TRT’nin ve Türkiye’nin ilk haber spikerlerinden Jülide Gülizar, doğru ve güzel Türkçesiyle mesleğinin duayenlerindendi.
Jülide Gülizar, 1929 yılında Adana’da doğdu. İlk ve ortaokulu Mersin’de, lise öğrenimini ise Ankara Kız Lisesinde tamamlayan Gülizar, 1956 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Avukatlık stajının ardından kendi mesleğini yapmayı tercih etmeyen Gülizar, aynı yıl Ankara Radyosunda işe başladı.
Gülizar, 1968 yılında başlayan televizyon yayınlarıyla TRT’de haber spikeri olarak ekranlara çıktı.
Radyo ve televizyonda kadın olarak “ilk açık havada haber okuma”, “ilk naklen yayın” ve “ilk röportaj” gibi birçok yeniliğe imza atan Gülizar, yaklaşık 30 yıl çalıştığı TRT’den 1982 yılında emekli oldu. Gülizar, emeklilik döneminde de çok sayıda ajans ve yayın kuruluşunda yazar, muhabir ve eğitmen olarak görev yaptı.
1997 yılında kurulan Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesinde dersler veren Gülizar, “Haberler Bitti Şimdi Oyun Havaları”, “TRT Meydan Savaşı”, “Where Are You Going Türkçe?”, “Ah Baba Ah”, “Burası Türkiye Radyoları” gibi çok sayıda kitap yazdı.
Birçok ödülün sahibi olan duayen spiker Jülide Gülizar, 14 Mart 2011’de zatürre teşhisiyle kaldırıldığı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yaşamını yitirdi.
Gülizar, Türkçeyi iyi kullanmada gösterdiği özeniyle tanındı. Emekliliğinde Türkçenin doğru kullanılması için verdiği mücadeleye devam eden Gülizar, bir röportajında Alman ve Fransızların mecbur kalmadıkları sürece diğer dilleri konuşmadıklarını anlatarak, şu ifadeleri kullanmıştı:
“İki taraf da zorda kalmadıkça birbirlerinin dilini konuşmazlar. Irkçı bir tutumdur. Hayatta evet diyebildiğim tek ırkçılık dil konusundakidir. Konuşma ailede öğrenilir. Aileler çocuğun dilinin düzgün olması için büyük önem verirler. Çocuk sokağa çıktığı zaman dili bozulurdu. Ama o bozulan dil, okula başlayınca okulda düzeltilirdi. Şimdiki ailelerin isteği çocuğuna bir yabancı dili öğretmek. Yabancı dile karşı değilim. Ancak bunu öğrenirken kendi dilimizi unutmamalıyız. Okullarda öncelikle dil sevgisi verilmeli, daha sonra dil bilinci. Burada Milli Eğitim Bakanlığına çok iş düşüyor.”
Asıl soyadını kullanmadı
Jülide Gülizar’ın asıl soyadı “Göksan”dı. Gençliğinde şiirler yazan ve bu şiirlerin altında evlense bile değişmeyecek bir soyad kullanmayı isteyen duayen spiker, kendisine mahlas olarak seçtiği Gülizar soyadını sonraki yıllarda da kullanmaya devam etti.
Gülizar, röportajında soyadını değiştirme öyküsünü de şöyle anlatmıştı:
“Üzerime çok genç yaşta bir sorumluluk binmişti. Bizler için TRT çok önemliydi. Orada çalışmaya başladığımda kendimden çok TRT’yi düşünürdüm, ‘Yapacağım yanlış bir hareket TRT’nin kalitesini düşürür mü’ diye… Reklamlarda oynamam için birçok imajımı bozacak teklifler geldi. Ben sadece TRT’yi düşünerek geri çevirdim. Aslında soyadım benim kendime bulduğum takma adım. Gençliğimde ileride hep ünlü olmayı düşünürdüm. O zamanlar şiir yazıyorum, ‘En büyük şair ben olacağım’ havasındayım. Bir de büyüyünce kocanın soyadını almak var… Hukuk Fakültesindeyken şiirlerim yayımlanacak. Birkaç şair arkadaşım daha vardı, dedim ki ‘Ne yazacağım altına?’ ‘Jülide Göksan’ dediler. Dedim, ‘Evlenince bu soyadı değişecek.’ Oturduk arkadaşlarımla Jülide’ye uygun bir soyadı bulduk. Böylece, Göksan oldu Gülizar. Ben hayatta birinin bir şeyi olmak istemedim. Böylece Jülide Gülizar oldum çıktım.”