Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Vakfı Mehmet Akif Ersoy Araştırmaları Merkezi Başkanı Mehmet Doğan, “Mehmet Akif, Milli Mücadele’ye destek için camilerde vaaz verme ve Sebilürreşad isimli dergiyi yayınlamasının yanı sıra bu millete çok daha büyük bir hizmet yapıp İstiklal Marşı’nı yazdı. İstiklal Marşı en temel milli mutabakat metnimizdir.” dedi.
Doğan, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Yazarlar Birliğince İstiklal Marşı‘nın kabulünün 100. yıl dönümü dolayısıyla Taceddin Sultan Camisi’nde cuma namazı öncesi düzenlenen söyleşide Mehmet Akif Ersoy’un hayatını, İstiklal Marşı’nın yazılışı ve kabul ediliş sürecini anlattı.
Ersoy’un Balkan savaşları sonucunda maneviyatında büyük bir kırılma yaşayan halka yönelik 10 yıl boyunca camilerde vaaz verdiğini belirten Doğan, Ziraat ve Baytar Mektebinden mezun olan Ersoy’un uzun yıllar mesleğini icra ettiğini ancak 1908’den itibaren şair kimliğinin öne çıktığını söyledi.
Türkiye’de birçok şairin bulunduğunu ancak Ersoy’un kuvvetli bir iman sahibi olarak şiirlerini, imanının ve fikrinin emrine verdiğini anlatan Doğan, milletin, Ersoy’u “İslam Şairi” olarak benimsediğini aktardı.
“Mehmet Akif, Milli Mücadele’ye manevi cephede destek verdi”
Doğan, Balkan savaşlarının ardından kurulan Müdafaa-i Milliye Cemiyeti’nin “İrşad ve Neşriyat” heyetinin Ersoy’un İstanbul’un selatin camilerinde vaaz vermesini kararlaştırdığını hatırlatarak Kur’an-ı Kerim meali yazan ve hafız olan Ersoy’un güçlü dini bilgileri dolayısıyla cami kürsüsünde konuşmasının normal bir durum olduğunu vurguladı.
Ersoy’un vaazlarında dinin ahkamını değil alem-i İslam’ın durumunu anlattığına işaret eden Doğan, “Mehmet Akif, Milli Mücadele’ye manevi cephede vaazlarıyla destek verdi, Anadolu’nun her yerinde konuştu.” değerlendirmesinde bulundu.
“Milli marş yarışmasına para ödüllü olduğu için katılmadı”
Doğan, Ersoy’un Milli Mücadele’ye başyazarlığını yaptığı Sebilürreşad dergisiyle de destek verdiğini belirterek şunları kaydetti:
“Mehmet Akif, Milli Mücadele’ye destek için camilerde vaaz verme ve Sebilürreşad isimli dergiyi yayınlamasının yanı sıra bu millete çok daha büyük bir hizmet yapıp İstiklal Marşı’nı yazdı. İstiklal Marşı en temel milli mutabakat metnimizdir. Milli marş yarışmasına para ödüllü olduğu için katılmadı. Bunun üzerine Mehmet Akif sorumluluk sahibi, vazife ve mesuliyet şuurunda olan bir şahsiyet olarak İstiklal Marşı’nı yazmayı kabul etti ve 2 gün içinde yazıp teslim etti.
Akif’i yakın tanıyanların söylediğine göre, öyle kolay yazan bir şair değil. Peki nasıl oldu da bunu kısa zaman içinde yazdı. Kanaatime göre, Mehmet Akif 10 yıl boyunca kafasında böyle bir şiir yazıyor ve böyle bir şiiri taşıyor. Hatta zaman zaman Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı sırasında yazdığı şiirlerde İstiklal Marşı’nın mısralarını hatırlatan mısralar geçiyor. Akif, zihninde taşıyordu bu şiiri ve oturup 2 gün içinde yazdı.”
Ersoy’un, İstiklal Marşı’nın başında ve sonunda “bayrak” konusuna değindiğinin altını çizen Doğan, “Neden bayrağa hitap ediyor? Çünkü bayrak milletimizi, devletimizi ve bizim dünyaya yüz yıllardır verdiğimiz nizamı temsil ediyor.” diye konuştu.
Doğan, Ersoy’un Kastamonu’daki Nasrullah Camisi’ndeki vaazının bir bölümünü ve sonunda yer alan duayı okudu.
Cuma hutbesinde “İstiklal Marşı” konusu işlendi
Öte yandan, “İstiklal Marşı: Hakkıdır Hakka Tapan Milletimin İstiklal” konulu hutbe, cuma vakti Türkiye genelindeki camilerde okundu.
Türkiye’de bundan 100 yıl önce topyekun bir varoluş mücadelesi verdiği belirtilen hutbede, milletin canı, cananı, bütün varından geçtiğini ancak “cennet vatana namahrem eli değdirmediği” vurgulandı.
Bu süreçteki zorlu günlerde, milletin sarsılmaz imanı, hak yolundaki sadakati, vatan sevgisi, asalet ve cesaretinin mısralara bürünmüş hali olan İstiklal Marşı’nın vücut bulduğuna işaret edilen hutbede, “Bu muhteşem marş, milletimizin her bir ferdinin zihnine ve gönlüne işleyen aidiyet mührü oldu.” ifadesi kullanıldı.
Hutbede, İstiklal Marşı’nın, Al-i İmran Suresi’ndeki “Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; iman etmişseniz üstün olan sizsiniz.” ayeti kerimesinin ruhunu yansıttığına dikkat çekilerek şunlar kaydedildi:
“İstiklal Marşımız, varoluş gayemizi, kim olduğumuzu ve nasıl var olmaya devam edeceğimizi öğretir. En son ocağımız sönmeden bağımsızlığımızın sembolü olan al bayrağımızın inmeyeceğini haykırır. Şehit kanlarıyla sulanmış vatan toprağımızın asla düşmana çiğnetilemez olduğunu telkin eder. Şehadetleri dinin temeli olan ezan-ı Muhammedi’nin ebediyen yurdumuzun üstünde inlemesini niyaz eder. Şu mısralarla milletimize ebedi istiklali muştular, ‘Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet. Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.'”
Bugün İstiklal Marşı’nın kabulünün, 18 Mart’ın ise Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü olduğu anımsatılan hutbede, bu vesileyle, tarih boyunca adaletin, barışın ve güvenin bayraktarlığını yapan, “aziz vatanı” millete emanet eden şehitler ve gaziler rahmetle anıldı.