İlçedeki Mustafa Kemal Çok Programlı Anadolu Lisesinde biyoloji öğretmeni olarak görev yapan 38 yaşındaki Hakan Tekin, yaklaşık 2 yıldır Keban Baraj Gölü‘nün kıyısından topladığı ağaç dallarına şekil vererek birbirinden farklı eserler üretiyor.
Uluslararası alanda “driftwood art” olarak adlandırılan, suyun sahile getirdiği odun, ağaç parçaları kullanılarak yapılan bu sanat çalışmasıyla özgün eserler ortaya çıkaran Tekin, okuldan arta kalan zamanının çoğunu ilçenin Soğukpınar Mahallesi’ndeki atölyesinde geçiriyor.
Haftanın belirli günlerinde baraj gölü kıyısına inen Tekin, dalgalarla kıyıya taşınan ağaç dallarından işine yarayabilecekleri topluyor.
Atölyeye dönüştürdüğü garajında yüzlerce ağaç dalını boyutuna ve şekline göre ayıklayan Tekin, daha sonra vida, testere, matkap, ip ve silikon yardımıyla ağaç parçalarını sanat eserine dönüştürüyor.
Bir eseri tamamlamak için aylarca çaba harcayan Tekin, hayvan figürlerinden insan yüzüne kadar farklı ürünler yaparak, eserlerini sosyal medya hesabından takipçileriyle paylaşıyor.
“Yıllar boyunca dalgalar bu ağaç parçalarını şekillendiriyor”
Hakan Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sahile vuran ağaç parçalarına Türkiye’nin farklı bölgelerinde çeşitli isimler verildiğini anlattı.
Bazı yerlerde ahşap parçalarına “yaloz” ya da “gargalak” denildiğini belirten Tekin, “Drifwood’un Türkçe karşılığı da aslında deniz dalgalarının kıyıya vurduğu ağaçlar anlamına geliyor. Bu ağaç parçaları akarsular ile deniz ve göllere taşınıyor. Yıllar boyunca dalgalar bu ağaç parçalarını şekillendiriyor ve kıyıya vuruyor. Özellikle deniz kıyısında gezinti yaparken bu ağaçlara sıkça rastlanabiliyor.” dedi.
Tekin, çocukluk yıllarından beri ahşaba ilgisi olduğunu aktararak, “Ahşap ile uğraşmayı çok seviyorum. Driftwood sanatını da internetten araştırdım ve kıyıya vuran ağaçlardan heykel yapıldığını öğrendim. Ahşaba ilgim olduğu için ben de bu sanata başladım.” ifadelerini kullandı.
“Küçük bir parçadan yola çıkarak bütüne ulaşıyorum”
Tekin, şunları kaydetti:
“Driftwood sanatında hemen şu heykeli yapayım diye işe başlamıyorum. Beni ahşap parçaları yönlendiriyor. Küçük bir parçadan yola çıkarak bütüne ulaşıyorum. İlk önce çalışma için başlatıcı bir ahşap parçası hazırlıyorum. Mesela bu parça, insan koluna veya kuşun kanadına benziyor olabilir. Oradan hareketle o figürün diğer parçalarını da tamamlayarak heykeli oluşturmaya çalışıyorum. Hiç ummadığım farklı bir figür de ortaya çıkabiliyor.”
Tekin, bahçesindeki garajı atölyeye çevirdiğini ve okuldan arta kalan zamanının çoğunu burada geçirdiğini anlattı.
Ağaç dallarıyla uğraşarak günlük hayatın stresinden uzaklaştığını ifade eden Tekin, “İnsanların bu yaptığım heykelleri beğenmesi hoşuma gidiyor. Beni daha da teşvik ediyor. Esas hedefim aslında gençlerin bu sanatı hobi edinmelerini sağlamaya çalışmak. Çünkü bu sanat insanı hem ruhen hem de bedenen rahatlatıyor.” diye konuştu.