CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, ramazan ayına girildiğini söyleyerek, ramazan ayının, duyguların yoğunlaştığı bir ay olduğunu dile getirdi.
Ramazan ayının aynı zamanda iç hesaplaşma yapılması gereken bir ay olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Ramazan ayı, aynı zamanda birine kötülük yaptıysak, hakkını yediysek oturup kendi vicdanımızda bunu sorgulama ayıdır. Ramazan, aynı zamanda hak sahibine hakkını teslim etme zamanıdır.” diye konuştu.
CHP’li belediyelerin, olağanüstü çaba gösterdiğini, Kovid-19 salgını döneminde 11 milyon 700 bin vatandaşa yardım götürdüğünü belirten Kılıçdaroğlu, “Yardım talep edip de karşılıksız kalan hiç kimse olmamasına özen gösterdik. Bu yardım talepleri; bazen Genel Merkez’e, bazen belediyelere, bazen milletvekillerimize, bazen de doğrudan belediye başkanlarımıza geldi. Hangi kanaldan ulaşırsa ulaşsın; belediye başkanlarımız, ihtiyaç sahibi olan herkese yardım götürdüler.” değerlendirmesinde bulundu.
“Herkesi kucaklayacaksınız”
CHP’li belediyelerin, bu süre içinde nasıl çalıştığını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Belediye başkanlarımıza şunu söyledim: Yönettiğiniz beldede hiç kimseyi inançları, kimlikleri, yaşam tarzları itibarıyla ayırmayacaksınız. Herkesi kucaklayacaksınız. Bu, birinci kuralımız. Bütün belediye başkanlarımız, bu kurala dün de uydular, ramazan süresince de uyacaklar. Belediyenin hizmetini belli kişiler, zümreler, akrabalar, yandaşlar için değil, halk için yapacaksınız. Belde halkı için yapacaksınız. Sizi, bulunduğunuz makama taşıyanın, o belde halkı olduğunu unutmayacaksınız. Belediyelerinizde, fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapacaksınız. Yoksullara yardım yaparken yoksulun onurunu koruyacaksınız. Halkçılığın en temel ilkesi, insan onurunun korunmasıdır. Fakire yardım yaparken sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek. Bu, halkçılığın temel ilkesidir. Bunu kimsenin unutmaması lazım.
Harcadığınız her bir kuruşun hesabını millete verin. Çünkü harcadığınız para sizin değil, milletin parasıdır. Bu nedenle bütün ihaleleri Facebook üzerinden canlı yapın. Geçmişte aynı ihaleyi 100 liraya yaptıran belediye başkanları varken bizim belediye başkanımız aynı ihaleyi 100 liraya değil, 25 liraya yapıyor ve daha iyi sonuç alıyor. Bunu bütün millete göstermemiz lazım. İsrafla mücadele edin, israftan kaçının. İstaftan kaçınmak aynı zamanda kul hakkına saygı göstermek demektir. Belediyede atamaları yaparken işi mutlaka ehline teslim edin. İşi ehline teslim ettiğiniz andan itibaren belediye başkanı olarak rahat edersiniz. Bir sorun varsa, yansıyorsa talimatını verip sonucunu göreceksiniz. Belediyeyi adaletle yönetin. Bütün belediyeler, belediye başkanlarımız buna uyuyorlar ve adaletle yönetiyorlar. Adaletle yönetmeye herkes özen gösteriyor.”
“Hani CHP vardı?”
“Allah insanı kuru iftiradan saklasın.” sözünü anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Montrö Sözleşmesi’nden rahatsız olan emekli amiraller bir açıklama yaptılar. Açıklamanın metninde, onların iradesi dışında bazı değişiklikler yapıldı. Onların iradesi dışında birilerinin aracılığıyla gece yarısı bu açıklama yayımlandı. Onların iradesini suistimal edenler, iktidara yani saraya yakın olanlardır. Saray buradan bir darbe iması, darbecilik çıkarmak istedi. Arkasından da dönüp ‘Bunun arkasında CHP var.’ dedi. Ne oldu? Hani CHP vardı? CHP ile ilgili tek kelime bile yok. Devlet senin elinde; istihbarat, polis, jandarma senin elinde ve kalktın utanmadan, sıkılmadan beni suçladın. Devlet yalan söyler mi? Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan bir zat yalan söyler mi? Onun için diyorum ya ‘Allah insanı kuru iftiradan saklasın.’ diye.”
