ABD yönetimi, NATO misyonu çerçevesinde 20 yıldır güç bulundurduğu Afganistan’dan 1 Mayıs itibarıyla çekilmeye başlayacağını, çekilmenin 11 Eylül 2001 saldırılarının 20. yıl dönümüne kadar tamamlanacağını açıkladı.
NATO ülkelerinin savunma ve dışişleri bakanları da dün bir araya gelerek, ABD’nin çekilme kararını ele aldı.
NATO üyesi ülkelerden şu ana kadar Almanya, İngiltere, İtalya, İspanya, Belçika, Macaristan gibi ülkeler ABD’nin kararını takip edeceğini ve Afganistan’dan çekileceğini açıkladı.
ABD’nin çekilme kararının ardından “Afganistan’da güç bırakılacak mı, kalacaksa nasıl ve ne çerçevede bir güç bulundurulacak, hangi ülkeler bu yönde irade koydu, hangi ülkeler veya kurumlarla iş birliği yapılabilir” gibi birçok soru ortaya çıktı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da NATO içinde henüz bir karar alınmadığını söyledi. ABD’nin 11 Eylül’e kadar çekilmesi halinde NATO Kararlı Destek Misyonunun ortadan kalkmış olacağını vurgulayan Çavuşoğlu, “Dün itibarıyla NATO içinde bu görüşülüyor. Başka bir misyon adı altında mı olur, Kararlı Destek Misyonu değil, bir grup ülkeler mi burada olur, NATO veya diğer kurumlardan destekle, başka bir yapı mı olur, ülkeler ikili düzeyde mi, bireysel mi yapar bunları tabii hep konuşmak lazım.” dedi.
İstihbarat raporlarında karamsar tablo
Afganistan hükümeti, ABD’nin çekilme kararını memnuniyetle karşıladı. ABD ile Taliban arasında 2020’de Katar’ın başkenti Doha’da imzalanan barış anlaşmasından bu yana Afganistan güvenlik ve savunma güçlerinin operasyonların büyük çoğunluğunu bağımsız olarak yürüttüğünü ifade eden Afgan hükümeti, güvenlik ve savunma güçlerinin mevcut tehditlere karşı Afganistan’ı savunma kapasitesine sahip olduğunu belirtti.
ABD’nin çekilme kararından sonra ortaya çıkan en önemli soru ise “Afganistan kaderine mi terk edilecek” sorusu. ABD istihbaratının geçen hafta yayımladığı raporda, koalisyonun desteğini çekmesi halinde Afgan hükümetinin Taliban’a karşı mücadelede zorlanacağı ifade edildi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de daha önce Afganistan ile ilgili değerlendirmelerinde, Taliban’ın saldırılarının son dönemde arttığını ve Taliban’ın El Kaide ve DEAŞ gibi örgütlerle ilişkisini kesmesi gerektiğini söyledi.
ABD istihbarat kurumları El Kaide veya diğer terör gruplarının Afganistan topraklarını kullanarak ABD’ye kısa sürede bir tehdit oluşturmayacağı yönünde raporlar hazırladı. Ancak ABD Kongresinin Afgan Çalışma Grubu, bu yıl başındaki raporunda, Afganistan’dan çekilmenin ABD’ye yönelik terör tehdidini 18 ay ile 3 yıl içinde yeniden ortaya çıkarabileceğini belirtti.
ABD istihbarat kurumlarının ortak çalışması ile hazırlanan ve Amerikan Kongresine sunulan “2021 ABD İstihbaratı Tehdit Değerlendirmesi Raporu”nda da karamsar bir tablo çizildi. Raporda, Afganistan’da barış beklentilerinin düşük olduğu ve Taliban’ın savaş alanındaki kazanımlarına devam edeceği değerlendirildi.
