Birleşmiş Milletler rakamlarına göre, yaklaşık 2,1 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi‘nde 1 milyon 386 binden fazla Filistinli mülteci bulunuyor.
İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerindeki irili ufaklı kamplarda yaşayan Filistinli mülteciler, ramazan ayında kendilerine uzanacak bir yardım eli bekliyor. Birleşmiş Milletler rakamlarına göre, yaklaşık 2,1 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi’nde 1 milyon 386 binden fazla Filistinli mülteci bulunuyor. Bu mültecilerden bazıları, hem vatanlarından sürülmeleri, hem de İsrail ablukasının getirdiği sorunlar nedeniyle Gazze Şeridi’nde zor şartlar altında hayatını sürdürmeye çalışıyor. ( Mustafa Hassona – Anadolu Ajansı )
İsrail’in 1948’de kurulmasıyla mülteci konumuna düşen Filistinlilerden bazıları, hem vatanlarından sürülmeleri, hem de İsrail ablukasının getirdiği sorunlar nedeniyle Gazze Şeridi’nde zor şartlar altında barınıyor.
Gazze’nin farklı bölgelerindeki irili ufaklı kamplarda ikamet eden Filistinli mülteciler, ramazan ayında kendilerine uzanacak bir yardım eli bekliyor.
Gazze’nin güneyindeki yaklaşık 55 aileye ev sahipliği yapan Naher El-Bared Kampı, Filistinli mültecilerin içinde bulunduğu zor durumu gözler önüne seriyor.
10 çocuklu Farvana ailesi, kampta derme çatma, penceresinde cam dahi olmayan, evden ziyade barakayı andıran bir yapıda yaşıyor.
Şebeke suyu dahi bulunmayan barakanın pencereleri bezlerle kapatılmış, ne doğru düzgün mutfak ne banyosu mevcut.
Anne Nihal Farvana AA muhabirine yaptığı açıklamada, bulabildiği odun parçalarıyla evin ortasında yaktığı ateşle çocuklarına yemek yapmaya çalıştığını dile getirdi.
Kışın baraka sular altında kalıyor ve tüm eşyalar ıslanıyor
Çamaşırları elde yıkadığını, evlerinde buzdolabının bile bulunmadığını belirten Farvana, şöyle devam etti:
“Gördüğünüz gibi bu ev yazın da kışın da kalmaya uygun değil. Yazın dayanılmayacak derecede sıcak oluyor. Bu nedenle sıcak havalarda çocuklarım sokakta uyuyor. Aynı şekilde kışın ev havuz gibi oluyor. Sular altında kalıyor ve tüm eşyalar ıslanıyor.”
Anne Farvana, ramazana hazırlık için hiçbir şeylerinin olmadığını, gıdaları olsa da saklayacak yerleri bulunmadığını vurgulayarak, “Çalışabilmeleri için 2 oğlumun okullarını bırakmalarına izin verdim. Şimdi çalışıyorlar ve günlük 5 shekel (12 lira) kazanıyorlar. O parayla da domates, patates alıyorlar. Ramazanda bizim yiyeceklerimiz ancak bunlar. Yine de her zaman Allah’a şükrediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Çöplüğün yanı başına kurulan kamptaki zorlu hayat şartlarına dikkati çeken Farvana, “Hayırseverlere şu mesajı göndermek istiyorum. Benim paraya ihtiyacım yok. Sadece banyo yapmak için temiz su bulamayan, doğru düzgün yiyeceği olmayan, her gün yemek yapmak için yaktığımız ateşten muzdarip çocuklarım için düzenli bir hayata ihtiyaç duyuyorum.” şeklinde konuştu.