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, vatandaşın nabzını tuttuklarını; geçen hafta kendisinin Sinop’a, CHP’li milletvekillerinin ise Karabük, Yalova ve Kars’a gittiklerini anlattı. “CHP çalışmıyor.” söylemlerini anımsatan Kılıçdaroğlu, partisinin çalıştığı kadar kimsenin çalışmadığını söyledi. Türkiye’deki olayları izlediklerini belirten Kılıçdaroğlu, CHP’li milletvekilleri olarak aylıklarını hak etmeye çalıştıklarını ifade etti. Kemal Kılıçdaroğlu, “Yan gelip yatmıyoruz, saraydan medet ummuyoruz, birilerinden avanta almıyoruz. Çünkü biz CHP’yiz, halkın partisiyiz, yandaşlar için değil vatandaşlar için çalışıyoruz. Vatandaşlarımız arasında hiçbir ayrım yapmıyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’yi bu dönemde bir alev topuna benzeten Kılıçdaroğlu, milletin perişan vaziyette olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, son bir yılda 1 milyon 254 bin kişinin işsiz kaldığını belirterek AK Parti’nin iktidarda olduğu 19 yılın sonunda ülkede 10 milyon 219 bin kişinin işsiz olduğunu söyledi. Bir ülkede bu sayıda işsiz olması durumunda orada huzur ve bereketin olmayacağını; kargaşa, intiharlar ve yasa dışı geçinmeye yönelik çabaların ortaya çıkacağını anlatan Kılıçdaroğlu, “Ülkeyi yönetenler emin olun bunların farkında değiller. Onların bir eli yağda, bir eli balda. Vatandaşın çektiği ıstırabı asla bilmiyorlar.” sözlerini sarf etti.
“Ayazı unutmayacaksınız”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Karabük’ü ziyaret eden milletvekillerinin esnafla yaptığı görüşmelerden anekdotlar aktararak “Sevgili esnaf kardeşim, bunlar bu işin çözümünü bulamazlar. Kongrelerini yaparlar, pandemiyi bütün Türkiye coğrafyasına yayarlar, saraylarında otururlar. İnsanlar ölmüş, umurlarında bile değildir.” ifadelerini kullandı.
Söz konusu ziyarette bazı çiftçilerin gübre fiyatlarındaki artıştan yakındığını anlatan Kılıçdaroğlu, “Nasıl geçinecek bu adamlar, nasıl gübre alacak?” sorusunu yöneltti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Kars’a da bir ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade ederek bu ilde de esnafın zincir marketlerden şikayet ettiğini anlattı. Kars’ta bir kuruyemiş satıcısının “Bir an önce erken seçim bekliyoruz. Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.” dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Doğru, ayazı unutmayacaksınız. Korkudan getiremiyorlar ama eninde sonunda bu sandık gelecek. Hep birlikte, bu milleti perişan edene, demokratik bir dersi sandıkta vereceğiz.” dedi.
Kılıçdaroğlu, Sinop’a gerçekleştirdiği ziyarette esnaf ve vatandaşlarla bir araya geldiğini, balıkçıların sorunlarını dinlediğini anlattı. CHP grup başkanvekillerinden, yurdun her yanındaki balıkçıların dertlerini TBMM’ye taşımalarını isteyen Kılıçdaroğlu, “3 tarafı denizlerle çevrili bir ülke, en az denizlerden yararlanıyor. Bir Denizcilik Bakanlığı bile yok. Ama biz çözeceğiz. Denizleri de verimli kullanacağız, bereketli olacak denizlerimiz de. İnsanlar çalışacaklar, huzur içinde avlanacaklar. Karadeniz Ekonomik İşbirliğinin ortak ses çıkarması lazım. Bu konuda da milletvekili arkadaşlarımız da vardı, o konuyu da parlamentonun gündemine taşımamız lazım.” şeklinde konuştu.
İktidarın kibri nedeniyle 401 sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini, vefat sayısının her gün arttığını savunan Kılıçdaroğlu, “Vaka sayısında neredeyse Avrupa’nın birincisi, dünyada da üçüncü olduk galiba. Memleketi bu kadar felakete sürükleyip binlerce kişinin ölümüne yol açan sorumlu kim? Sorumlu Erdoğan.” ifadelerini kullandı.
Kovid-19’un sağlık çalışanları meslek hastalığı kabul edilmesi için bir kanun teklifi verdiklerini ancak meslek hastalığı sayılmadığını da hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Merak ediyorum, Bilim Kurulu bu konuda ne düşünüyor? Kendileri doktor. Doktorların hakkını savunmaları lazım. Yaptıkları tek şey var, ‘Sağlık çalışanlarını alkışlayalım.’ Alkışla. Bu insanlar günün 24 saati çalışıyor.” dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, patates üreticilerinin elindeki ürünün devlet tarafından alınması için çağrı yaptığını ve bu konuda bir Meclis araştırma önergesi verdiklerini anlattı. Hükümetin bu çağrıya o zaman olumsuz yanıt verdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Nihayet geçen gün açıklama yaptılar ve patatesleri alacaklar. Elindeki malı, çok ucuz bedelle, zararına satan çiftçinin hali ne olacak?” diye konuştu.