Türkiye’nin en büyük mozaik müzelerine sahip Hatay ve Gaziantep, adeta göz kamaştıran eserlerle tarihe ışık tutuyor.
Binlerce yıldır birçok medeniyete ev sahipliği yapan Hatay’da, kazılarda çıkarılan sayısız mozaik, Hatay Arkeoloji ve Necmi Asfuroğlu Arkeoloji müzelerinde sergileniyor.
Ağırlıkla milattan sonra 2. ve 6. yüzyıllara ait mozaik eserler, ait oldukları dönemin izlerini yansıtıyor.
Kentte 1948’de açılan ancak ihtiyacı karşılayamaz hale gelmesi nedeniyle taşınarak 2014’te yeni yerinde hizmete giren Hatay Arkeoloji Müzesi, çok büyük bir mozaik koleksiyonunu bünyesinde barındırıyor.
Geçen yıl turizme açılan Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi ise milattan sonra 6. yüzyılda “kamu alanı” olarak kullanıldığı değerlendirilen, 1200 metrekarelik tek parça taban mozaiğiyle ön plana çıkıyor.
Tarih kenti Hatay için büyük önem taşıyan her iki müze de mozaik koleksiyonlarıyla sadece Türkiye’de değil yurt dışında da ses getiriyor.
Hatay Arkeoloji Müzesi Müdürü Ayşe Ersoy, AA muhabirine, dünya çapında mozaik eser zenginliği denildiğinde ilk akla gelen şehrin Hatay olduğunu söyledi.
Yaklaşık 10 bin metrekare alana sahip Hatay Arkeoloji Müzesinin Antakya ve çevresindeki antik kentlere ait eserlerle dolu olduğunu, en önemli koleksiyonlarını da mozaiklerin oluşturduğunu belirten Ersoy, “Antakya mozaikleri, 2. yüzyıldan 6. yüzyıla kadar mozaik gelişimini gözler önüne seren bir tarih barındırıyor. Bugün dünyada bir bilimsel yayın yapıldığında bilim adamları mutlaka Hatay mozaiklerine değinmek zorunda hissediyor çünkü burası dünya açısından da çok önemli bir mozaik seksiyonuna sahip.” dedi.
Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesini gezenlerin ise kendini Roma döneminde hissettiğini anlatan Ersoy, “Buradaki geometrik taban mozaiği, alanında dünyada tek. Milattan sonra 6. yüzyıla ait bir eser. O dönemde Antakya ve çevresinde 2 büyük deprem oluyor, depremde bile mozaikte bir yok olma görmüyorsunuz, tamamen bir dalgalanma görüyorsunuz, bu da ziyaretçilerimiz açısından oldukça ilgi çekici bulunuyor.” diye konuştu.
Ersoy, Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesinin ayrıca müze-otel konsepti bulunduğunu, bunun da Türkiye’de ilk olduğunu kaydetti.
Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesinin şu ana kadar 25 bin ziyaretçiye ev sahipliği yaptığını bildiren Ersoy, Hatay Arkeoloji Müzesinin de her yıl ortalama 250 bin kişiyi ağırladığını ifade etti.
Ersoy, kentte ayrıca 4 farklı yerde mozaik kazılarının sürdüğünü sözlerine ekledi.
Tarih ve kültür meraklılarının göz bebeği: “Zeugma Mozaik Müzesi”
Antik kentleri, tarihi yapılarıyla binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesi ise barındırdığı eserlerle ziyaretçilere unutulmaz tarih atmosferi sunuyor.
Şehitkamil ilçesinde 25 bin metrekaresi kapalı toplam 30 bin metrekare alana kurulan müze, Nizip ilçesinde yer alan ve Fırat Nehri kenarında bulunan Zeugma Antik Kenti’ndeki kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkarılan çok sayıda eşsiz esere ev sahipliği yapıyor.
Roma ve Bizans dönemlerine ait mozaik başta olmak üzere heykel, sütun, mimari yapı ve çeşmelerin bulunduğu, 2 bin 500 metrekare alanı kapsayan müze, özellikle Zeugma’nın “Mona Lisa’sı” olarak görülen ve 52 yıl sonra ABD’den Türkiye’ye iadesi sağlanan “Çingene Kızı” mozaiğiyle ön plana çıkıyor. Roma döneminde savaş tanrısı olarak bilinen Mars’ın heykeli de müzenin ilgi çeken eserleri arasında bulunuyor.
“Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”ne sahip, binası ve mozaiklerin kapladığı alan bakımından dünyanın en büyükleri arasında gösterilen müzedeki mozaikler, ziyaretçilerinde hayranlık uyandırıyor.
Gaziantep Müze Müdürü Özgür Çomak, AA muhabirine, müzenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 2011’de açıldığını hatırlattı.
Müzede fuaye alanlarının, konferans salonlarının bulunduğunu dile getiren Çomak, “Burası, ülkemizde çağdaş müzecilik anlayışı çerçevesinde yapılan ilk müze özelliğini taşıyor. Müzemiz dünyanın da en önemli mozaik müzesidir.” dedi.
Çomak, müzenin A bloğunda Roma, B bloğunda ise Bizans dönemine ait eserlerin sergilendiğini, birçok ülkeden çok sayıda kişinin müzeye geldiğini vurguladı.
Müzedeki mozaiklerin diğerlerinden farklılık gösterdiğini anlatan Çomak, şunları kaydetti:
“Müzedeki eserler teker teker alanından getirildi. Bu da bir nevi aslında yaşayan müze. Müzemiz, yaşayan müzeyi çok iyi anlatan bir sergileme konseptindedir. Dünya ve Anadolu’daki tüm müzelerimizdeki mozaiklerde 9 ila 10 renk skalasına kadar ulaşabiliyor ama Zeugma Mozaik Müzesi’ndeki mozaikler 13 farklı renk skalasından oluşuyor. Mozaiklerde, yapıldığı dönemde Fırat Nehri’nden çıkarılan doğal renkli taşlar kullanılmış. Müzemizde 3 boyut özelliği gösteren mozaiklerimiz mevcut. Mozaiklerde genellikle Roma ve Yunan mitolojisindeki sahneler yer alıyor, mitolojik tanrılar bulunuyor. Balık ve Fırat Nehri etrafındaki zengin bitkiler işlenmiş. Bunlardan en önemlisi de tabii ki Çingene Kızı.”
Çomak, 2019’da müzenin 350 bin ziyaretçiyi ağırladığını, geçen yıl salgın nedeniyle sayının 90 bine düştüğünü, bu senenin ilk 3 ayında ise 15 bin turistin buraya geldiğini ifade etti.
İstanbul’dan gelerek müzeyi gezen Mert Üçmer, “Özellikle Çingene Kızı mozaiğini görmeye geldim. Çok beğendim. Müzede çok önemli eserler var, insan etkileniyor. Herkesin gelmesini tavsiye ediyorum.” diye konuştu.
Ziyaretçilerden Gizem Aktaş da müzeye birçok kez geldiğini belirterek, “Burası zaten dünya çapında çok ünlü. Yapısıyla, atmosferiyle bizi gerçekten eski zamanların o gerçek yaşantısına götürüyor.” dedi.