1 Mayıs zaten mümkün değildi
Afganistan barış süreci kapsamında ABD ile Taliban arasında Doha’da imzalanan anlaşma, ABD’nin 1 Mayıs itibarıyla Afganistan’dan askerlerini çekmesini içeriyordu. ABD’nin 11 Eylül’e kadar çekileceğini açıklamasıyla bu anlaşmadaki 1 Mayıs’ta çekilmiş olma hükmü geçersiz kalıyor. Zaten daha önce 1 Mayıs tarihinin teknik olarak da çekilme için mümkün olmayacağı dile getiriliyordu.
ABD yönetiminin son çekilme kararını Taliban’ın Doha anlaşmasının ihlali olarak değerlendirip değerlendirmeyeceği henüz net değil. Taliban, çekilmenin duyurulmasının ardından yaptığı açıklamada, yabancı güçlerin 1 Mayıs’ta ülkeden çıkmaması halinde sorunların mutlaka artacağını, yaşanacak sorunlardan anlaşmaya uymayanların sorumlu tutulacağını öne sürdü.
Gözler İstanbul Konferansı’nda
Şimdi Afganistan hükümeti ile Taliban arasındaki barış süreci kapsamında yeni bir girişim olarak Türkiye’de düzenlenecek konferans ön plana çıkıyor. Konferans, Türkiye, Katar ve Birleşmiş Milletlerin (BM) eş düzenleyiciliğinde, 24 Nisan-4 Mayıs’ta Afganistan İslam Cumhuriyeti ve Taliban temsilcileri arasında düzenlenecek.
Afganistan Barış Süreci İstanbul Konferansı’nın adil ve kalıcı bir siyasi çözüm bulunmasına yönelik Doha’da devam eden Afganlar arası müzakerelere hız kazandırması ve tamamlayıcı bir işlev görmesi amaçlanıyor.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da konferansla ilgili değerlendirmesinde, “İstanbul toplantısı dahil bizim amacımız; Afganistan’da kalıcı bir barış, Taliban’ın da dahil olduğu bir siyasi süreç ve Afganistan’da kalıcı bir istikrar.” dedi.
ABD yönetimleri çekilmek istiyordu
ABD yönetimi, New York kentindeki İkiz Kuleler’e 9 Eylül 2001’deki terör saldırılarının ardından saldırıların Afganistan kaynaklı olduğu gerekçesiyle bu ülkeye terörle mücadele gerekçesiyle güç gönderdi.
NATO, tarihinde ilk kez “müttefiklerden birine yönelik saldırıyı bütün müttefiklere yapılmış sayan” Kuzey Atlantik Paktı’nın 5. maddesini devreye soktu. NATO, uzun süre Uluslararası Afganistan Güvenlik Destek Kuvvetini (ISAF) bu ülkede bulundurdu. ISAF’ın 2015 yılında yerini alan “Kararlı Destek Misyonu” hayata geçirildi. Misyon çerçevesinde NATO, Afgan güvenlik güçlerine ve kurumlarına destek, eğitim ve danışma imkanı sundu.
ABD yönetimlerinin uzun zamandır Afganistan’dan çekilmek istediği biliniyordu. Önceki ABD Başkanı Donald Trump, 2020’nin sonunda Afganistan’daki ABD askeri sayısını 5 binden 2 bin 500’e indirme kararı almıştı.
Şimdiki Başkan Joe Biden’ın da eski Başkan Barack Obama’nın başkan yardımcısıyken Afganistan’dan çekilme yönünde tavır takındığı biliniyordu. Amerikan yönetimleri, Afganistan’da uzun yılların ardından çok sayıda NATO askerinin öldüğünü, trilyonlarca doların harcandığını ve artık çıkmak gerektiğini belirtiyordu.
NATO güçlerinin Şubat 2021 itibarıyla Afganistan’da 9 bin 500’ün biraz üzerinde askeri bulunuyordu. Bunların 2 bin 500’ü Amerikan askerlerinden oluşuyor. NATO’nun Afganistan’daki misyonuna NATO üyesi olmayan Gürcistan, Avustralya, Yeni Zelanda ve Moğolistan gibi ülkeler de destek veriyor.