Asıl adı Ahmet Selahaddin olan Birsel, 14 Kasım 1919’da Balıkesir’de dünyaya geldi. Üzüm tüccarı Hafız Talat Bey’in oğlu olan Birsel, henüz altı aylıkken, ailesi İzmir’e yerleşti.
Öğrenimine Saint Polycarp Fransız İlkokulu’nda başlayan yazar, ortaokulu Saint-Joseph Koleji’nde okudu. Birsel, 1934’te girdiği bakalorya sınavını kazanarak İzmir Erkek Lisesi’ni tamamladı.
Usta edebiyatçı, 1937’de hukuk öğrenimi için İstanbul’a geldi. Aynı yıl ilk şiirini yayımlayan Birsel, bir yandan öğrenimine devam ederken bir yandan da Sümerbank’ta memur olarak göreve başladı. Fakat kısa bir süre sonra istifa ederek İzmir’e döndü.
Salah Birsel, 1938-1939 ders yılında Alsancak Gazi Ortaokulu’nda tarih ve yazı öğretmeni olarak görev yaptı.
İstanbul Hukuk Fakültesi’ni ikinci sınıftayken bırakan yazar, İş Bankası’nda çalışmaya başladı. Bir süre sonra felsefe bölümünde eğitime devam etti.
Birsel, 1943’te Hilmi Ziya Ülken’in “İnsan” dergisini 20. sayısından itibaren devralıp beş sayı kadar çıkarırken, aynı yıllarda Burhan Arpad’la AB Neşriyat’ı kurdu. Aralarına İhsan Devrim’in de katılmasıyla yayınevinin adı ABC olarak değiştirildi.
Dünya İşleri’ni 1947’de okuyucuyla buluşturdu
İlk şiir kitabı “Dünya İşleri”ni 1947’de yayımlayan yazar, 1948’de İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi.
Yazar Birsel, 1951’de Edip Cansever ve Alp Kuran’la “Nokta” dergisini yayımladı.
Çalışma Bakanlığı’nın iş müfettişi olarak görevlendirmesi üzerine Birsel, 1954’te 15 aylığına Gaziantep’e gitti. Maraş ve Şanlıurfa Bölge Müdürlüğü yapan Birsel, 1956’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kitaplık Müdürlüğüne atandı.
Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’nde Fransızca çevirmen olarak da çalışan Birsel, 1960’ta Türk Dil Kurumu Yönetim Kurulu üyesi oldu ve uzun yıllar kurumun yayın kolu başkanlığını yürüttü.
“Türk Dili” dergisinin şiir, deneme, günlük, eleştiri, roman, Türk halk edebiyatı, gezi, tiyatro, Türk kısa oyunları gibi en önemli özel sayılarının hazırlanmasında başrolü oynayan usta isim, 1967’de devlet bursuyla gittiği Paris’te üç ay kaldı.
Birsel, Türk Dil Kurumu Yayın Kolu Başkanlığı’ndan sonra Ankara Üniversitesi Basımevi Müdürlüğü’nde çalışmaya başladı ve 1972’de emekliye ayrıldı.
Usta edebiyatçı, 1977’de Ankara’dan İstanbul’a taşındı.
“1001 Gece Denemeleri” ve “Salah Bey Tarihi”ne imza attı
Roman, şiir, deneme gibi farklı türlerde yapıtlar kaleme alan Salah Birsel, Türk edebiyatının en üretken yazarlarından biri oldu ve deneme, günlük gibi türlerin gelişmesine büyük katkı sağladı.
Yazar Birsel, asıl ününü 1970’ten sonra yayınladığı “1001 Gece Denemeleri” ve “Salah Bey Tarihi” olarak adlandırdığı dizi kitapları ve günlükleriyle elde etti. Günlük konuşma dilinde pek az bilinen sözcük ve deyimlerden başka, kendi yarattığı ilginç deyişleri sıkça kullandığı ve anlatımına egemen kıldığı alaycı tavrıyla denemelerinde özgün bir üslup oluşturdu.
