AA muhabiri, Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye‘nin savunduğu, Cenevre‘de dün başlayıp yarın sona erecek gayriresmi Kıbrıs konferansında da masaya getirilecek “egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm modeli” hakkında KKTC’li üniversite öğrencilerine görüşlerini sordu.
Damla Bilgin, bir KKTC vatandaşı olarak ülkesinin var olmasını tercih ettiğini, Kıbrıs’ta varılacak bir anlaşmanın eşitlik temelinde olması gerektiğini vurguladı.
Uğur Yapıcı, 5 yıldır öğrenci olarak KKTC’de yaşadığını ve KKTC halkının maruz kaldığı zorluklara şahit olduğunu ifade etti.
Yapıcı, “Kıbrıs’ta iki ayrı devlet olması gerektiğini ben de düşünüyorum. 50 yılı aşkın süredir federasyon temelli anlaşma üzerinde konuşuluyor fakat bir sonuca varılamadı. Kıbrıs’taki iki devletin eşit haklara sahip olmasını düşünüyorum.” dedi.
Mustafa Çaluda, “İki devletli çözüm artık zamanı gelmiş bir düşünce ve tezdir. Ana vatan Türkiye’nin iki devletli çözümü daha da açıktan savunması bizi oldukça mutlu etmektedir. Kıbrıs’ta tek nihai çözüm, iki devletli çözümdür diye düşünmekteyim.” ifadesini kullandı.
KKTC’nin kendi egemenliklerini yansıtan, öz devletleri olduğuna vurgu yapan Çaluda, kendi bağımsızlıkları ve bayrakları olduğuna işaret ederek Kıbrıs Türk halkının bu bağımsızlığa sahip çıkması gerektiğinin altını çizdi.
Çaluda, 50 yıldır federasyon görüşmelerinde boşa zaman harcandığını ve Rumların keyfinin beklendiğini belirterek artık buna bir son verilmesi ve iki devletli çözüm yolunda emin adımlarla yürünmesi gerektiğini söyledi.
“KKTC, Kıbrıs Türklerinin tarihteki ilk devletidir”
Özdemir Özerem, Türkiye ve KKTC yetkililerinin iki devletli çözüm konusunda geliştirdikleri siyasetin Kıbrıs Türk halkına adına çok önemli bir adım olduğunu belirtti.
Özerem, “Kıbrıs Türk halkı kurmuş olduğu devlete her zaman sahip çıkmıştır, eksikleri olmasına bu devletin arkasında durmuştur ve bunları gidermek için canla başla çalışmıştır.” dedi.
KKTC’nin var olmasının, her Kıbrıs Türkü için çok önemli olduğunu vurgulayan Özerem, “KKTC, Kıbrıs Türklerinin tarihteki ilk devletidir, buna sahip çıkmak da Kıbrıs Türk gencinin boynunun borcudur.” diye konuştu.
Özerem, federal çözümün uzun vadede ülkeye engel teşkil edeceğini ve sağlıklı bir yapıda olacağını düşünmediğini belirterek “Kıbrıs Türkleri, iki devletli çözüm noktasında egemenliğini, siyasi haklarını ve ambargolara karşı vermiş olduğu bütün mücadelesini egemenlik çatısı altında, iki devletli çözümde sağlayabilir.” değerlendirmesini yaptı.
Yangın Tertemiz de iki devletli çözüm konusunda olumlu düşündüğünü dile getirerek 53 yıldır süregelen bir müzakere sürecinin olduğunu, 46 yıldır ise federasyonun görüşüldüğünü ve sürekli tekrar edilen sistemin içinde olduklarını ifade etti.
Tertemiz, “2017’de Crans Montana’da üst düzey tavizler verilmesine rağmen komşumuz (Rum kesimi) yine masadan kalktı. Ben artık gerçekleşeceğine inanmadığım için federasyondan vazgeçip iki devletli çözüme odaklanmış durumdayım. KKTC’nin devam etmesini ve bu ülkenin kimliğiyle dünyaya açılmak isterim. İnşallah gelecekte bunu görebiliriz.” dedi.
“Federal çözümde biz bir azınlık olarak görülüyoruz”
Mert Nihat Ecevit, Kıbrıs’ta iki devletli çözüm modelinin yıllardır süregelen çözümsüzlüğü sonlandırabilecek bir model olduğunu söyledi.
Yıllardır gerçekleştirilen federasyon görüşmelerinde Kıbrıs Türk kimliğinin yok edilmesiyle karşı karşıya kalındığını kaydeden Ecevit, Kıbrıs Türkü’nün yıllarca çektiği sorunları yok ederek federasyon adı altında haklarının gasbedilişinin devam etmesinin amaçlandığına dikkati çekti.
Ecevit, “Ben Kıbrıslı bir Türk’üm, benim yıllardır kendi kimliğimi dünyaya haykıramamamın belli sebepleri vardır, asıl sebep ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin haklarımı gasbetmesidir.” diye konuştu.
Kıbrıs Türklerin Ada’da azınlık olmadığının tüm dünya tarafından anlaşılmasını gerektiğini vurgulayan Ecevit, sözlerini şöyle bitirdi:
“Federal çözümde biz bir azınlık olarak görülüyoruz, haklarımızı azaltmaya ve bazı insani haklarımızı vermemeye çalışıyorlar. Bu yüzden iki devletli çözümün olması gerektiğini düşünmekteyim.”
Tuğberk Demirkent, KKTC’nin yaşamasını istediğini belirterek Rumlarla birleşirlerse, diğer devletler tarafından onların altında ezilen bir devlet olarak görüleceklerini vurguladı.
Demirkent, “50 yıldır federasyon ile Kıbrıs sorunu çözülemiyor ve biz gençler olarak bir 50 yıl daha kaybetmek istemiyoruz.” diye konuştu.
“KKTC’nin yaşamasını destekliyorum”
Rüyam Hacımuratlar, bir Kıbrıs Türk genci olarak egemen eşitlik temelinde iki devletli çözümü desteklediğini vurgulayarak “KKTC’nin yaşamasını destekliyorum ve bunu arzu ediyorum.” ifadesini kullandı.
Hacımuratlar, KKTC’nin var olmasının Kıbrıs Türk toplumunun ileride uluslararası anlamda tanınmasına yardımcı olacağını ve Kıbrıs Türk halkının haklarının korunmasına imkan sağlayacağını düşündüğünü, aksi durumda Kıbrıs Türk toplumunun Ada’daki etkinliğinin azalacağına inandığını söyledi.
Kıbrıs’ta federasyon temelli yaklaşımın 46 yıldır çözüme götürmeyip çözümsüzlüğü de beraberinde getirdiğini vurgulayan Hacımuratlar, Rumların Ada’yı eşitlik temelinde bir yaklaşım yerine “Ada’yı tamamen ele geçirme” yönündeki tutumlarının da çözümsüzlükte etkili olduğunun altını çizdi.