduğuna emin misin?” sorusu üzerine Yıldız, “Kesin eminim o olduğundan.” dedi.
“Kızım ağlamaya başlayınca kendimi kaybettiğimi hatırlıyorum”
Yıldız, ertesi gün Gümüşhane’nin Torul ilçesine, oradan Rize’ye, pazar günü Çankırı Orta’ya, Pazartesi de Çubuk ilçesine geldiğini anlattı. Eve geldikten sonra 2-3 gün eşi ve kızıyla aynı evde olduğunu ancak olayı kimseye anlatamadığını aktaran Yıldız, “Ölen kızım Şeyma ile bu konuyu konuşmadım. Olay günü yani perşembe günü kızımla dershane çıkışında bu konuyu konuşayım dedim. Bu işi kim yaptıysa, internete kim yüklediyse o kişileri öldüreyim diye düşündüm.” dedi.
Yıldız, kızıyla buluşmadan önce Çubuk Barajı’nda alkol aldığını, akşam saatlerinde kızının dershane çıkışına gittiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Kargın yoluna doğru gittim. Kızıma yolda konuyu açtım, ‘Porno sitelerinde seni gördüm’ dedim. Kızım önce bunu kabul etmedi. ‘Gördüm’ diye ısrar edince ‘Baba sus.’ dedi, ağlamaya başladı. Araçta da silahım ve mermiler vardı. Kızımdan bu işi yapan kimse onları öğrenip vuracaktım. Kızım ağlamaya başlayınca kendimi kaybettiğimi hatırlıyorum. Kaç el ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Daha sonra yoldan araçla gelen kişilere ‘Kızımı vurdum’ dedim. Orada beklemeye başladım. Sonra polisler gelip beni karakola götürdü.”
“Kızımı vurdum, Allah rızası için polisi ara”
Tanık Haydar Aktaşoğlu da dolmuş şoförlüğü yaptığını, olay günü saat 19.30 civarında Kargın’a doğru giderken sanığın aniden önüne çıktığını söyledi.
Sanığın kendisine “Kızımı vurdum, Allah rızası için polisi ara” dediğini aktaran Aktaşoğlu, “Polisi aradım, durumu söyleyince ‘biz gelene kadar bekle’ dediler. Aracımın kapılarını kapatıp beklemeye başladım.” diye konuştu.
Duruşmada tanık olarak dinlenen sanığın ağabeyi Muzaffer Yıldız ise böyle bir olayın gerçekleşmesinden dolayı şaşkınlık içerisinde olduğunu belirterek, “Kardeşim 4 çocuğunu karşılıksız seven bir insan. Kızını 3 oğluna karşı severdi. Köyde ufak çocuğa ‘Harun yapar mı?’ diye sorun, inanmaz. Olayın neden olduğunu da biz o gün basından duyduk.” dedi.
Sanık avukatı, dosyada yer alan görüntülerdeki kişinin Şeyma Yıldız olup olmadığının araştırılmasını talep etti.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, görüntülerdeki kişinin maktul olup olmadığının rapor edilmesine hükmederek, duruşmayı 10 Eylül’e erteledi.