Pop ve caz müzik yorumcusu Ayten Alpman‘ın vefatının ardından 9 yıl geçti.
Alpman, 10 Ekim 1929’da, İstanbul’da doğdu. Annesiyle babası küçük yaştayken ayrılan Alpman, müzikle Nişantaşı Kız Lisesi’nde öğrenciyken İlham Gencer sayesinde tanıştı.
Önce İngilizce şarkılar söyleyen Alpman, üvey babasının işi sebebiyle Malatya’ya taşındı. Burada bir ay kalan sanatçı, daha sonra İstanbul’a dönüp anneannesinin yanında yaşamını sürdürdü.
Sanatçı, Erenköy Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra İlham Gencer’in solistlik önerisiyle İstanbul Radyosu’nda program yapmaya başladı.
Arif Mardin’in yönlendirmesiyle caz şarkıları söyledi
Radyoda ilk kez “You Are Always In My Heart” adlı parçayı seslendiren Alpman, verdiği bir röportajda, o günleri şöyle anlatmıştı:
“İlham’la bağımız hiç kopmamıştı. O sıralarda, 1949’da İstanbul Radyosu açıldı. İlham geldi, ‘Radyoda bize 15 dakika verdiler. Her çarşamba iki parça çalacağız. İki parça da sen söyleyeceksin.’ dedi. Apar topar radyo programlarına başladık. Derken gençliğin sevgilisi olduk mu? O sıralar İstanbul’da hiç Türk şarkıcı yok. İlk kadın şarkıcı Sevinç Tevs’di. Ona çok özeniyordum. Arkadan Rüçhan Çamay çıktı. Ben üçüncüyüm.”
Ayten Alpman, sahneye ilk kez Taksim Belediye Gazinosu’nda düzenlenen bir Tıp Balosu’nda çıktı.
Arif Mardin’in yönlendirmesiyle caz şarkıları söyleyen sanatçı, profesyonel sahne çalışmasına 1952’de Yeşilköy Deniz Park Oteli’nde adım attı. Alpman, 3 ay çalıştıktan sonra Kervansaray Gece Kulübü’ne geçti.
Unutulmayan sanatçı, 1953’te İlham Gencer ile evlendi. Gencer çiftinin, Ayşe ve İlhan isimli iki çocuğu oldu.
Alpman, eşinin Çatı Gece Kulübü’nü kurmasının ardından orada sahne almaya başladı.
“Sayanora / Passion Flower” 1959’da yayınlandı
İlk plağı “Sayanora / Passion Flower”ı 1959’da yayınlayan Alpman, 1960’ta İlham Gencer’den ayrıldı ve bir süre sonra İsmet Sıral Orkestrası ile müzikal hayatına devam etti. Sanatçı, İsmet Sıral Orkestrasıyla 1963’te gittiği İsveç’te iki yıl boyunca İsmet Sıral’la, bir yıl da başka bir caz orkestrasıyla sahne aldı.
Alpman Türkiye’ye döndüğünde, caz yerine yabancı şarkılara Türkçe sözlü uyarlama modası başlamıştı.
Caz şarkıları söylemeyi bir süre daha sürdürse de Türkiye’de aranjman uyarlamalarının öncüsü olan Fecri Ebcioğlu’nun ısrarlarıyla bu türde Türkçe sözlü şarkılar söyleyen sanatçı, bu türde çıkardığı “İnan Bana/Ayrıldık Yalnızım” adlı 45’lik plağı müzikseverlerle buluşturdu.
Sezen Cumhur Önal ile birkaç 45’lik yapan Alpman, Fecri Ebcioğlu ile yaptıkları “Sensiz Olmam” şarkısıyla ilk büyük ilgi gördü.
“Memleketim” şarkısı Ayten Alpman’la özdeşleşti
Ayten Alpman’ın 1972’de seslendirdiği ve sözlerini Fikret Şeneş’in yazdığı “Bir Başkadır Benim Memleketim” plağı başlarda pek ilgi görmedi. Ancak 1974’teki Kıbrıs Çıkartması ile TRT’de “Memleketim” çok sık çalınmaya başlayınca, şarkı yeniden 45’lik plak olarak piyasaya sürüldü ve büyük satış rakamlarına ulaştı.
Mireille Mathieu’nun Fransızca olarak seslendirdiği eser, Türkçe sözleriyle de Ayten Alpman’la özdeşleşti.