Şiir ve denemelerinin yanı sıra çevirileri de bulunan Birsel, daha çok aklın ve zekanın egemenliğini ön planda tutan, şairanelikten uzak, yergi şiirlerine ağırlık verdi.
Türk şiirinde özgün bir yer edinen Birsel, 10 Mart 1999’da İstanbul’da 80 yaşındayken vefat etti ve Feriköy Mezarlığı’na defnedildi.
Yazar Bengü Vahapoğlu, Birsel hakkında Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü’nde şu değerlendirmede bulunmuştu:
“Birsel’in belirlediği şiir ilkelerinin temelinde, şiir bir bütündür. Konusu, sözcük dağarcığı, biçimi ayrı ayrı değerlendirilemez. Şiirin güzel olması da belli bir bütünlük duygusuna ulaşmasına bağlıdır. Bu da coşkuyla, hevesle ya da duygularla değil ancak zekayla sağlanabilir. Dolayısıyla Birsel’e göre şiir, bir zeka işidir. Ozanlar coşkuyu duyularıyla değil, uslarıyla kavramak istemeyi yeğlerler. Bu yüzden de şiir yazmak, bir matematik problemi çözmekle eşdeğer zorluktadır. Birsel, bir şiirin dışında kalan sözcükleri, o şiire giren sözcüklerden daha fazla önemser. ‘Bir şiirin güzelliği kendi dışında bıraktığı sözcüklerin sayısıyla doğru orantılıdır.’ der. Aynı şekilde, bir dizenin güzelliği ya da sağlamlığı da ancak kendisinden önceki ve sonraki dizelerle belli olabilir.”
Salah Birsel, “Keçi Çobanı, Kuzu Çobanı” denemesi ile 1970’te TRT Deneme Sanat Ödülü, “Şiir ve Cinayet” kitabıyla 1976’da TDK Deneme Ödülü, “Yaşlılık Günlüğü” ile 1986’da Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü, “Varduman” adlı şiir kitabıyla ise 1994’te Necatigil Şiir Ödülü’nü aldı.
Usta edebiyatçının kaleme aldığı eserler şöyle:
Şiir kitapları
Dünya İşleri (1947), Hacivat’ın karısı (1955), Ases (1960), Kikirikname (1961), Haydar Haydar (1972), Köçekçeler (1981), Bütün Şiirleri (1986), Varduman (1993), Yalelli (1994), İnce Donanma (1995), Rumba da Rumba (1995), Yaşama Sevinci (1995), Çarleston (1995), Baş ve Ayak (1997), Sevdim Seni Ey İnsan (1997)
Deneme, eleştiri ve günlükleri
Şiirin İlkeleri (1952), Günlük (1955), Sev Beni Sev (1957), Kendimle Konuşmalar (1969), Şiir ve Cinayet (1975), Kahveler Kitabı (1975), Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu (1976), Kuşları Örtünmek (1976), Kurutulmuş Felsefe Bahçesi (1979), Boğaziçi Şıngır Mıngır (1980), Halley Kimi Kurtarır (1981), Paf ve Puf (1981), Hacivat Günlüğü (1982), Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi (1982), Amerikalı Tolstoy (1983), İstanbul-Paris (1983), Bir Zavallı Sarı At (1985), Yapıştırma Bıyık (1985), Şişedeki Zenci (1986), Asansör (1987), Kediler (1988), Aynalar Günlüğü (1988), Seyirci Sahneye Çıkıyor (1989), Bay Sessizlik (1990), Nezleli Karga (1991), Yaşlılık Günlüğü (1992), Gandhi ya da Hint Kirazının Gölgesinde (1993), Gece Mavisi (1994), Papağanname (1995), Yanlış Parmak (1996)
Romanı
Dört Köşeli İnsan (1961)
İncelemeleri
Fransız Resminde İzlenimcilik (1967), Goethe (1972)