KORONAVİRÜS HABERLERİ
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yapan ve yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanan hemşire, hastalık sürecinde yaşadıklarını anlattı.
Hemşire Nezehat Yaman, AA muhabirine, yaklaşık 15 yıldır sağlık sektörünün içerisinde olduğunu, üniversitenin Kadın Doğum Servisinde 5 yıldır çalıştığını söyledi.
Kovid-19’a hastanede yakalandığını ifade eden Yaman, “Biz burada koronalı gebelerin doğumlarına ve sezaryenlerine giriyoruz. Doğumdan sonra da bebeklerin ve hastaların takiplerini yapıyoruz.” dedi.
Nöbetin ardından eve gittiği bir gece ateşinin çıktığını aktaran Yaman, “Bacağım ağrımaya başladı. Şiddetli baş ağrısıyla uyandım. Sabah işe geldim. Arkadaşlarımın yanına yaklaşmadan ‘Ben galiba Kovid-19 oldum’ dedim ve test verdim. Öğleden sonra testim pozitif çıktı.” diye konuştu.
Yaman, sürecin hızlı bir şekilde ilerlediğini belirterek, şunları kaydetti:
“Eve gittim ve kendimi izole ettim. Evde iki çocuğum, eşim ve kayınvalidem ile yaşıyordum. Çok zorlu bir süreç geçirdim. Kovid-19’un bütün belirtileri, öksürük, ateş, titreme, ağrı, solunum sıkıntısı gibi semptomların hepsini yaşadım. Devletimizin verdiği ilaçları kullandım. C vitamini takviye aldım. Tat ve koku kaybı, saç dökülmesi gibi bütün belirtileri eksiksiz yaşadım.”
“Üç gün ateşten ve ağrıdan yerimden kalkamadım”
Zor bir süreç geçirdiğine işaret eden Yaman, “Bir daha evlatlarıma sarılamayacağım diye korktum. Küçük kızım hiç yanımdan ayrılmazken yanıma yanaşmadı, kapıma bile gelmedi. 13 yaşında bir oğlum var, ‘Anne eğer bana bir şey olmayacaksa yanına geleyim mi’ diye sordu. O an çok duygulandım. Gerçekten zorlu bir süreçti. İlk sekiz gün çok kötüydü. Sekizinci günden sonra azaldı. Daha sonra 11’inci gün negatif çıktım. Tat ve koku kaybım 15 gün sonra geldi.” ifadeleriyle yaşadıklarını anlattı.
Yaman, kadınların yaşadığı doğum ağrısını hatırlatarak, “Bu Kovid’den bütün eklemlerin ağrıyor. Ben üç gün ateşten ve ağrıdan yerimden kalkamadım. Bir bardak su içemedim. Her yerin, etlerin dökülüyormuş gibi ağrıyor. Kötü bir ağrı. Ne zaman geçeceğini de bilmiyorsun. Doğum ağrısında doğumdan sonra geçeceğini biliyorsun ama bu Kovid-19’da çok farklı.” şeklinde konuştu.
“Bizim orada kurtarmamız gereken hem bir bebek hem de bir anne vardı”
Serviste yaşanan birçok olaydan etkilendiğini de vurgulayan Yaman, şöyle devam etti:
“Yeni doğum yapmış, dokuz ay karnındaki bebeğini beklemiş bir anne maskesiz bebeğinin kokusunu koklayamıyor. Onlarla birlikte bizler de burada ağladık. Ben ya da diğer arkadaşlarım Kovid’li bir gebe hasta geldiği an hiçbirimiz tereddütsüz doğumuna ya da sezaryenine de ‘Acaba bana bir şey olur mu’ korkusu olmadan girdik. Bizim orada kurtarmamız gereken hem bir bebek hem de bir anne vardı. Bu işlerden hiç çekinmedik. İnsanın kendi başına gelmesi çok farklı bir şey.”
Yaman, hem Kovid-19’u yaşayan hem de Kovid-19’a yakalanan annelerin tedavisinde yer alan bir hemşire olarak, sosyal mesafe ve maskeye dikkat edilmesi gerektiğini, hastalığın dağılımı ve yayılımının azaltılmasının insanların elinde olduğunu sözlerine ekledi.