Sanatçı, 1953 yapımı “Aşk Izdırabtır” ve 1974 yapımı “Tek Başına” adlı filmlerde rol aldı, “İstersen”, “Sensiz Olmam”, “Tek Başına”, “Yanımda Olsan”, “Ben Varım”, “Ben Böyleyim” ve “Yaz Yağmuru” isimli şarkılara imza attı.
Ardından iki adet uzunçalar (longplay) çalışması yapan Ayten Alpman, son profesyonel sahne çalışmasını 1990’da İstanbul Yeniköy Bilsak Kulübü’nde gerçekleştirdi.
“Müziksiz bir hayat olmaz”
Alpman, müziği bıraktıktan sonra verdiği bir röportajda şunları kaydetmişti:
“65 yaşındayım, son beş yıldır konser hariç hiç şarkı söylemedim. Tüm yaşamım müzikle iç içe geçti. Ama ben hala kim olduğuma karar veremedim. Niye bu dünyaya geldim, ne yapıyorum hala tam olarak bilemiyorum. Müzik nedir diye soruyorsunuz, bakın bunun cevabını vermek çok zor. Müzik insanın yaşamı, hayatı, kısacası her şeyidir. Müziksiz bir hayat olmaz, mutsuz da mutlu da olsam müzik dinlerim. Yemek içmek ne ise müzik de o işte, bitmeyecek bir ihtiyaç, yaşamın sürmesi için gereken bir şey.
Caz nedir diye soruyorsunuz, caz benim 40 senemi verip de hala anlayamadığım bir müziktir. Bakın insanların beni aptal sanmasını istemiyorum. Ama cazı sökmek ve içine girebilmek gerçekten zordur. Dinlerken bir şeyler anlarsın ama çalan ile konuşunca bambaşka şeyler sana söyleyebilir. Cazın öykülerini anlamak zordur.”
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 2007’de düzenlenen İstanbul Caz Festivali’nde “Yaşam Boyu Başarı Ödülü”ne değer görülen sanatçı, akciğer yetmezliği nedeniyle kaldırıldığı İstanbul Şişli Osmanoğlu Hastanesi’nde 20 Nisan 2012’de 83 yaşındayken yaşamını yitirdi.
“Tek başına mücadele eden bir sanatçıydı”
Sanatçı için Teşvikiye Camisi’nde düzenlenen törende konuşan Nilgün Belgün, Ayten Alpman’ın Türkiye için çok önemli bir sanatçı olduğunu söyleyerek, “Çok önemli bir müzisyendi, böyle bir insanı kaybettik. Tam bir Cumhuriyet kadınıydı. Çok kültürlüydü. Yalnız ve dimdik yaşayan, kimseye minnet etmeyen, çok onurlu bir sanatçıydı. Müziğinden de asla ödün vermedi. Kızımın babaannesi, benim de akrabamdı.” ifadelerini kullanmıştı.
Nil Burak da Alpman’ın vefatının ardından, “İstanbul’a ilk geldiğim günden beri tanıyorum. Sesimi çok beğenirdi. Hep caz okumamı söylerdi. Birlikte çok çalıştık. Yeri çok zor doldurulacak, 100 senede bir gelecek bir sanatçı. Duruşundan ödün vermeyen, dimdik ayakta duran, tek başına mücadele eden bir sanatçıydı. Sesi çok güzeldi. Yıllarca beraber anıldık. Vefatını duyunca şok oldum. Bazı insanlara ölüm yakışmıyor, Ayten ablaya da yakışmadı.” demişti.
Ayten Alpman’ın sanat hayatı boyunca dinleyicilerinin beğenisine sunduğu bazı çalışmaları ise şöyle:
“İnan Bana/Ayrıldık Yalnızım” (1967), “Seni Unutmak Senden Kaçmak İstiyorum/Kim Demiş Aşk Yalandır Diye” (1967), “Bu Sana Son Seslenişim/Sevmedim Hayatı” (1967), “Sensiz Olamam/Aynalar Aynalar” (1970), “Bir Başkadır Benim Memleketim/Yaşamak İçin” (1971), Memleketim/Unutsana” (1973), “Ben Yürürüm Yana Yana/Iraktır Yolların” (1974), “Ben Böyleyim” (1976), “Son Bir Defa/Neden Sanki Bu Dünya Dar Geliyor İnsana” (1977), “Eski 45’likler” (1999), “Bir Başkadır Ayten Alpman” (2007)