Şentop, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın milletvekilleri ve Meclis’teki kadın personel ile kahvaltıda bir araya geldi.
Program çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, Samsun’da bir kadının eski eşi tarafından darbedildiğini anımsatan Şentop, olayın milleti üzdüğünü ifade etti.
Benzer olayların bir daha yaşanmaması için hukuksal, kültürel, toplumsal duyarlılık anlamında yapılacak birçok şey olduğuna işaret eden Şentop, 83 milyonun, birlikte sorunları ortadan kaldırmayı hedefleyen bir yaklaşımla hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Şentop, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ile ilgili dosyanın henüz Meclis’e ulaşmadığını söyledi.
Karma Komisyondaki fezlekelerin de komisyona yeni gitmediğini, uzun zamandır olduğunu dile getiren Şentop, “Her dönem olmuştur. Bu dönem biraz hem sayıca fazla hem de suç ithamları bakımından, kategoriler bakımından da biraz üzüntü verici bir tablo var ama bu konuda bir şey yapılıp yapılmayacağı konusunda benim bir karar verme yetkim yok. Bu konuda karar yetkisi Karma Komisyonda. Mutlaka bir değerlendirme yapılacaktır.” diye konuştu.
Yeni Anayasa tartışmaları
Yeni Anayasa çalışması konusundaki soru üzerine Şentop, “Bütün partilerin yeni Anayasa’nın yapılmasına yönelik samimi yaklaşımları, irade beyanları olsun diye bekliyorum. Bu konuda bir adım atmak için buna gerek var bence.” dedi.
Parlamenter sisteme dönülmesini isteyen bazı siyasi partilerin bulunduğunu hatırlatan Şentop, bir hükümet sistemi değişikliğinin de ancak Anayasa değişikliğiyle olabileceğini kaydetti.
Şentop, hükümet sistemi tartışmalarının, adı konulmasa da bir Anayasa tartışması olduğunu ifade ederek, bu anlamda Anayasa tartışmasının bütünlükçü bir yaklaşımla, yeni Anayasa üzerinden yapılmasının doğru olacağını düşündüğünü belirtti.
Türkiye’nin yeni Anayasa arayışının henüz ortadan kalkmadığını dile getiren Şentop, “Meclis’te bu konuda samimi bir kararlılık olursa bütün siyasi partilerimizde, Türkiye’nin yeni anayasa yapabileceğine inanıyorum. Bunun yolları, yöntemleri var. Önemli olan kararlılık.” sözlerini sarf etti.
Gergerlioğlu’nun Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunduğu, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun durumuyla bir benzerlik olup olmadığı ve Anayasa Mahkemesi sürecinin beklenip beklenmeyeceğinin sorulması üzerine Şentop, şunları söyledi:
“Anayasa’da, ‘Kesin hükmün Genel Kurula bildirilmesiyle milletvekilliği düşer’ diyor. Anayasa Mahkemesi süreci hükmün kesinleşmesini engelleyen veya ortadan kaldıran bir durum değil. Bu tartışmaları daha önce de yaşadık. Anayasa Mahkemesindeki bireysel başvurunun doğrudan bir etkisi kesin hükme yok. Nitekim Anayasa Mahkemesi iki karar verdi. İkinci kararda daha vurgulu bir şekilde yerel mahkemeden kesin hükmün ortadan kaldırılmasını istiyor. Eğer kesin hükmü kaldırma yetkisi Anayasa Mahkemesinde olsa bunu İstanbul’daki 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nden istemez.
Demek ki Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruda bunu kaldıramıyor. Bunu kaldırma yetkisi yine süreç içerisinde, adli yargı içerisinde mahkemelere ait. Dolayısıyla Anayasa’ya göre bireysel başvurunun sonucunu beklemek mecburiyeti yok. Daha önce uygulama bu şekilde olmuştu. Henüz daha karar gelmedi. Onunla ilgili değerlendirmeyi daha sonra yapacağız.”
İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili değerlendirmesi sorulan Şentop, daha önce bu konudaki fikrini açıkladığını belirterek şunları kaydetti:
“Hukuk kurallarıyla ilgili, uluslararası sözleşmeler de dahil, yapılan kanun düzenlemeleri de dahil; hukuk, bazı olayları bütünüyle ortadan kaldırıcı, engelleyici bir güç, imkan içermiyor. Hukuk kuralları doğru uygulandığı takdirde, onunla beraber toplumsal, kültürel desteklerle beraber ancak etkili bir sonuç ortaya çıkartabiliyor. Benim kanaatim Türkiye’deki düzenlemeler büyük ölçüde, ufak tefek belki birkaç adım daha atılabilir ama büyük ölçüde kadına karşı şiddeti engelleyebilecek bir hukuki zemin oluşturuyor teorik olarak. Fakat bunların gerek uygulanmasıyla ilgili bir hassasiyet, bir titizlik, bir de ayrıca bu konuda toplumsal bilinçlenme önemli. Bu bakımdan sözleşmeler, kanun hükümleri üzerindeki tartışmaları, sonucun düzeltilmesi bakımından çok faydalı bulmuyorum. Esasen bilinçlenme ve mevcut kuralların uygulanması sonuca çok daha etkili. Bu konuda bir kararlılık ve bilinç lazım.”